PAYLAŞ 

Kahramanmaraş’ta yaşanan ve binlerce vatandaşın hayatını kaybetmesine neden olan felaket ile ilgili değerlendirme yapan Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “Merkez  iktidarın  sorumluluklarını merkezi idareye yüklersek çok yanlış olur. Devleti görmek istiyoruz deniliyor mesela... Devlet yanlarında. Devlet belediye başkanı, vatandaş, iş insanları, çorbayı pişirenler... Devlet hepimizin. Ancak devlete yön veren merkezi hükümet ile ilgi sıkıntı var. Merkezi hükümet yok” dedi.

EGEDESONSÖZ - Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, Sonsöz TV’nin konuğu oldu. Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Sandal, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Programın gündeminde ise Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler ve bölgeye gönderilen yardımlar konusu vardı.

AK PARTİLİ POLAT’TAN BAŞKAN SANDAL’A CEVAP

Afet bölgesine önümüzdeki günlerde gideceğini belirten Başkan Sandal, “Çok zorlu bir süreç ve bu süreci yaşayarak öğreniyoruz. Temel ihtiyaçların ne olduğunu ve nasıl çalışmaların yapılması gerektiği ile ilgili tecrübe kazanıyorsun. Henüz bölgeye gidemedim ancak bu hafta gideceğim. Öncelikle buradaki yardımların toplanması ve gönderilmesi gerekiyordu.Biz de çalışmalarımızı Büyükşehir aracılığı ile tamamladık. Bölgeden aldığımız talepler doğrultusunda, TIR'larımızı da gönderdik. Sağlık ekiplerimiz ve arama kurtarma ekibimiz orada. Önümüzdeki haftalarda farklı illerde, içleri hazırlanmış 100'er çadır kuracağız.  Biz bölgeye gidip kendi personelimiz ile hazır halde bir alan kuracağız. Kararımızı aldık, arkadaşlarımıza talimatımızı verdik. Uçağa yetişecek erzaklarımız var.Ben alanda olduğum için personelin tamamını, araçların tamamını çağırdım. Koordine edilmesi önemli. Çadır karşılıyoruz, bunların bir kısmını iş insanlarından aldık. Şimdi bölgenin tamamını gezeceğiz. Buradakiler arkadaşlarımız ile irtibat halinde olarak elimizden ne geliyorsa her şeyi seferber edeceğiz” diye konuştu.

DEVLET HEPİMİZİZ
Özellikle depremin ilk anında yaşanan aksamalara dikkat çeken Başkan Sandal, “Meseleyi belediye başkanı, vali ve kaymakam boyutunda düşünmek olayı kilitlemek olur. İnsanlar yetkileri ve güçleri kapsamında  önleyici tedbir almada yeterli olmayabilir. Havaalanı yarılmış, karayolu çökmüş ve iklim şartlarından kaynaklı olumsuzluklar var. Merkezi iktidarın sorumluluklarını merkezi idareye yüklersek çok yanlış olur. Devleti görmek istiyoruz deniliyor mesela... Devlet yanlarında. Devlet belediye başkanı, vatandaşa, iş insanları, çorbayı pişirenler... Devlet hepimiziz. Ancak devlete yön veren merkezi hükümet ile ilgili sıkıntı var. Merkezi hükümet yok.  Dünyanın en güçlü ordusuna sahibiz. Hava şartlarından kaynaklı ulaşım sağlayamıyoruz. Askeri kargo uçaklarımız neden buralara yardım götürmedi? O havaalanlarından köylere, ücra yerlere ekmek su götürmek bu kadar mı zor? Bunlar, vatandaşlara devleti sorgulatıyor. Vatandaşlara çağrımdır. Bu merkezi idarenin sorunu, devlet hepimizin” ifadelerini kullandı.

BAKAN ÇIKIP DEPREM PARALARINI OTOYOLA VERDİK DİYOR
Muhalefete yönelik iktidar partisi tarafından yöneltilen ‘siyaset yapılıyor’ eleştirilerine  yanıt veren Sandal, “Nasıl siyaset yapmayacak? 7 imar affı yapılmış... İmar affı ne demek? Kaçak yapı yapıyoruz, binanın, statiği, çimentosu, demiri yerinde değil, kaçak iş yapmışım ve ben 7 defa bunu affediyorum. Peki imar afları siyasi midir? Siyasidir! Bölgede 294 bine yakın bina imar affından yararlanmış. Bayraklı'da işi belediyeye monte edebilir miyiz diye uğraştılar. Geçmişte yapılan işlemlerle ilgili bizim bir durumumuz var mı diye bakıldı. Belediyeler elindeki ruhsat mevzuatı neyse ona göre ruhsat vermek zorunda. İmar yönetmeliği var. Siz şartları yerine getiremiyorsanız belediyenin ruhsat vermemesi söz konusu olabilir mi? Deprem ile ilgili onca akademisyen, çalıştay, çalışmalar yapılıyor... Biz hala anlayamadık mı hangi binaların riskli olduğunu, hangi yerlerden fay hatlarının geçeceğini anlayamadık mı? Bakan diyor ki deprem parasını otoyola verdik. Ancak o da çöküyor. Sonra siyaset yapmayın. Belediye araçlarının önündeki tabelaları sökmediğiniz zaman siyaset yapılmaz. 72 saat geçmiş ve ulaşılamamış birçok bölgeye… İnsanlar içerden bizi kurtarın diye bağırıyor. Ama biz belediyelerin afişlerini sökmek, kutuların üstündeki belediye yazılarını sökmek ile uğraşıyoruz. Arıyoruz ihtiyaç varsa gönderelim diye, bize hayır TIR'lar bekliyor diyorlar” dedi.

BAŞARILIYIZ DEMEK İÇİN…
İzmir’de yaşanan depremde öğrendikleri en önemli şeyin lojistik olduğunu vurgulayan Sandal, “Deprem anında öncelik arama kurtarma, enkaz ve çadır. Bu işin yüzde 75'i arama kurtarmadır. Arama kurtarmada da ilk 72 saat önemlidir. Bu arama kurtarma ile sokaktaki insanın tüm lojistiğini çözmektir önemli olan. Bu organize edildiyse evet başarılıyız. Bu yoksa bunun vebalini nasıl ödeyeceğiz? Enkazda ölen çocuğun elini tutan adamın vebalini nasıl ödeyeceğiz? Motosiklet ile cenazesini götüren adamın vebalini nasıl ödeyeceğiz?” ifadelerini kullandı.

LOJİSTİĞİ İYİ VE DOĞRU YAPTIK
Deprem sürecinde Bayraklı’da işleyişin nasıl olduğunun sorulması üzerine süreci anlatan Sandal,
“Bayraklı'da arama kurtarma süreci çok hızlı ilerledi. 7 binamız vardı, ilk turda ilçe belediyeleri ve büyükşehir olarak diğer kurtarma ekipleri gelene kadar 200 vatandaşımızı kurtardık. Bir de JAK ekibi var... Özel bir minnetimiz var. Bayraklı'da devletin kurum kuruluşları, kolluk kuvvetleri buradaydı. Bir tek yağmalama olmadı. Neden? Çünkü emniyetimiz tedbirlerini güzel aldı. Biz çadır sürecini 1 ayda tamamladık. Hiçbir şeye muhtaç etmedik vatandaşlarımızı. Lojistiğini  iyi yaptık ve doğru ulaştırdık. Her çadırda telefonlar vardı. Burada bu pozitif süreci atlattık. En son aşaması ise mal kayıplarını telafisi ile ilgili. Bayraklı'da 300'e yakın bina yıkıldı. Orta hasarlı 20'ye yakın binamız kaldı. İmar yönetmeliği değiştiği için yaklaşık yüzde 35'lik kaybı önlemeye çalıştık. Bunu Büyükşehir ile o gün bütün siyasi parti temsilcileri ile meclislerde K sınırları işini hayata geçirdik. Vatandaşın hak kaybını engelledik. Ancak maliyetlerin artması ile müteahhitler işlerden kaçmaya başladı. Vatandaş talebinin emsal ile karşılanması ile ilgili taleplerini dile getirdi. Genel Başkanımız da geldiğinde talimatını vermişti, gereğini yapın diye. Biz de parselde 20, ada bazında yüzde 30 ile bunu sağlamış olduk. Kredi miktarının 400'den 600'e çıkmasını sağladık, Halk Konut ile birlikte elimizi de taşın altına koyduk ve süreç bu şekilde devam ediyor. Bunun dışında bir de önleyici tedbirler almak lazım” ifadelerini kullandı.

HERKES GELİP GÖREBİLİR
‘Ruhsat alamıyoruz’ eleştirilerine yönelik çağrıda bulunan Sandal, “Depremzede vatandaşlarımız ruhsatı alamıyoruz dedi. Ancak bunun nedeni müteahhit. Belediyenin kendisinden istediği işleri yapmıyor. Biz deprem bölgesinde zemin etüdü doğru yapılmamış binaya ruhsat verebilir miyiz? Hatay'da bir bina kutu gibi devrilmiş… Neden? Büyük ihtimalle zemin etüdü yapılmadı için. Bizden bunu isterlerse ruhsatı vermeyeceğiz. Bu vebale girmeyiz. Bu nedenle sözleşmeler birer birer iptal oluyor. Bizde 50'ye yakın vatandaşı çağırıp bizim müteahhitten istediğimiz ve yerine getirmediği şeyleri gösteriyoruz. Müteahhit aslında binayı yapmak istemiyor. Ben belediye başkanı olarak çağrı yapıyorum. Bina ruhsatımızı alamıyoruz, geciktiriyor diyen herkes gelip görebilir” diye konuştu.

Yakalanan müteahhitlere hiçbir şey yapılmayacağını belirten Sandal, “Hepsi boş... Geçmişteki depremdekilere ne olduysa bunları da öyle olacak. 300 bin bina ruhsatsız iken siz bunu affetmişsiniz ve içinde insanlar var. Kim sorumlu?” dedi.

BURALAR ESKİ BAMYA TARLALARI
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi arasında yapılan çalışmanın sonuçları hakkında da bilgi paylaşan Sandal, “Büyükşehir çok önemli çalışmaya imza attı. Bölgenin işlemleri tamamlandı. Her zeminin kendine ait özellikleri var. Aynı adadan farklı parsellerde bile farklı özellikler çıkabiliyor. Bizim büyük Migros'a kadar, farklı jeolojik dönemlerde denizin gelgiti ile oluşmuş 7,5-10 metre arasında oluşmuş tabaka var. Buradan deniz kabukları çıkıyor. Onun altında toprak alüvyon. Bir tane çakıl yok. Sıvılaşma zemini ilk 15-20 metrede yüksek. Eski bamya tarlaları buralar. Bu bölge zaten bilinen bir bölge. Sadece resmi olarak tescillenmiş oldu. Büyükşehir ayrıca bir binanın envanterini çıkarttı  İMO ile. Bunun dışında yapılması gereken şey kenti planlamak lazım. Geçmişte gelen çoğu imar yönetmeliğine uymayan binalarımız var. Bununla ilgili bir grup meclis üyesi arkadaşımız bir adada çalışma yapıyorlar. Onu bitirdiğimiz zaman örnek bir dönüşümün önü açılacak. Biz üstümüze düşen meseleyi yerine getirdik. Yeni kent merkezindeki parselasyonu da hallettik 160 hektarda. Kentsel dönüşümde 60 hektar daha var onu yeniden ele aldık ve yüzde 90 civarında vatandaştan kabul var. Yasal süreçler bittiğinde ciddi bir engel gelmezse kazmayı vuracağız.  O ilk çalışmamız örnek olarak bütün bölgeye uygulayacağız. Bayraklı'nın yüzde 60'ının imar revizyon planı tamamlamış durumdayız. Kentin ana meselesini bitmiş olacağız. Depremden sonra bir yerel yönetim ne yapar? İşte biz yapıyoruz. Bayraklı Belediyesi'nin revizyon çalışması belki de ilktir” diye konuştu.

ÖNEMLİ OLAN…
Konteyner kentteki yapıların sökülerek bölgeye götürülecek olmasını 'pozitif hamle’ olarak yorumlayan Sandal, “2 gün önceye kadar bizde olan bilgi buraya gelecek olan depremzede olmadığı. Yeni bir bilgi de bunların taşınacağı ile ilgili. Her ikisi de bize uyar. Vatandaşlarımız gelir konteyner kentte kalırlarsa hiçbir şeye ihtiyaç duymadan onları misafir ederiz. Bölgeye götürülüyorsa bu da vatandaşlar adına pozitif işlem” diye konuştu.

ASIL PROBLEM KOLONDAN ZİYADE…
‘Kesik kolon’ iddialarının yeniden gündeme gelmesi sonrası bir çalışma yapılıp yapılmayacağı yönündeki soruya yanıt veren Sandal, “Belediye olarak oturum olarak konutlara giremiyorsunuz. İzin almanız lazım. İş yerine de denetleme ile ilgi kendi verdiğiniz ruhsat ile ilgili gidebilirsiniz. Bayraklı'daki bu iddiaların doğru olanı yok gibi. Kolon kesimi kadar önemli bir iş daha var. Barış sitesinde... 3 blok yan yana.  Ortadaki bloğun altını örmüşler yönetici binası, kapıcı gibi. İki binanın altı otopark. İki bina çöktü ortadaki durdu. Sadece örülen duvarların desteği ile. Dükkanlardaki asıl problem kolon ve kirişlerde ziyade duvar kaldırma işlerini ciddiye almamız lazım. Bazen minicik bir güç sınır değeri olabiliyor ve çökmesini engelleyebiliyor” ifadelerini kullandı.

TABİİ Kİ TANIDIĞIM MÜTEAHHİTLER VAR
Kentsel konusu ile ilgili olarak açıklama yapan Başkan Sandal, “Şu an bir itiraz süreci var. Ancak biz çalışmaları durdurmuş değiliz. Kooperatif modelinde vatandaşlarımıza biz sizin yanındayız diyoruz. Ancak vatandaş bazen yanlış bilgilendiriliyor. Batan kooperatif modeli herkesin aidatını ödediği, kimi zaman müteahhitlerin kaçtığı işler. Bizim yaptığımız farklı işler.  Bizde kat karşılığı sözleşme yapacaklar. Batma durumu olmayacak. Kooperatif kurun diyoruz. Burada vatandaşın aldatıldığı işler var. Vatandaşa ‘başkan bölgede şu müteahhit ile gezdi’ diyorlar. Ama gezmedim. Aslında gezmem lazım. Benim tabii ki tanıdığım müteahhitler var. Görüşürüm, otururum, konuşurum. Ancak bu işi yaparlar mı? Yapmazlar. Keşke İzmir'in önde gelen 5 firması bir anlaşma yapsalar biz burada kamu yararı görüyoruz, kentsel dönüşüm ile ilgili elimizi taşın altına koyuyoruz deseler... Ancak yapmazlar. Bu da aslında onlara yönelik eleştirim olsun. 1'e alıp 5'e sattığı yerler varken, 1 TL'den 20 TL kazanmak kimin umurunda? Keşke güçlü, biraz daha marka işi oraya sokabilirsek hem bina kalitesi hem konut değerleri atmış olur. O nedenle bu tür negatif eleştiriler var. Biz kararlıyız. Amacımız bir an önce kazmayı vurmak. Yasal olarak bizi kilitleyen süreç olmazsa kazmayı vuracağız” diye konuştu.

ŞEHİR HASTANESİ ÇIKIŞI: YOL NEDEN DÜŞÜNÜLMEDİ?
Kentte tartışmalara neden olan Şehir Hastanesi sürecinde yol sorununa dikkat çeken Sandal, “Normalde bir kamu yatırımı değil. Firma hastane yapıyor, biz ona hasta garantisi vereceğiz ve 40 yıl sonra bina bize kalacak. Yap-işlet-öldür-git... Bu noktaya gelmişse engel olmakta çok doğru bir süreç değil.  Bitmek üzere. Ancak bizim seçim çalışmaları yaptığımızda da CV'ler toplanıyordu. 4 yıl geçti, 6 ayda bir açılacağı söyleniyor ancak yine yetişmedi. Küçük bir bölümünü açacaklardı ancak orada da teknik sıkıntılar var. Bizim orada çevre yolumuz var ancak o artık şehir içi yola döndü. Sabah ve akşam trafiğinde kilitleniyor. Biz ambulans ile acil bir hastayı nasıl yerleştireceğiz... En az 7-8 senelik bir mesele. Bu yol neden hiç düşünülmedi? 4 yıl önce açılacaktı. Buranın yolu olmaz mı?” dedi.