Aydın'ın Germencik ilçesinde 3 aracın karıştığı kazada ağır yaralanan İlknur Araz (25), tedavi gördüğü hastanede 5 gün sonra hayatını kaybetti.

Kaza, geçen pazartesi günü saat 06.00 sıralarında Aydın-İzmir Otoyolu Ömerbeyli yakınlarında meydana geldi. İzmir yönünden gelmekte olan Hüseyin A. (27) yönetimindeki 20 D 7180 plakalı otomobile, aynı istikamette seyir halindeki Ertuğrul T. (44) yönetimindeki 09 ALA 850 plakalı otomobil arkadan çarptı. Arkadan gelen İrfan T. (42) yönetimindeki 48 YZ 414 plakalı TIR da 09 ALA 850 plakalı otomobile çarptı. 3 aracın karıştığı kazada 20 D 7180 plakalı otomobil sürücüsü Hüseyin A. ile aynı otomobile yolcu konumunda bulunan İlknur Araz (25) yaralandı. Yaralılar, olay yerine sevk edilen ambulanslarla Aydın Devlet Hastanesi'ne sevk edilerek tedavi altına alındı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

HASTANEDE HAYATINI KAYBETTİ
Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan İlknur Araz, hastanede yapılan müdahalelere rağmen, kazadan 5 gün sonra hayatını kaybetti. Diğer yaralı Hüseyin A.’nın ise durumunun iyi olduğu öğrenildi. (DHA)

 

Mehmet KARABEL yazdı... Çocuk yaşında assolist oldu!

İYİ Parti'de yarın gerçekleşecek olan olağanüstü genel kurul öncesi İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar sosyal medya hesaplarından İzmirli delegelerin ve başkan adaylarından Koray Aydın'ın bir arada olduğu fotoğraf paylaştı.

EGEDESONSÖZ - İYİ Parti'nin 5'inci olağanüstü kongresi cumartesi günü yapılacak. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in de veda konuşması yapacağı kongrede yeni İYİ Parti genel başkanı belli olacak. 

Genel başkanlık için yarışacak üç isim TBMM Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti TBMM Grup Başkanı ve Ankara Milletvekili Koray Aydın ve İYİ Parti Göç Politikaları Başkanı Mehmet Tolga Akalın bin 302 delegenin oyunu almaya çalışacak. 

Seçime saatler kala İYİ Parti İzmir Milletvekili ve eski il başkanı Hüsmen Kırkpınar, il delegeleri ve Koray Aydın'la fotoğraf paylaştı.

Fotoğrafı sosyal medya hesaplarından paylaşan Kırkpınar 'Evet İzmir hazır' Teşkilat Koray Aydın diyor' ifadelerini kullandı. 

 

Aliağa Belediye Başkanlığı seçimini kaybeden CHP'li Çağatay Güç, Başkan Tugay tarafından genel sekreter yardımcılığı görevine getirildi.

EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın seçim sonrası başlattığı kadro revizyonu çalışmaları sürüyor. 

Son olarak  görevden alınan Genel Sekreter Yardımcısı Özgür Ozan Yılmaz’ın yerine Aliağa Belediye Başkanlığı seçiminde MHP'li rakibine bin 373 oy ile kaybeden CHP'li Çağatay Güç atandı. 

Yılmaz ise  Fen İşleri Daire Başkanı olarak atanırken Fen İşleri Daire Başkanı Hamdi Ziya Aydın ise şube müdürü oldu. 

 

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde uzun yıllar raylı sistem projelerini yöneten isim olan İnşaat Mühendisi Raylı Sistemler Daire Başkanı Mehmet Ergenekon görevinden alındı.

EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın seçim sonrası başlattığı kadro revizyonu çalışmaları sürüyor. Başkan Tugay’ın yakın takibe aldığı altyapı ve ulaşım birimlerinde değişikliğe gidildi. Büyükşehir Belediyesi’nin kritik görevinde bulunan Raylı Sistemler Daire Başkanı Mehmet Oğuz Ergenekon görevinden alındı.

Büyükşehir’in İZBETON başta olmak üzere yol ve altyapı gibi kurumlarında uzun yıllardır çalışan İnşaat Mühendisi Ergenekon, Büyükşehir’in uzun süreli daire başkanları arasındaydı. İzmir’de raylı sistemin yaygınlaştırılması, kent geneline yayılması ve lastik tekerlekli ulaşımdan raylı sisteme geçiş çalışmalarında aktif görev alan Ergenekon, Karşıyaka ve Konak Tramvay Projelerini bizzat yürütmüştü. Ergenekon’un daire başkanlığı döneminde ayrıca Narlıdere Metrosu tamamlanırken, Büyükşehir Belediyesi’nin en büyük yatırımı olan Buca Metrosu’nun da ihalesi yapılarak temelleri atılmıştı.

Ergenekon’un görevinden alınmasından sonra boşalan koltuğa TCDD kökenli metalurji mühendisi Alpaslan Kara atandı. 

Personeline maaşlarını düzenli ödemekte zorlanan Karşıyaka Belediyesi’nde Mart ayı maaşından 10 bin TL yatması işçileri isyan ettirdi. Belediye önünde yapılan eylemde sendika maaşların tek seferde yapılmasını talep ederek “İşçinin bankadan borç alamadığı için tefeciden borç aldığını, onu da ödeyemeyecek duruma geldiğinde ölüm korkusu yaşadığını, intiharın eşiğine geldiğinde ‘ölürsem çocuğuma kim bakar’ diyen yardım çığlığını görün artık” dedi.

EGEDESONSÖZ - Karşıyaka Belediyesi'nde maaşları zamanında ödeyememesi üzerine DİSK Genel İş üyesi işçiler bir kez daha basın açıklaması yaptı.

Son olarak Personel AŞ çalışanlarına mart ayı maaşlarının sadece yarısı, Kent AŞ çalışanlarına ise mart ayı maaşlarından sadece 10 bin TL yatırılması üzerine işçiler duruma tepki gösterdi. 

Mesai bitimiyle belediye binası önünde bir araya gelen işçiler, geçinemediklerinin belirterek maaşların tek seferde yatırılmasını talep etti. 

Genel İş İzmir 8 Nolu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin tarafından okunan basın metni şu şekilde:

Karşıyaka belediyesi çalışanlarının maaşı, aylardır gününde yatmıyor eksik yatıyor geçmiş dönem ücret alacakları ödenmiyor.

Bilindiği üzere Karşıyaka Belediyesi' nde iki şirketimiz bulunmakta; bunlardan birisi olan

Personel Aş çalışanlarının; Mart ayı maaşının geçen hafta %33′ ü Bugün de kalan miktarın %21' i yattı. Yani toplamda % 54 gibi bir rakam yattı.

Kent AŞ çalışanlarının ise, Mart ayı maaşından bugün kişi başı 10 bin TL yatırılmıştır.

Ve artık geçinmemiz imkansız hale gelmiştir ve bilinmelidir ki GEÇİNEMİYORUZ

Bugüne kadar Karşıyaka Belediyesinin önünde toplansak da, basın yoluyla demeç versek de, üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bıraksak da, 20 gün boyunca belediyenin önünde sabah öğlen akşam etkinlik yapsak da maaşlarımızın ödemesi düzene girmiyor, eksik yatıyor zamanında yatmıyor. İşçinin sesini, çaresizliğini, evine ekmek götüremeyişini, ev sahibine "kirayı ödeyemiyorum maaşım yarım yattı" derken ki mahcubiyetini, eşiyle artık kavga etmemek için eve geç gidişini, kredi kartı borcunu ödeyemediği için bankaların haciz koyduğunu, bankadan borç alamadığı için tefeciden borç aldığını, onu da ödeyemeyecek duruma geldiğinde ölüm korkusu yaşadığını, intiharın eşiğine geldiğinde "ölürsem çocuğuma kim bakar" diyen yardım çığlığını, yapacak bir şey kalmadığı için yaşadığı çaresizliği, görün artık. Duymuyorsunuz, duyun artık.

Evet para yok, biz anlamak istiyoruz, ancak evde çocuk, eş, mahalledeki bakkal, ev sahibi, banka, tefeci anlamıyor, anlatamıyoruz. Bizim için aldığımız maaşlar çok büyük hayati öneme sahip. Bu enflasyonda, bu yoklukta aldığımız her bir kuruş, bizim için hayati önem taşır, her bir kuruş bizim alnımızın teridir, çocuğumuzun ekmeğidir. Alacaklarımızın hepsi, bizim, hayatımızı idame ettirdiğimiz ücretlerimizdir. Biz bu maaşlarla bir ay boyunca geçinmeye çalışıyoruz, alamadığımız için artık GEÇİNEMİYORUZ...

Peki biz çalışanlar sizden ne istiyoruz:

Maaşlarımızın ve ücret alacaklarımızın, zamanında ve düzenli olarak ödenmesini istiyoruz!

Maaşlarımızın, parça parça değil, tek seferde ödenmesini istiyoruz!

Biz işçiler olarak bugüne kadar sorumlu bir davranış gösterdik, bundan sonra da bu sorumlu davranışı sizden talep ediyoruz.

Bir tek derdimiz var derdimiz işçinin, emekçinin, çalışanın ekmeğidir. İşçilerin maaşları ve diğer alacak ücretleri bir an önce ödenmeli, işçi huzurla işinin başında olmalı ve bundan sonraki süreç, birlikte yürütülmelidir. Aksi halde eylem ve etkinliklerimiz devam edecektir.

İzmir'de terör örgütü DEAŞ'a yönelik operasyonda gözaltına alınan 11 şüpheliden 8'i tutuklandı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı koordinasyonunda, İl Jandarma Komutanlığı ve MİT Başkanlığınca, 24 Nisan Çarşamba günü, örgüt içinde olduğu tespit edilen 13 şüpheliye yönelik İzmir'de gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan 11 şüphelinin işlemleri tamamlandı.

Şüphelilerden 1'i mükerrer soruşturma nedeniyle salıverildi. Adliyeye sevk edilen 10 zanlıdan 8'i tutuklandı, 2'si adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Firari 2 şüphelinin yakalanması için çalışmalar devam ediyor.

24 Nisan Çarşamba günü DEAŞ silahlı terör örgütü içinde olduğu tespit edilen 13 şüpheliye yönelik İzmir'de 13 adrese eş zamanlı operasyon düzenlenmiş, ekipler 11 şüpheliyi gözaltına alırken, aramalarda çok sayıda dijital materyal ile 4 yasak yayına el konulmuştu.

İzmir'in Çeşme, Selçuk ve Seferihisar ilçeleri açıkları ile Urla ilçesinde 86 düzensiz göçmen yakalandı, göçmen kaçakçısı olduğu iddia edilen bir kişi gözaltına alındı.

Sahil Güvenlik Komutanlığının internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, Çeşme ilçesi açıklarında lastik botta bir grup düzensiz göçmen olduğu bilgisi üzerine bölgeye ekip sevk edildi.

Ekipler, durdurdukları lastik botta 9'u çocuk 24 düzensiz göçmen yakaladı. Göçmen kaçakçılığı iddiasıyla 1 şüpheli gözaltına alındı.

Selçuk ve Seferihisar ilçeleri açıklarında da durdurulan lastik botlardaki 10'u çocuk 42 düzensiz göçmen karaya çıkarıldı.

Urla ilçesi Çamlimanı mevkisinde de bir grup düzensiz göçmen olduğu bilgisi üzerine Sahil Güvenlik Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Timi ve İzmir İl Jandarma Karakol Komutanlığı personeli, 10'u çocuk 20 düzensiz göçmeni yakaladı.

Düzensiz göçmenler, işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin 2024’ün ilk 3 aylık verilerine göre, İzmir’de bir önceki yıla göre kurulan şirket sayısı azalırken kapanan şirket sayısı arttı.

Metehan UD / EGEDESONSÖZ - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, 2024 Mart ayında açılan ve kapanan şirket istatistiklerini açıkladı.  Buna göre, martta bir önceki aya göre kurulan şirket sayısı yüzde 12,2, gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 16,2, kooperatif sayısı yüzde 0,4 azalış gösterdi. Aynı dönemde kapanan şirket sayısı yüzde 13,9, gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 31,5 azalırken, kooperatif sayısı yüzde 36,5 arttı.

Martta geçen yılın aynı ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 22,4, kooperatif sayısı yüzde 11,8, gerçek kişi ticari işletme sayısı ise yüzde 47,4 azaldı. Bu dönemde kapanan şirket sayısında yüzde 15,6, kooperatif sayısında yüzde 29,1 artış olurken, gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 17,2 azalış gerçekleşti.

Açıklanan rakamlara göre İzmir’de Mart ayında 624 şirket, 56 gerçek kişi ticari işletmesi ve 32 kooperatif kuruldu. Yine aynı dönemde 95 şirket, 86 gerçek kişi ticari işletmesi ve 4 kooperatif kapandı. Ayrıca 114 şirket ve 1 kooperatif de tasfiye işlemlerine başladı.

KURULAN SAYISINDA AZALIŞ
Yılın ilk 3 ayında ise İzmir’de 2 bin 15 şirket kurulurken, 206 gerçek kişi ticari işletmesi ve 99 kooperatif kuruldu.

Geçtiğimiz yılın aynı döneminde 2 bin 231 şirket, 282 gerçek kişi ticari işletmesi ve 60 kooperatif kurulmuştu. Kurulan ticari işletme sayılarında azalış olduğu görüldü.

KAPANAN SAYISINDA ARTIŞ
2024’ün ilk 3 ayında ise İzmir’de 368 şirket, 316 gerçek kişi ticari işletmesi ve 14 kooperatif kapanırken ayrıca 441 şirket ve 6 kooperatif de tasfiye sürecine girdi.

2023’ün aynı döneminde ise İzmir’de 260 şirket, 276 gerçek kişi ticari işletmesi ve 15 kooperatif kepenk indirirken 371 şirket ve 13 kooperatif tasfiye işlemlerini başlattı. Açıklanan rakamlara göre kapanan ve tasfiye sürecine giren ticari işletme sayısında bir önceki yıla göre yüzde 22’lik artış var.

59'unvu Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun 160.1 kilometrelik Kuşadası-Manisa (Spil Dağı) tırmanış etabını kazanarak Genel Ferdi Klasmanda da birinciliğe yükselip Turkuaz Mayo'nun sahibi olan DSM-Firmenich takımından Frank Van Den Broek, ‘’Bu etap galibiyetini kesinlikle beklemiyordum” dedi.

Yarış sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Hollandalı bisikletçi, ‘’Tırmanışa o kadar odaklanmamıştım. Son 3 kilometrede sprint gibi bir etap yapısı vardı. Bu da etabın sonuna rahat gelmemi sağladı. Bugünkü tırmanışta fazla takım sahnedeydi. Bugüne kadar klasikler mi, sprinter mi, tırmanışçı mı olacağımı düşünüyordum. Artık kendimi keşfetmeye başlıyorum. Bugün benim için önemli bir adım oldu. Bundan sonraki antrenmanlarda tırmanışa ağırlık verebilirim” şeklinde konuştu.

Toplantı sonunda Türkiye’yi nasıl bulduğu sorulan Broek, buraya ilk kez geldiğini sözlerine ekledi ve “Çok güzel sahilleri, çok güzel iklimi olan bir ülke. Geçen yıl istemiş ama gelememiştim” ifadelerini kullandı.

Muğla'nın Fethiye ilçesinde, halsizlik şikayetiyle komşusu Dr. A.S.'ye ait özel muayenehaneye giden Bedriye Kesmen'in (63), serum takılması sonrası kalbi durdu. Kalbi yeniden çalıştırılan Kesmen, kaldırıldığı özel hastanede kurtarılamadı. Savcılık olaya ilişkin soruşturma başlatırken, Kesmen'in kesin ölüm nedeni otopsi işleminin ardından netlik kazanacak.

Fethiye'de 3 çocuk annesi Bedriye Kesmen, önceki gün halsizlik şikayetiyle özel muayenesi olan komşusu Dr. A.S.'ye gitti. İddiaya göre doktor, muayene ettiği Kesmen'e serum taktırdı. Kısa bir süre sonra fenalaşan Kesmen'in kalbi durdu. Kesmen'in duran kalbi, kalp masajıyla yeniden çalıştırıldı. Gelen ambulansla özel bir hastaneye kaldırılan Kesmen, yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Kesmen'in cansız bedeni otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Kesmen'in cenazesi otopsi işlemlerinin ardından yakınları tarafından alınarak Ertuğrul Gazi Cami'nde kılınan cenaze namazı sonrası Taşyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi. Kesmen'in ölümüne ilişkin Cumhuriyet Savcılığınca soruşturma başlatılırken, kesin ölüm nedeninin otopsi sonucu ile ortaya çıkacağı belirtildi.

'DEFALARCA UYGULANAN TEDAVİDEN BAŞKA BİR ŞEY YAPILMADI'
Olayın ardından konuşan Dr. A.S. ise "Hastamız solunum yolu enfeksiyonu rahatsızlığı nedeniyle bize sık sık gelmekteydi. Aynı serumdan daha önce de çok sefer kendisine uyguladık. Herhangi bir sıkıntı yaşanmadı. Bu kez serumdan sonra rahatsızlanınca gerekli tedbirleri alıp, ambulansla hastaneye sevkini sağladık. Orada durumu düzeldi. Tekrar fenalaşıp bilinç kaybı yaşayınca yoğun bakıma alındı, sonrasında yaşamını yitirdi. Olay savcılığa intikal etti. Kendisine daha önce defalarca uygulanan tedaviden başka bir şey yapılmadı. Alerjik bir reaksiyon, kalp krizi ya da başka bir nedenle böyle bir olayın yaşanıp, yaşanmadığı adli tıptan çıkacak rapor ile belli olacaktır. Böyle bir olay yaşandığı için biz de üzgünüz" dedi. (DHA)

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi iş birliğiyle bu yıl ikincisi düzenlenen Jeoloji Festivali -JEOFEST’24 Kültürpark’ta başladı. Türkiye’de sadece İzmir’de düzenlenen festivalin açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, afete hazırlıklı kent için yapacakları çalışmaları anlattı. Başkan Tugay, İzmir’in Deprem Master Planı’na ihtiyacı olduğunu belirterek acil mikrobölgeleme çalışması yapılması gerektiğinin altını çizdi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi işbirliğiyle bu yıl ikinci kez düzenlenen Jeoloji Festivali-JEOFEST'24 Kültürpark'ta başladı Açış programında Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Koray Çetin Önalan, festivale katkılarından ötürü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’a çekiç hediye etti. İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nden Dr. Öğretim Üyesi Yıldırım Güngör, “Türkiye’de Jeokoruma Çalışmaları Işığında Jeolojik Miras Kavramına Bir Bakış' konulu bir sunum yaptı. Konuşmaların ardından Kültürpark Atlas Pavyonu’nda JEOFEST’24 kapsamında Fosil, Gemoloji,  Fotoğraf ve Karikatür sergileri İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'ın katılımıyla açıldı. Taş ve fosil koleksiyoneri aktör Murat Aygen’in Moğolistan’da bulduğu dinozor yumurtası fosili de ilgi çekti.

“Yerel yönetimimiz bilim insanlarının dinlendiği bir konumda olacak”
Festivalin açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, tıp doktoru ve bilim insanı olduğunu ifade ederek, “Bana siyasetçi diyorlar. Ancak 36 yıl doktorluk yaptım. Neticede bilime inanan bir insanım ve sorunların çözümünde akıl ve bilimle yürümemiz gerektiğine inanırım. Her zaman bilim insanlarıyla bir şeyleri konuşmaktan keyif aldım. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde de yerel yönetimimiz bilim insanlarının dinlendiği bir konumda olacak” dedi.

“İzmir’de acil olarak mikro bölgeleme yapılması gerek”
Gözünün ve kulağının her zaman bilim insanlarında olduğunu aktaran Başkan Tugay, “Görevime başladığım günden bu yana acil müdahaleleri hızlıca halletmeye çalışırken aynı zamanda hayal ettiğim projeleri de hayata geçirmeyi planlıyorum. İzmir’in Deprem Master Planı’na ihtiyacı var. İzmir’in yer altını tanımamız gerek. Anladım ki büyük deprem üretebilecek fay hatlarına uzağız ancak zemin özelliğimiz hemen her yerden kırılacak bir konumda. 2020 depreminden sonra Karşıyaka’da mahalle mahalle zarar görmüş yerleri gezdim. Zemin bina ilişkisinin doğru kurulması gerektiğini bu depremde anladım. Bu sürecin bina zemin ilişkisi içerisinde yürümesi gerek. 6 Şubat depreminde de deprem bölgesine giderek orada yaşananlara yakından şahit oldum. İzmir’de acil olarak mikro bölgeleme yapılması gerek. Bina envanterlerinin çıkarılması gerek. Bunlar yapılırken aynı zamanda yer altı soğuk ve sıcak su haritası çıkarılacak” diye konuştu.

“İzmir’e Doğa Tarihi Müzesi kazandırılacak”
Jeoloji biliminin önemine değinen Başkan Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde jeoloji mühendislerinin sayısını artırarak onların ışığında çalışmalar yürüteceklerini söyledi. Halkın ve özellikle gençlerin doğaya, insan haklarına ve bilime olan inancını korumak gerektiğinin altını çizen Tugay, “Bunu yapmazsak bir şeyleri düzeltemeyiz. Biz daha çok çalışarak şehrimize daha çok katkı sunmalıyız. Üçüncü JEOFEST’te daha büyük etkinlikler yapmalıyız. Bu bizim kentimize yakışır ve halkımızda mutlaka karşılık bulur. Doğa Tarihi Müzesi’nin kente kazandırılması konusunda talep var. Bu müze, kent kültüründe çok önemli bir yer tutacaktır. Bu konuda da çalışacağım. Size yoldaş olmak benim için gurur olacak” ifadelerini kullandı.

“Afet dirençli İzmir için ortak akılla çalışacağız”
Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hüseyin Alan,  aktif fay zonları üzerine oturan ve her an 7 ve üstü büyüklükte bir depremle karşılaşma riski bulunan İzmir’deki risklere dikkat çekti. Alan, “Afet İşleri Başkanlığı ile ilçelerde kurulan Afet İşleri müdürlüklerine liyakatli kadroların atanmasını arzu ediyoruz. Önümüzdeki dönemde Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, aktif fay zonları üzerine oturan kentlerimiz başta olmak üzere, bu kentlerin yerel idareleri mercek altına alınacak. BM- 2030- Sendai Afet Risk Azaltılması stratejisi kapsamında yerel idarelerimizin bu konudaki kurumsal yapılanmaları ve yeterlilikleri, kaynakların, yerel halkın can güvenliğinin sağlanması konusundaki çalışmalara ne kadar ayrıldığı konularında kent raporları hazırlayarak kamuoyu ve ilgili kişi ve kurumlarla da paylaşacağız. Afete dirençli bir İzmir'i ortak akılla yaratmak mümkün. Kendi mesleki uzmanlık alanlarımızdan İzmir Büyükşehir ve ilçe belediyeleri başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına her türlü katkıyı verebileceğimizi, bu konularda işbirliği yapabileceğimizi düşünüyorum” şeklinde konuştu.  

“Amacımız her okuldan bir tane bilim insanı çıkarmak”
Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Koray Çetin Önalan ise “JEOFEST çocuklarımızın doğayı ve temel bilimleri tanıması için bir fırsat.  Hevesimiz, amacımız her okuldan bir tane bilim insanı çıkarmak. Doğa Tarihi Müzesi’ni bu güzel şehre hediye etmek zorundayız. Biz jeologlar çok inatçıyız,  bu işin peşini bırakmayız” şekline konuştu.

Festival’de Fosil Sergisi, Gemoloji Sergisi, Fotoğraf ve Karikatür Sergisi de açıldı
28 Nisan’a kadar Kültürpark’ta devam edecek JEOFEST’24 çocuklara, gençlere ve tüm topluma jeoloji bilimini tanıtarak, dünyanın dününü, bugününü ve yarınını anlatmayı amaçlıyor. Kültürpark Atlas Pavyonu’nda JEOFEST’24 kapsamında Fosil Sergisi, Gemoloji Sergisi, Fotoğraf ve Karikatür Sergisi yer alıyor. Bir ay süreyle açık kalacak sergi, hafta içi ve cumartesi günü saat 10.00 ile 17.30, pazar günü ise saat 11.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edebilecek.  

Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde yoğun bakım ünitesinde tedavi gören kanser hastası kadına cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla hakkında dava açılan erkek hemşire, 25 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.

İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık E.K, taraf avukatları ile müştekiler katıldı.

Duruşmada söz verilen E.K, olay nedeniyle üzgün olduğunu belirtip beraatini talep etti.

Cumhuriyet savcısı ise mütalaasında, iddianamede olduğu gibi sanık için toplamda 40 yıl 6 aya kadar hapis cezası istedi.

Mahkeme heyeti, E.K'nin cinsel istismar suçundan 16 yıl 3 ay, uyuşturucu madde temininden ise 9 yıl 4 ay 15 gün olmak üzere takdiri indirimle birlikte toplamda 25 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı.

Sanık hakkında takdiri indirim uygulanmasına 1 üye hakim muhalefet ederek, takdiri indirim uygulanmaması gerektiğini belirtti.

Olay
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yoğun bakım ünitesinde tedavi gören kanser hastası kadına cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla erkek hemşire E.K, 25 Mayıs 2023'te tutuklanmıştı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianamede, hemşire E.K'nin 17 Mayıs'ta gece saatlerinde mağdura cinsel saldırıda bulunduğu iddiası üzerine, tanık ifadelerine başvurulduğu ve kamera görüntülerinin incelemeye alındığı, kayıtlarda şüphelinin baygın haldeki mağdur hastanın yanına gelerek ilaçlar verdiği ve cinsel saldırı eylemini gerçekleştirdiğine yer verilmişti.

İddianamede, erkek hemşire hakkında, "kamu görevini kötüye kullanarak beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı cinsel saldırı" ve "uyuşturucu ve uyarıcı madde temin etme" suçundan 40 yıl 6 aya kadar hapis cezası istenmişti.

İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesinde erkek hemşirenin yargılanması devam ederken, İzmir 5. İdare Mahkemesi, ailenin rektörlüğe açtığı tazminat davasında aileye 600 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetmiş, taraflar karara itiraz etmişti.

İzmir Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesi ise ailenin rektörlüğe açtığı tazminat davasında mahkemece verilen kararı hukuka uygun bulmuştu.(AA)

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremin ardından enkaz altından çıkarılan Fikriye Aybüke Körük, tedavi için İzmir Tepecik Hastanesi’ne getirildi. Körük, kayıtlara göre hastaneye getirilip tedavisinin bitmesinin ardından hastaneden ayrıldı ve bir daha haber alınamadı. Körük’ün annesi Fadime Gökçe ise kızını aylar boyunca aramaya ve izini sürmeye devam ediyor.

Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Tüm Türkiye 6 Şubat 2023 tarihinde gözlerini yüzyılın felaketine açtı. Sabah gün doğumuna birkaç saat kala Kahramanmaraş merkezli 7,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Depremin üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen halen daha bölgenin acıları devam ediyor.

Felaket günü Kahramanmaraş’ta bulunan Ebrar Sitesi E Blok’ta eşiyle birlikte Fikriye Aybüke Körük, depreme yakalananlar arasındaydı. Aybüke Körük’ün eşi depremden sağ kurtulamazken kendisi depremden sağ kurtulanlar arasındaydı. Ancak aradan aylar geçmiş olmasına rağmen Körük’ten bir haber yok. Körük’ün annesi Fadime Gökçe ise çocuğundan iz bulabilmek için yetkililerden yardım istiyor.

‘KIZIMI KAYIT ALTINA ALMADAN İZMİR’E GÖTÜRMÜŞLER’

Anne Gökçe, kayıp kızını aylardır ararken, yaşanan süreci şöyle anlattı:

“Benim kızım Ebrar Sitesi E Blok’ta oturuyordu Maraş’ta. Deprem günü Adana’daydım ben. Sabahına yola çıktık Maraş’a gitmek için. 8 saatte ulaşabildim. Ortalık mahvolmuştu. Her yer enkazdı ve çok kötüydü. Ben orada 10 gün bekledim. Benim kızım enkaz altından çıkmadı. Ben orada apartmanın sonuna kadar bekledim. Bodruma kadar inildi, benim kızım oradan çıkmadı. Polise gidip kayıp başvurusu yapacaktım, 5-10 gün bekleyin ondan sonra başvuru yapın dediler. Adana’ya döndüm ve 20 Şubat’ta hem DNA örneğimi verdim hem de kayıp ilanımı verdim. O gün de kızımın İzmir’de Tepecik Hastanesi’ne gidiş kaydını buldum. Aynı gün İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün yaptığı bir paylaşımda kızımın sedyede resmini buldum. Depremin ikinci günü gece saat 2:00’de kızımın Maraş’tan İzmir’e götürülen hastaların içinde olduğunu öğrendim. Götürürken hep kayıtsız götürmüşler. Hiç kayıt almamışlar.

‘PAZAR POŞETİ GİBİ İNSANLARI ALIP GÖTÜRDÜLER’
Ebrar Sitesi’nin başında kızını saatler boyunca beklediğini anlatan Gökçe, “Orada ambulans hemşiresine sordum. Alıp alıp gidiyorlardı pazar poşeti gibi. Gözümün önünden çocuğumu geçirmişlerse de ben göremedim. Sarıyorlar 10 kişi götürüyorlar görme imkanı yok. ‘Götürüyorsunuz kaydı nereye yapıyorsunuz’ dedim. ‘Kayıt filan almıyoruz götürüyoruz’ dedi. ‘Hangi hastane’ dedim, hastaneleri saydılar. Hastaneye gittim baktım yok. Yoğun bakımın kapısına geldim, keşke içeriye girebilseydim. Biri geldi ‘nereye giriyorsun’ dedi. Kızıma bakacağım dedim beni gönderdiler. Aşağıya indik, doktora kayıtları sorduk. ‘Biz buranın doktorları değiliz, dışarıdan geldik ne desek yanlış olur kayıt gittiği yer’ dedi bize” dedi.

‘HASTANEDE TEDAVİ OLMUŞ DAHA SONRA ÇIKIP GİTMİŞ’
Kızının yaşadığını öğrenen ve izine İzmir’de rastlayan anne Gökçe, “İzmir’e gittik daha sonra. Hastaneye gittik, ‘kayıt yok’ dediler. Sonra polisle gittik tekrar hastaneye ve kaydı çıkardılar. Daha sonra kayıt yaptırıldığına dair olan sistemin fotoğrafını çektim. Depremzede olarak giriş yapmış ve protokol numarası da var. Buna rağmen ayakta tedavi olmuş ve sonrasında çıkmış gitmiş. Daha sonra Adana’ya döndüm ve şikayet dilekçesinde bulundum. Kameralara bakılsın diye dilekçe yazdım. 3-4 defa şikayetçi oldum. Hala daha olmaya devam edeceğim. Kameralar net değil diye cevap verdiler. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğim. Hala daha uğraşıyoruz ve kızımdan hiçbir haber yok. Hastane bir depremzedeyi nasıl bırakabilir bunu aklım almıyor” diye sitemde bulundu.

‘BİR BUÇUK SENEDİR YARIM SAATLİK UYKUYLA GEZİYORUM’
Kızını aradığı bu süreçte yaşadığı zorluklara değinen anne Gökçe, “Kızımı ararken 2 bin 500 tane fotoğrafa baktım, korku filmi gibiydi. Bir buçuk senedir yarım saatlik uykuyla geziyorum. Gündüzüm yok, gecem yok. Ben kızımı prenses gibi büyüttüm. Kızım kendinde olsa kendisini tutamazlar. Bulur beni” dedi.

‘EN BÜYÜK KİNİM HASTANENİN KIZIMI BIRAKIP GİTMESİ’
Hastanenin kendilerine hiçbir şekilde haber vermemelerine karşı öfkesini dile getiren Gökçe, “En büyük sinirim ve kinim hastanenin kızımı bırakıp gitmesi. Biz ‘sizin kızınızı bıraktık gitti’ deselerdi bunu da kabul ederdim. Yok demelerine sinirlendim. Devletin hastanesinin sen, depremzedeyi nasıl bırakabiliyorsun. Bizim İzmir’de bir tane tanıdığımız yok. İzmir ile bir alakamız da yok. Bana ulaşabilirlerdi” dedi.

 İzmir'in Bayraklı ve Buca ilçelerinde motosikletle yaklaştıkları kişilerin ellerindeki cep telefonunu kapkaç yöntemiyle çaldıkları öne sürülen 2 şüpheli tutuklandı.

İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ile Bayraklı İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 22 Nisan'da yol kenarında bekleyen Ö.Ö. isimli kadının elindeki cep telefonunun, yanına motosikletle yaklaşan iki kişi tarafından çalınmasına ilişkin çalışma başlattı.

Çevredeki güvenlik kameralarının görüntülerini incelemeye alan polis, kimliğini tespit ettiği şüpheliler Ö.E. (28) ve E.A'yı (29) yakaladı.

Şüphelilerin Buca'da benzer başka kapkaç olayını da gerçekleştirdiği tespit edildi.

Emniyetteki işlemleri tamamlanan ve adliyeye sevk edilen şüpheliler, çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklandı.

Şüphelilerin ifadesi doğrultusunda çalıntı cep telefonlarını satın aldığı belirlenen Y.C.A'nın (30) adresine baskın düzenledi. Yapılan aramada cep telefonları ele geçirildi. Hakkında 5 ayrı suçtan 5 yıl 4 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan Y.C.A, işlemlerinin ardından cezaevine teslim edildi.

Telefonlar sahiplerine teslim edildi.

 Kapkaç anı güvenlik kamerasında
Ö.Ö. isimli kadının cep telefonunun çalınma anı çevredeki güvenlik kamerasınca kaydedildi. Görüntülerde Ö.Ö'nün yanına motosikletle yaklaşan kasklı iki kişinin kadının elindeki cep telefonunu çalıp uzaklaşması yer alıyor.(AA)