Ege'de Sonsöz
'Kılıçdaroğlu' dedi: Meclis bir anda karıştı!
Yerel Yönetimler
13 Eylül 2024 Cuma 20:08

'Kılıçdaroğlu' dedi: Meclis bir anda karıştı!

AK Parti Meclis Üyesi Abdulhakim Evin’in söz alarak geçmiş dönem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirmesi ve 15 Temmuz sürecine atıfta bulunması üzerine Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki ile arasında gerginlik yaşandı. Oturduğu sıradan Evin’e tepki gösteren Eşki ‘CHP’nin genel başkanını eleştiremezsiniz’ dedi.. Evin’in sözlerine Gezi Parkı eylemleri ile devam edip ‘Vandalizm’ ifadelerini kullanması sonrası ise meclis üyeleri birbirine girdi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde "Kemal Kılıçdaroğlu" gerginliği yaşandı.

OLAY ANINDAN GÖRÜNTÜLER İÇİN TIKLAYINIZ

Meclisin dilek ve temenniler bölümünde söz alan AK Parti Meclis Üyesi Abdulhakim Evin’in söz alarak geçmiş dönem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirmesi ve 15 Temmuz sürecine atıfta bulunması üzerine Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki ile arasında gerginlik yaşandı. Oturduğu sıradan Evin’e tepki gösteren Eşki ‘CHP’nin genel başkanını eleştiremezsiniz’ dedi. Evin’in sözlerine Gezi Parkı eylemleri ile devam edip ‘Vandalizm’ ifadelerini kullanması sonrası ise meclis üyeleri birbirine girdi.

TUGAY: ÇOK YAKIŞIKSIZ BİR DURUM
Başkan Cemil Tugay, olaylarla ilgili olarak "Bizler halkın oylarıyla seçilmiş ve onları temsil eden insanlarız. Kullandığınız kelimelere dikkat edin, çünkü 5 sene yüz yüze bakacak insanlarız. 5 sene boyunca kentimiz ve şehrimiz ile ilgili karar verecek olan insanlarız. Bir hoşgörüye ihtiyacımız var. Diğer arkadaşlarımızı incitecek kelimeleri kullanmama zorunluluğumuz var. Bu çok yakışıksız bir durum. Siz sıradan insanlar değilsiniz. 4,5 milyon insanın oyları ile seçilmiş insanlarız. İnsanların bazen hassas yerleri vardır ve tepki gösterir. Ancak sesimizin tonunu İzBB Meclisine yakışır şekilde kullanmamız gerekir" dedi.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 dsee
 13 Eylül 2024 Cuma 21:00
Bunlar belediye meclisinde staj görüyo asıl dövüş mecliste ön antreman bu. Sizin yapacağınız siyasete...
Başkan Eşki'den gerginlik sonrası sert açıklama: Laf ettirmem, yalana müsaade etmem!
Yerel Yönetimler
13 Eylül 2024 Cuma 21:44

Başkan Eşki'den gerginlik sonrası sert açıklama: Laf ettirmem, yalana müsaade etmem!

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AK Partili meclis üyesi Abdulhakim Evin ile gerginlik yaşayan Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki açıklamalarda bulundu. Eşki, “Yalanla, hileyle kirlenmiş ağızlarına hiçbir CHP Genel Başkanının adını alamazlar. Ben Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları’nda yetişmiş, siyaseti oradan öğrenmiş, Kemalist biriyim. Kimseye Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı hakkında laf da ettirmem, hakkında yalan söylenmesine de müsaade etmem” dedi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde "Kemal Kılıçdaroğlu" gerginliği yaşandı.

Meclisin dilek ve temenniler bölümünde söz alan AK Parti Meclis Üyesi Abdulhakim Evin’in söz alarak geçmiş dönem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirmesi ve 15 Temmuz sürecine atıfta bulunması üzerine Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki ile arasında gerginlik yaşandı. Oturduğu sıradan Evin’e tepki gösteren Eşki ‘CHP’nin genel başkanını eleştiremezsiniz’ dedi. Evin’in sözlerine Gezi Parkı eylemleri ile devam edip ‘Vandalizm’ ifadelerini kullanması sonrası ise meclis üyeleri birbirine girdi.

Gerginlik diğer meclis üyelerinin araya girmesiyle sonlanırken konuyla ilgili olarak Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki’den açıklama geldi.

Eşki açıklamasında şunları söyledi:

“Bu akşam İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde talihsiz bir olay yaşandı. AKP’li Balçova meclis üyesi, Gezi sürecine ve eylemlerine “Vandallıktır” deme aymazlığında bulundu. Ben daha dün Gezi eylemleri sürecinde tutuklanan ve o tarihten bu yana haksız biçimde cezaevinde tutulan Tayfun Kahraman’ın ailesini Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel ile evinde ziyaret ettim.

Asıl vandallık insanların haksız yere tutuklanmasıdır. Yetmedi, bir de önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hakkında asılsız ithamlarda bulundu. Yalanla, hileyle kirlenmiş ağızlarına hiçbir CHP Genel Başkanının adını alamazlar. Ben Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları’nda yetişmiş, siyaseti oradan öğrenmiş, Kemalist biriyim. Kimseye Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı hakkında laf da ettirmem, hakkında yalan söylenmesine de müsaade etmem. Biliyorum ki AKP grubu ülkenin içinde bulunduğu zorlu koşullardan kaçmak için gündemi değiştirmeye gayret ediyor, işçinin, işsiz emeklinin derdini gözlerden kaçırmak için siyasi tansiyonu yükseltmeye çalışıyor. Buna da müsaade etmeyeceğiz.

Biz Bornovalı’nın, Izmirlinin, işçinin, işsizin, emeklinin derdiyle meşgulüz.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Büyükşehir Meclisi’nde ‘stratejik plan’ masada: AK Parti ve Tugay karşı karşıya!
Yerel Yönetimler
13 Eylül 2024 Cuma 21:36

Büyükşehir Meclisi’nde ‘stratejik plan’ masada: AK Parti ve Tugay karşı karşıya!

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ESHOT’un 2025-2029 Dönemi Stratejik Plan görüşmeleri tamamlandı. Gerginliklere ve kavgaya ev sahipliği yapan görüşmelerde planlar oy çokluğu ile kabul edildi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediyesi, Eylül ayı olağan meclisinin 3’üncü oturumunu gerçekleştirdi.  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın başkanlığında gerçekleştirilen oturuma  İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ESHOT’un 2025-2029 Dönemi Stratejik Planın görüşülmesi damga vurdu.

MECLİSTE KAVGA ÇIKTI

EŞKİ'DEN GERGİNLİK SONRASI AÇIKLAMA

YETER: İZMİR GEVREK MODELİ
CHP Meclis Üyesi Candaş Yeter, stratejik plan hakkında açıklamalarda bulunurken, "İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Doktor Cemil Tugay tarafından 17  Mayıs 2024 tarihinde yayınlanan genelge ile stratejiden çalışmaları, İZSU ve ESHOT ile koordinasyon sağlanarak başlatılmıştır. Planlama Ajansı'nın katkıları ile strateji geliştirme dairesi başkanlığının koordinasyonunda yürütülen ve tamamlanan 2025-2029 stratejik planımızın referansları 12’inci  kalkınma planı, orta vadeli program, Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve bu hedeflerin yerelleştirilmesi amacıyla oluşturulan İzmir Gevrek modelidir. Stratejik planda kent yönetiminde yenilikçi ve yaratıcı çözümler ön planda tutularak sürekli öğrenme ve yaratıcılık kapasitesi artırılarak ekosisteme uyumlu, duyarlı ve özenli bir yaklaşımla değişen ihtiyaçlara hızlı ve etkili yanıt verebilen yeni nesil belediyecilik hizmetlerinin sunulması hedeflenmektedir. Planlama sürecinde vatandaş katılımı şeffaf yönetim ve paydaşlarla iş birliği ilkeleri gözetilerek tüm paydaşların görüşlerine başvurulmuş ve stratejik plan bu doğrultuda şekillendirilmiştir. Tüm paydaşlarımızın görüşleri 2025-2029 stratejik plan döneminde belediyemizin öncelikleri doğrultusunda uygulamaya geçirilmek projelendirilmek üzere ilgili birimlerle paylaşılmıştır. 2025-2029 yılları için oluşturulan stratejik planda altyapı ve üstyapı belediyeciliği alanında güçlü bir temel oluşturmak, kapsayıcı ve adil kalkınma odaklı sürdürülebilir belediyecilik anlayışıyla hareket etti. Kentlinin gelişimini destekleyen dijital ve demokratik belediyecilik uygulamalarını hayata geçirmek, yine kentlilerin ihtiyaçlarına ve taleplerine hızlı ve etkili yanıt verebilmek ve onların karar alma süreçlerine daha aktif bir şekilde katılımını sağlamak hedeflenmektedir. Ayrıca tek sağlık politikasıyla çevre, insan ve hayvan sağlığını koruyacak bütüncül yaklaşımlarla daha sağlıklı bir gelecek ve daha sağlıklı ve dirençli bir gelecek inşa etmek ve kentimizi olası krizlere karşı daha hazırlıklı kılmak adına stratejik adımlar atılmak hedeflenmektedir. Stratejik plan, bahsedilen bu hedeflere ulaşabilmemizi sağlayacak projelerden oluşmaktadır. Bu projelerin hayata geçirilebilmesi için ise 5 yıllık planımız kapsamında mali disiplin, güçlü bir performans yönetimi ve öz gelirlerimizi arttırıcı faaliyetler yaratacağımız kaynağı doğru ve planlı bir şekilde kullanarak İzmirlilerin refahını, huzurunu ve memnuniyetini arttırmak en temel önceliğimizdir. Stratejik plan çalışmalarında emeği geçen başta Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı olmak üzere tüm çalışanlarımıza İzmir Planlama Ajansı'na görüş ve önerileri ile plana katkı sunan tüm paydaşlarımıza teşekkür eder, Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak 2025-2029 stratejik plana olumlu oy kullanacağımızı bildirmek isterim" diye konuştu.

TEKİN: KENTİN ANAYASASI YOK
AK Parti Meclis Üyesi Ercan Tekin ise söz alarak planda eksiklikleri olduğunu söyledi. Tekin, "Aynı şeye bakıyoruz ancak farklı şeyler görebiliyoruz normal. Ben dün akşam incelerken bir şey fark ettim. Rakamlar üzerinden bir şeyler konuşmak bizi bir yere vardırır mı düşüncesi ile konuşmamı komple değiştirdim. Stratejik plan, bir kenti ulaştırmayı hedeflediğimiz plandır. Bunu incelerken bir öncekini de incelememiz geliyor. Meclis üyeliğinin bir okulu yok, dünyadaki pek çok ülkede siyasetin okulu olmadığı için yerel yönetimi de uygulayarak öğreniyor. Kimse başkanlık ya da meclis üyeliği dersi almıyor. Bizde yaşayarak görüyoruz. Bize yeni başlayan meclis üyeleri olarak önümüzdeki 5 yılı kapsayan stratejik plan geldi. Kenti doğru yönetebilmek  için yerel yönetenlerin ihtiyaçlarını belirlenmesi lazım. Bu anketlerle belirleniyor, planlar yapılıyor, organizasyonlar yapılıyor. Kurumlar ihtiyaçlarını belirlemeye çalışıyor. Ana ihtiyaçlar nasıl belirleniyor. Asıl buraya bakmak lazım.  Bir kentin yönetimi master planlarla planlanır.  Bizim ulaşım master planımız var. Bu kentin büyümesine göre nasıl büyüyeceğine göre her şeyi hesaba katarak hesaplanıyor. Ulaşım master planı ile 35 ila 50 yıl planlanarak yapılıyor. Master plan ana bütünlüğünü verirken biz bir parçası olan 5 yıllık planlar önümüze geliyor parça parça. Biz de bunun parçasını konuşuyoruz. Ulaşım master planımız var ancak kentin planlaması ile ilgili planımız var mı? Şu an İzmir’in yüzde kaçını planladık? Kentin planlarının yüzde 100’ünün bitmesi gerekmiyor mu?  Bir ricada bulunmak istiyorum. Altyapı çalışmalarının master planı nerede? Bu kentin kaç kilometre altyapıya ihtiyacı var? Kaç arıtma yapılacak hiçbirinin net ifadelerle göremiyorum.  2025 yılı bütçesini önümüzdeki ay burada tartışıyor olacağız. Yani 3 yıllık tahmini bütçe yapılacak. Bütçe demek plan demektir. Ne kadarını uygulayıp uygulamadığımızı faaliyet raporunda görüyoruz. Faaliyet raporu ile performans kriterleri geliyor. Her yıl yapılanlara bakılıyor. Ölçemediğiniz bir şeyi yönetemezsiniz. Yönetebilmeniz için ölçmemiz lazım. Ben ulaşım master planını inceledim. 2030 yılına kadar olan hedeflerle buradakilerin uyumlu olmadığını belirtmek isterim. Bu planda sadece Buca Metrosu yapılıyor.  Plan boşta kalıyor. Demek ki biz bir yerde hata yapıyoruz. Belki sistemsel bir hata var. Seçim döneminde vaat ettikleriniz var ancak bunları bu stratejik planlarda göremiyoruz. Önceki Başkan Tunç Soyer’in ifadesi ile bu kentin 700 bin konutun dönüşmesi lazım. Var mı böyle bir master planı? Yanlışı ve eksiği fark etmeseniz doğruyu yapamazsınız. Bu planlanmada ölçüler ve rakamlar gerçeği yansıtmıyor. Stratejik plan daha gerçekçi ve özenli hazırlanmalıydı. Anlık kararlarla belediyeyi yönetmeye çalışırsak, bir gün ‘deniz koktu hadi buraya kaynak aktarıyoruz’ diyerek olmaz. Bunun master planı olmalı. Stratejik planda seçim vaatlerinizi maalesef göremedik. Verdiğiniz vaatler ile stratejik planın çeliştiğini görüyoruz. Ben bu planın kentin 5 yıllık sorunu çözecek yeterli çalışma olduğunu düşünmüyorum. Olanların master planı olmaksızın parça parça yapıldığını ve kentin sorunlarını çözebilecek nitelikte olmadığını düşünüyorum. Dünyanın her yerinde kent içi ulaşımı yerel yönetimler sübvanse eder. Geçen yıllarda olduğu gibi bu dönemde partimiz kent içi ulaşımı sübvanse etmede destek olduğunu belirtmek isterim. 2016’da bir eylem planı imzalanmış ve bunda çevreci hareket edeceğinizi belirtmişsiniz. 2020-2021 stratejik planında çok başarılıydık denilirse başarı kriterlerini tekrar gözden geçirilmesini talep ediyorum" ifadelerini kullandı.

TAŞ: EĞİTİME DESTEK ARTARAK DEVAM EDECEK
CHP Meclis Üyesi Hacer Taş, "Stratejik planımızın eğitim konusuyla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Okul zillerimiz çaldı eğitim ve öğretim yılımız başladı. Öğrencilerimize ve velilerimize hayırlı uğurlu olsun.  Eğitim ve öğretim yılı başladı ancak dertler ve şikayetler ile başladı. Velilerimizin cebini yakan kırtasiye ve servis ücretleri. Atanamayan öğretmenler, ücretli,sözleşmeli öğretmenler... Buradan yola çıkarak İzBB olarak geçmişte neler yaptık, bundan sonra neler yapacağız? Büyükşehir Belediyemiz beslenme çantaları boş kalmasın diye binlerce çocuğa maddi yardımda bulundu. Kırtasiye ve eğitim kartları desteğinde bulundu. Binlerce öğrencimize yaşanan zor koşullar göz önünde bulunarak burslar verildi. Üniversite öğrencilerine ücretsiz taşıma, çamaşır yıkama hizmeti verildi. Sıcak yemek dağıtımında bulunuldu. Bu çalışmalar 2025-2029 stratejik planımızda artarak devam edecektir" ifadelerini kullandı.

EŞKİ: ÇOK DOĞRU BİR PLAN
Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki uzun planlama sürecinin mümkün olmadığını belirtirken, "Ercan Tekin meclis üyemizin sözlerine yanıt vermek istiyorum. Stratejik plan ortaya koyduğu verilerden ziyade önümüzdeki dönemin ruhunu ve yolunu çizen bir plan. Burada sadece rakama bağlı kalmak stratejik planın ruhuna uygun değil. İçinde bulunduğumuz ekonomik durumu da göz önüne alarak tasarrufçu ve halkçı bir yol belirlenmiştir. İlk 6 ayda  Büyükşehir Belediye Başkanı’nın vaatlerini tutarsızlıkla yargılamak doğru değil. Türkiye'de ne İzBB ne başka bir kurum maalesef çok büyük master planları yapabilme kapasitesine sahip değil. Çünkü ülkenin durumu sürekli değiştiği gibi Hollanda, Almanya gibi ömürlük eğitim, hukuk yapısı değişmeyen uzun süreli düzenlemeleri ülkemizde yapma şansımız yok. 9 ayda 4 kez merkez bankası başkanı değiştiği için ekonomi de değişiyor. Mevcut duruma dayalı yapılmış çok doğru bir plandır" dedi.

KOCABAŞ: TÜM MECLİS ÜYELERİNDEN ÖZÜR DİLERİM
Söz alan AK Parti Grup Sözcüsü Nail Kocabaş dönüşüme dikkat çekerken, “Bu ülkede 80 yıllık eğitim anahtarında 2002 yılına kadar 67 bin derslik ayısı yapılmış, bugün 750 bin  derslik. Okul sayısı 43 binden 72 bine gelmiş. Derslik başına düşen öğrenci sayısı 30’dan 22’ye düşmüş. İzmir’de ne olmuş? Bazı şeyleri grubumuzdaki meclis üyeleri ifade ederken bu sayıları göz ardı edilmemesini tavsiye ediyorum. Stratejik plana gelirsek… İnşaat mühendisi olan şehrimizin kritik bir coğrafyada olduğunu ifade etmiştik. Kentsel dönüşüm faaliyetinin zayıf kaldığını ifade ettik. Kentsel dönüşüm alanlarında imzalanacak alan miktarı kısmında 8 bin metrekareden 53 bin metrekareye çıkardığınızı ifade etmişsiniz. 55 bin 500 metrekare alandan bahsediyorsunuz. Burada 2 emsal verdiğinizi kabul edelim bin 100 daire eder. 3 emsal versek 1665 konut olur. 10 emsal verilse sayıların geleceği rakamlar 3 binler…. Bu stratejik rakamlara diyorsunuz ki kentsel dönüşüm alanlarda imza alacağız. O ev sahipleri 3 bin konutta kalıyor. Bu şehrin 3 bin konuta mı ihtiyacı var? Şahsınızın bir vaadi var: 25 bin konut yapacağım diye.  Bu rakam büyük ama  bunun plan ve projesi hazır demişsiniz. Siz 25 binin hazır olduğunu ifade etmişsiniz. Umarız bu 25 konut yapılarıda, yaşanacak bir depremde can kayıplarımız oluşmaz. 5 yılın sonunda bu konutlar olsun, ben tüm meclis üyelerinden özür dilerim. Ben sizin zihniyet yönetiminizde konutların yapılmasının imkansız olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu konularda adım atmada çok geri kaldığınızı düşünüyorum. İmar affı neden değil sonuçtur. Depreme dayanıksız, sağlıksız yapıların sonucudur. Bu şehirde 324 bin yapı kayıt belgesi alınmış. Bu konuda da depreme dayanıksız konutların yapılaşmasında birinciliği kimseye kaptırmamışız. 25 yıldır bu şehri sizler yönetiyorsunuz. Kim müsaade etti bunlara? İlçe belediye başkanları, sizler müsaade ettiniz. Siz bu hale getirdiniz, müsaade ettiniz ve bu şehir depreme dayanıksız bir şehir oldu.

YILDIZ: SALONU TERK EDERİZ!
AK Parti Grup Başkanvekili  Hakan Yıldız ise yaşanan tartışmalara tepki gösterirken, "Ben tüm hatiplerin sözlerini sükunetle dinledim. Söz meclisi yöneten olarak ne Ömer Başkan'ın ifadelerine ne de Devrim Bey'in ifadelerine tek bir müdahale yapmadınız. Şimdi ben, en son grup başkanvekili olarak stratejik planla ilgili görüşlerimizi belirteceğim. Yerimde oturuyorum. Genç bir arkadaşımız haddini aşmayarak, siyaset dilini sizin gibi sertleştirmeden 'vandallık' dedi. Bu ifadeyi düzeltmenizi bekliyorum. CHP Grup Başkanvekili konuşurken grubumuzdan tek bir çıt çıkmaz. Ancak bir daha konuşurken müdahale olursa meclisi terk ederiz. Ben Altan Abi'nin ricasıyla ayrılmak için giderken, bir meclis üyesi üstümüze yürüdü. Bunun nedeni sizin yönetim anlayışınız. İki dakika genç arkadaşımızın eleştirilerini dinleyemiyorsanız, bu kentin sorunlarını nasıl tartışacağız? Bu kenti yaşanmaz hale getiren CHP, söylediklerimize yanıt vereceğine genel siyasete girip hükümeti eleştirmek derdinde. Gezi benim için vandallıktır. Bunda hakaret yoktur. Ben stratejik planı konuşmak istiyorum, ancak grubunuz adına söz alanlara cevap vermek zorundayım. Biz durduk yere bu konulara girmedik. Arkadaşlarımız stratejik plan üzerinden görüşlerini bildirdi. Bir yandan demokrasi başlığı açacaksınız, diğer yandan 'çok iyi çalıştık' dediğiniz stratejik planınızın en önemli paydaşları olan vatandaşlarımıza ve meclisimize sabredemiyorsunuz. Çoğulculuk ve demokrasi vaat eden Cemil Tugay… 40 kişilik bir grupla ittifak ortağımız ile yapıcı ve gerçekliğe yakın çözümler üretmeye çalışıyoruz. Ancak siz, genç kardeşlerimizin iki dakikalık konuşmasına bile dayanamıyorsunuz" dedi.

Yıldız, stratejik planla ilgili olarak eleştirilerini şu şekilde dile getirdi:

"İlçe belediyeleri bile, belediye şirketlerimizle birlikte stratejik planın arkasında duruyor. Biz nasıl bir İzmir'deyiz? Artık masmavi körfezde balıklar ölüyor. İki gün önce yollar çöktü. İzmir'i konuşmayacak mıyız? Dağlarında çiçekler açtığı o dağlar… Bu dağları susturmaya çalıştığınız AK Parti grubu mu yaptı? Çarpık kentleşmeyi AK Parti grubu mu oluşturdu? Bu kenti biz mi bilmiyoruz? 25 yıldır kesintisiz CHP mi yönetiyor? Gazi Mustafa Kemal Atatürk bize nasıl bir Türkiye ve İzmir bıraktı? ‘Bir daha bu kente düşman ayağı basmayacak’ dediği kenti ne hale getirdik? Bunları sorunca, ‘Ankara'dan başlayıp Maraş'a gidiyorsunuz’ diyorsunuz. Ne şahsım ne de temsil ettiğim parti, sorduğunuz sorulara yanıt vermekten çekinir. Bizde devamlılık var ancak sizde yok. Tunç Soyer dönemini yok saydınız, onu kötü ilan ettiniz. Siz sıfır kilometresiniz. Biz böyle mi bakıyoruz? Hayır. CHP'li meclis üyeleri ‘sürdürülebilirlik’ dedi. 31 Mart 2024'ten itibaren devam diyoruz. Öncesi yok. Öncesini bilmiyoruz, biz yapmadık. Kooperatifler bizim kabahatimiz değil, kentsel dönüşüm nerede oldu bilmiyoruz, paraları kim aldı bilmiyoruz. Aziz Kocaoğlu'nun stratejik planıyla ilgili Tunç Soyer'in ekibi yüzde 78 gerçekleşme oranı diyor. Tunç Soyer için ise yüzde 69 gerçekleşme oranı diyor. Ben, Tunç Bey'in tüm vaatlerini çok iyi çalışmış biriyim. Yüzde 50 bile yapmadılar. Ancak iyimser davranmış, yüzde 10 düşerek geliyorsunuz. Birleşmiş Milletler'in yayımladığı bir rapor var. Dünyada nüfusun yüzde 70'i akıllı şehirlerde yaşayacak diyor, 2050'den itibaren. Kitapçıkta akıllı şehircilikle ilgili bir şey bulabiliyor muyuz? Yok! Kentin temel sorunlarına sırasıyla ulaşım, kentsel dönüşüm, deprem, çevre, körfez temizleme, otopark ve yeşil alanlar konulmuş. Bu saydığım temel sorunlar hepimizin ortak sorunları değil mi? Başkanınızın kampanya sürecinde kullandığı cümle: ‘Arkadaşlarla konuştum, 25 binlik planları 1,5 yılda bitirmeye anlaştım’. Kitaba göre 3 yılda bitecek. Yeni başkanın pazarlığı tutmamış. Bunu sormayacak mıyız şimdi? Hele hele geçmiş performanslara bakarsak, 3 yılda da bitmeyecek. Sayın başkanın vaadini kitapta arıyorum. Seçilmiş bir meclis üyesiyim. Sorunlu meselelere çözüm bulmaya çalışıyoruz. Nereye bakacağız? Seçim vaatlerine bakacağız. Bugün iktidar olsak, orada Hamza Dağ otursa, siz vaatlere bakmayacak mıydınız? Sayın Başkan ‘Deniz Taksi getireceğiz’ demiş. Ben bunu göremedim. ‘Otogar ve karavan parkları ile ilgili otogar projesini yapacağız, karavan parkı yapacağız’ denmiş. Otogar projesi destekleyeceğiz denmiş sadece planda. Nasıl nerede ne zaman belirtmiyor. Karabağlar Gaziemir Metrosu... Karabağlar’dan Gaziemir’e metro yapacağız’ demiş Başkan. Neden kitapçıkta göremiyoruz? İki gündür baktık, atlamış olabilir tabii ancak ben bulamadım. Bayraklı Şehir Hastanesi’ne monolog yada teleferik yapacağız, demiş Başkan ancak bu da yok. Döndük altyapı ve üstyapı belediyeciliğinde maalesef ben kentin  ihtiyaçlarını karşılayacak bir şey bulamadım.Bu kentin 99 yılında yapılmış master planları var. Sayın Başkan bununla ilgili seçim vaatlerini konuşurken eskimiş ve güncellenmesi gerekiyor, demiş. O günün koşullarında 9 ilçemizi kapsayan bir deprem planı. Beni rahatsız eden noktaya gelelim... 25 yıl önce rahmetli Piriştina zamanında hazırlatılmış belediye arşivinde duran , başkanı yakinen bildiği bir rapor. Bu raporda ne var?   İzmir depremi 10 saniye daha sürse raporda belirtilen tüm köprüler çökmüştü. 25 yıldır CHP'li belediyeler yönetiyor bu kenti. 1,2 milyon Dolar döviz bazında bütçe kullanıldı her yıl. Toplam 25 yılda kaç para üretmiş belediye çıkarsınlar. Bununla ilgili bürokratlar geçtiğimizi dönem uygulama projelerini hazırladı. Tüm projenin maliyeti 400 milyon doları bulmuyordu. Köprüler yıkılsaydı biz nasıl ulaşacaktık?  Bir ihtimali vardı: Çevre yolu. Allah’tan yapmışız bitirmişiz. Dikili'de meclis yaptık. Ayrım gayrım da yapmıyoruz. Bergama'ya kadar uzattığımız yolda belli, sera bölgesi de belli, ilan ettiğimiz OSB'lerde belli. İzmir liman şehriydi, Akdeniz'in incisiydi. Körfezinde balıkların öldüğü, yağan yağmurlarda yürüyemediğimiz, çarpık kentleşmiş bir şehir haline geldik. Bunun sebebi Sayın Başkan değil ama 25 yıldır kenti yöneten CHP. Biz tarımda ne yapalım? Süt Kuzusu Projesi var. İhale yapıldı. Dört firma girdi ve şehir dışındaki firmalar kazandı. Kooperatiflerle üreticiyi destekleyeceğiz diyoruz ama ihaleyi dış illerden arkadaşlar almış. Çok şükür, maliyeti uygun görmemişler de arkadaşlar iptal etmiş ihaleyi. Bizim tarım notamızda süt mamullerini geliştiren bir çizgi çizmemiz lazım. Soğuk hava depoları, et entegre tesisleri kurmamız gerekiyor; birilerinin arka bahçesi olacak kooperatifler değil, kente yarar sağlayacak kooperatifler kurmalıyız. Kendi markalarımızı üretecek, gerçekten Avrupa'ya işlenmiş tarım ürünü satacak tesislerimiz var mı? Biz bunu soruyoruz. Arzumuz, hayalimiz bu. Bu durumda tarım liginde neredeyiz? Üst seviyeye çıkmak katma değerli ürün üretmekle olur. Tunç Bey yurtdışında ofisler açmıştı, onlar ne oldu? Onların bir katkısı oldu mu? Opera binası orada çürüyor. Demirler erozyona uğruyor. Zaten sıvılaşma içinde çürümeye terk ettik. Stratejik planın hiçbir yerinde bundan bahsettiniz mi? Hayır. Bu kamu zararı değil mi? Dördüncü faza mı dönecek orası? Devlet büyüklerine saygısızlık etmekten çekinmeyen, burada ‘vandalizm edildi’ dedik ayağa kalktınız. O şahsın bir ifadesini arkadaşım kullansa demek ki sandalyeler havada uçuşacak burada.Peki kutuplaşmayı kim yaptı? Şahsı onur konuğu yapan siz yaptınız. İzmir'in 93 yıllık fuarına leke düşürdünüz. Ben Cumhurbaşkanı’na saygısızlık yapanı kovmaktan çekinmem ama siz en öne oturtmayı ve CHP’nin arka bahçesi yapmaktan çekinmediniz.  Karşıyaka Spor stadı yapacağız dediniz ancak stratejik planda yok. Neden yok bir cayma mı oldu? Kitapçıktaki hedefiniz 2 bin ancak 25 bin konut yapacağınızı söylediniz. Kooperatif sorununu çözeceğinizi söylediniz ancak belediyenin sorunu çözmesi için gereken para 10 milyar TL.  kitapçıkta belirttiğiniz sayıya göre 2 bin konut ancak çıkıyor sözlerinizde 25 bin konut çıkmıyor nasıl yapacaksınız açıklayın lütfen. Halk Konut’larda  fecaat bir durum var.Biz günün sonunda vaatlerinizin yarısını bile Stratejik planda göremedik. 5 yıllık süreçte temel çözümlerle ilgili konuları bulamadık. Biz samimiyetle burada duruyoruz. Hiçbir arkadaşımız CHP’li arkadaşı rencide etmek için konuşmuyor. Tüm komisyonlarda 2 kişi olmamıza rağmen düzenli katılmaya katkı koymaya çaba gösteriyoruz. Gelin  bir soru sorduğumuzda buna cevap veriniz. Getirin biz müzakeresini yapalım. Biz şeyleri konuştuğumuzda da demokrasi diyorsanız birbirimize tahammül etmek zorundayız”

ALTINKESER:  ÇOK FAZLA UMUDUMUZ  YOK
MHP Grup Başkanvekili Bahadır Altınkeser, “İzmir'in sıçrayışa geçmesi bizi heyecanlandırıyor ancak bugünkü tabloya baktığımızda bunun mümkün olmadığını belirtmek isterim. Kentsel dönüşüm konusu...  İzmir'in gecekondu stokundan bahsetmiştik.  Kentsel dönüşüm bu kadar kötü olduğu durumda sıçrayışın mümkün olmadığını düşünüyoruz. Spor alanları ile ilgil artan değil azalan sahalar görüyoruz. Şirinyer Pazaryerini bir adım geriye taşıdınız, tüm futbol sahaları yıkıldı. Şuan belediyemizin sadece 1 stadı var. Amatör kulüpler antrenman yapacak saha yapmakta bile zorlanıyor. 2 top ve 2 şişe su vermek ile amatör kulüplerimiz ayakta tutamayız. Bugün kültür şehri dediğimiz İzmir'de kültür azlığı yaşanmakta. Biz faaliyet yapmak istediğinizde kültür merkezi bulmakta zorlanıyoruz. Kültür Sanat Daire Başkanlığı imkansızlıklar içinde bir şeyler yaratmaya çalışıyor.   Şu an yağmur yağdığı her an yüreğimiz korku ile çarpıyor. Biz bugün yağmur felakettir sözüne alışmaya başlıyoruz. Altyapı konusunda çok büyük ilerleme kaydedemeyeceğimizi düşünüyoruz.  Buca Metrosu ile ilgili 2,5 yıl gecikme olduğunu söylediniz. Metronun bitip bitmeyeceği bile muamma durumda. Onat Tüneli ile ilgili daha önce de konuşmuştuk . 4 ay sonra Onat Tüneli’nde ışığı göreceğiz, dediniz. Bu da eylül ayına denk geliyordu. Hala yüzde 70'lerdeyiz.  Yaptınız her çalışmayı Milliyetçi Hareket Partisi olarak destekleyeceğimizi ve alkışlayacağımızı belirtiyoruz ancak çok fazla da umudumuz yok” ifadelerini kullandı.

TUGAY:  DİĞER KURUMLARIMIZIN DA ÇABA GÖSTERMESİNİ İSTİYORUZ
Son olarak söz alan Başkan Tugay, “Bunun adı stratejik plan. Bir şeyi atladınız. Bu İzBB’nin ve ESHOT’un planları. Ancak bizim iştiraklerimiz var. Bazı işler onların üzerinden yapılıyor.Biz burada toplu konut projesini yani sosyal konut projesini yapacağız derken Ege Şehir Planlama ile yapacağız dedim. Bazı şeylerde bu tür detaylara var. Genel kapsamda baktığınızda tüm maddelerin hepsi bizim vaatlerimizi kapsıyor.Rakamlara bakarsanız maliyetlerle ilgili 1 trilyon 674 milyarlık harcamadan bahsediyoruz. Karşıyaka Stadı’nı yapacağız derken spor faaliyetlerini ve kentteki sağlık faaliyetini geliştiren belediyecilik kapsamında yapacağız, dedik. Bütçesine baktığımızda 30 milyon dolarlık bütçenin fazlasının oraya konduğunu görebilirsiniz. Eleştirdiğiniz her başlıkta çalışmalar yapılıyor. Hastane yenilenmesi lazım dediniz ama zaten temelini attık, yapılıyor.Jeotermal de yenilenebilir enerji kapsamındadır.Bu plan şu anda sadece bir plan. Önümüzdeki günlerde vaat ettiklerimizin yanında hepimizin yaşadığı, zaman zaman üzüldüğümüz sorunla ilgili de çalışma yapmak zorundayız. Dün, Çevre Şehircilik Bakanımız ile görüştüm. Kendisinin gerçekten yapıcı yaklaşımını, Körfezin kirlenmesi ve kentin sorunları ile ilgili iyi niyetli yaklaşımını ağzından duydum. Ancak biz İzBB olarak kentteki tüm sorunlardan sorumluyuz. Bakanlıklarımızda İzmir dahil tüm ülkedeki sorunlarla ilgili çalışma yapmak durumda. Bizim üstümüze düşen şey yapıcı bir diyalog, herkesin üstüne düşeni yapması için çaba göstermek. Biz üstümüze düşeni yapacağız. Ancak zaman zaman yetki ve sorumluluk olarak bizi aşan konularda diğer kurumlarımızın da çaba göstermesini istiyoruz. Diliyorum ki bundan sonraki süreçte konuştuklarımızın karşılığını alabiliriz. İş eleştiriye gelince pek çok şey söyleyebiliriz. Bizim birilerini suçlu çıkarmamız sorunu çözmüyor. Gecekondular CHP'nin belediye başkanlığı döneminde yapılmadı, daha eski hikayesi var. İmar afları acaba kaçak yapıların yapılmasını teşvik etmiş midir etmemiş midir? Vicdanınıza sorun bunu. Hiçbir CHP'li belediye yada hükümeti imar affı çıkarmadı.” dedi.

KINAY: BAZI GERÇEKLERDEN KAÇMAK ANLAMINA GELİYOR
Karabağlar Belediye Başkanı Helil İnay Kınay, "Bizler Türkiye’nin de İzmir’inde sorunlarını biliyoruz. Ancak burada AKP grubumuzun yaptığı değerlendirmelerde İzmir'in sorunlarını ve çözümlerini Türkiye gerçeklerinden farklı olduğunu söylemek bazı gerçeklerden kaçmak anlamına geliyor. Değerlendirmelerine baktığımızda sorunların tespit edildiği araştırmaların yapıldığını söylediği sitem içinde her seferinde söz alındığında ekonomiden siyasetten bahsediyorsunuz diyen zihniyete, Türkiye'de adaletsizliği, planlama süreçlerinde kararları, kentleşme sorunlarını, gecekondu sorununun yoksulluk sorunu olduğunu konuşmanda kentlerde güvenli yaşamı konuşmak mümkün olmuyor. Depremin afetlerin bizlerde yarattığı yaraları hepimiz biliyoruz. Bunları konuşurken de imar aflarını onaylayanları, o yoksulluğu teşvike edenlerin ve beton mezarlar gömenlerin sokaklarda serbest dolaştığını hatırlatmak gerekiyor. Gezi davası bizim onurumuzdur" ifadeleri kullandı.

TUGAY: KRİZLER YÜZYILINDAYIZ
Son olarak söz alan Başkan Tugay, "Siyasi görüşler belli.Herkesin partisi belli. Neyin mücadelesini yaptığı belli. Demokraside birbirinden farklı görüşlerin haklılığını anlatma çabası içselleştirilmesi gereken bir şey. Burada hoşumuza gitmeyecek şeyler söylenecek. Değerli meclis üyelerimizden rica,önümüzdeki dönemde ne söylenirse söylensin can kulağı ile dinlememiz gerekir.Öfkelenmek reaksiyon göstermek bugünkü tablonun oluşmasına katkı sağlar.Arkadaş provokatif konuşma yaptı ben de dinledim. Ancak ne olursa olsun mecliste bu tartışma öne çıkıyor. Oysa çok önemli bir gündemimiz var, stratejik plan. Türkiye'nin en nitelikli stratejik planı kalibr. Arkadaşlarımıza bunun için teşekkür ediyorum.Önümüzdeki dönem bizim için önemli bir rehber hazırladılar. Böylesine önemli bir gündemde içerikli bir konuşmaya ihtiyacımız vardı.İnsanlarımızın sorunlarını çözme kararlılığından vazgeçmeyelim.Bizim amacımız bu olsun. Kendi öz eleştirimizi de yapabilir ancak çok objektif baktığınızda bu ülkenin kamu yönetimi anlamında yaşadığımız zafiyetlerinin arkasında kaybedilmiş bir adalet, demokrasi, bir şeylerin kolayca peşkeş çekilmesi var. Önümüzde uzun bir süre var yapacağımız çok iş var. Çok şey kapsıyor stratejik plan. bunun detayları vereceğimiz kararlarda gizli. Ayaklarımızın yere sağlam bastığı biliyorum. Ben bir bilim insanıyım. Bunu net bir şekilde biliyorum. Biz asla hayal kurmuyoruz, asla kişisel fantezi dünyasında değiliz. Hepimiz, bu şehrin çok net gördüğümüz sorunlarını şehrin tamına insanına, doğasına, denizine sokak hayvanlarına, her türlü canlısına, tüm değerlerine duyduğumuz saygı ile görüyoruz. Bununla bu şehre hizmet edeceğiz. Bunun için içim rahat. Krizler yüzyılındayız. Böyle gözüküyor… Her gün kaç mesaj geliyor bana gerçekten içim parçalanıyor.. Neticede sosyoekonomik krizin tam göbeğindeyiz. Bu nedenle bence İzmir halkının bu meclisin, bu belediye kadrosunun ve bu başkanın çalışmasına ihtiyacı var. Çok çalışmasına ihtiyacı var. Bizim de görevimizi yerine getirme zorunluluğumuz var. Ben şu an bu sıraların boş olmasından mutlu değilim. Bunu aşmamız gerekiyor. Meclis Başkanı olarak sizden ricam böyle bir şeyin yaşanmaması için katkı vermeniz. Önümüzdeki günlerin aydınlık olacağına inanıyorum” diye konuştu.

AK PARTİ GRUBU MECLİSİ TERK ETTİ
Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Üyesi Hacer Taş’ın eğitim öğretim yılı ile ilgili ilçe belediye meclislerinde de okunan metni Büyükşehir Meclisi’nde okumak istemesi sonrası AK Parti sıralarından tepki geldi. İlçe meclislerinde  aynı metni dinlediklerini ve kendi değerlerlerine hakaret edildiğini belirten Cumhur İttifakı grubu metnin okutulmamasını talep etti. Metnin  itirazlara rağmen okunması sonrası ise Cumhur İttifakı üyeleri toplu halde salonu terk etti.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Ali Sarı
 13 Eylül 2024 Cuma 23:48
Youtube den izledim, Ak Parti Grup Başkan Vekili Hakan Bey i yaptığı muhalefetten dolayı tebrik ederim, bir izmirli olarak merak ettiğimiz sorular , beklenilen cevaplara rol model oldunuz, ağzına, yüreğine sağlık ama cevabı kimden bekliyoruz sayın Hakan Bey? çok bekleriz daha!!!!!! Selamlar
 Bu hangi model , yurt yok , stad var .
 13 Eylül 2024 Cuma 22:10
25 yılda 100 kişilik yurt yapmamışsınız , hala stad yapacağız diyorsunuz . Öğrenciler için kalıcı çözümler üretmek yerine , Yok çorba , yok yemek , yok nakliye , yok çamaşırhane .
Araştırmacı Yaldız’dan ‘Basmane Çukuru’ yorumu: Cemil Tugay, sancısız-narkozlu operasyon yaptı!
Yerel Yönetimler
13 Eylül 2024 Cuma 14:03

Araştırmacı Yaldız’dan ‘Basmane Çukuru’ yorumu: Cemil Tugay, sancısız-narkozlu operasyon yaptı!

Basmane Çukuru’nda İzBB'nin hisse devri ile ilgili sürecini değerlendiren Gazeteci-Yazar İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız “O kadar ağrısız, sancısız ve narkozlu yapmış ki operasyonu İzBB Başkanı, hiçbir tartışmaya açmadan, hiçbir bilgi vermeden bunu başarabildi. Bu büyük bir başarı. İyi bir cerrah olduğunu, siyasi alanda ispatlamak üzere. Biz bu kentte 25 senedir gazetecilik yapıyoruz ve kentin dününe vakıf olan görgü şahitleriyiz. Böyle bir anlayışla Basmane Çukuru sorunu çözülebiliyorsa, ne mutlu. Umarım belediye kazançlı çıkmıştır” diye konuştu.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEDESONSÖZ -  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın onayı ile belediye hissesini kendi bünyesine alarak Basmane Çukuru'nda tek yetkili olması beklenen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) alanın geleceği ile ilgili adım atması bekleniyor.

Yaklaşık 100 bin metrekarelik ticaret imarlı inşaat alanına talip olduğu kamuoyuna yansıyan şirketler de TMSF'nin kapısını çalmaya başladı. Limak, MNG Holding ve Cengiz İnşaat gibi yapıların bölgede yapılacak projeye talip olduğu ifade edilmişti.

Büyükşehir Belediyesi’nin deprem sonrası yıkılan belediye hizmet binasının yeniden yapılması işi karşılığında Basmane Çukuru'ndaki hisselerini TMSF'ye devrettiği süreç ve yaşanan yeni gelişmeler ile ilgili olarak Gazeteci-Yazar İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız, SonSöz TV yayınında Gazeteci Fatih Yapar’a değerlendirmelerde bulundu.

KOCAOĞLU, BASMANE ÇUKURU’NDAKİ BELEDİYE HİSSESİNİ YÜZDE 30’A ÇIKARMIŞTI
Yaldız açıklamasında “Hâlâ çiçeği burnunda sayılabilecek belediye başkanının mesleği cerrah. Kendisi çok temiz bir cerrahi operasyon yapmış gözüküyor. 1997 benim de kente geldiğim tarih. 1997'den bu yana Basmane meselesi bu kentin gündemindedir. Burhan Özfatura burayı dünya ticaret merkezi yapacaktı. Sonrasında Güçbirliği'ne verildi burası. Pek çok Egeli İzmirli iş insanının hissedar olduğu, belki de batışına sebep olduğu yerdir Basmane Çukuru. Burası bir zamanlar İzmir Otogarı olarak çalışan bir yer. Son 30 yıldır da bir çukur olarak duruyor. Bir ara göl olmuştu. 2017'de bir konsorsiyum Çukur'a talip oldu. Büyükşehir, Güçbirliği, Folkart ve TMSF ile anlaştı ve kamuoyuna bir proje paylaşıldı. 80 milyon dolarlık bir ihaleydi. Folkart'ın öncülüğünde bir konsorsiyumdu. Kentte çokça tartışılmıştı. Kültürpark Platformu açıklama yaptı, CHP'nin dönemin milletvekilleri Aziz Kocaoğlu'nu yerden yere vurup alanı peşkeş çekmekle suçladılar. 1997'de proje ortaya atılırken İzmir’in ticaret alanında gelişim göstermesi, kentin ticari yaşamına canlılık katılması hedefleniyordu. 2017'de proje paylaşılırken de benzer hedefler vardı. AVM, belediye binası, rezidans yapılacaktı. O dönem yürüttüğü diplomasi ile belediyenin Basmane Çukuru'ndaki yüzde 10 olan hakkını Aziz Kocaoğlu yüzde 30'a çıkardı. Kamuoyu ile paylaşılan ve yarışma ile belirlenen projede 3 kule vardı. Birbirine sarılan 2 kule gibiydi. Küçük olan 30 bin metrekarelik alan İzBB'nin hizmet binası olacaktı. Girişi ayrı olan, müstakil bir yaşam vaat eden bir alan da olacaktı. 1200 kişilik bir gösteri alanını da kapsayan, meclis salonlarıyla çok modern bir belediye hizmet binası planlanmıştı 2017'de. 2017'den 2019'a kadar kentte çokça tartışıldı. Herkes yorum yaptı. En son projenin o dönemdeki ekonomik hareketlilikler nedeniyle süresi doldu ve Folkart Grubu 50 milyon civarında zarar ederek TMSF'ye projeyi iade etti” dedi.

SELİM GÖKDEMİR’İN YAPTIĞI BİNA İÇİN GÖRÜŞMELER YAPILDI
30 Ekim depremi sonrası İzmir Büyükşehir Belediyesi hizmet binasının yıkılması sonrası belediyenin yer arayışına başladığını hatırlatan Yaldız, “Hizmet binası Soyer döneminde yıkıldı. Büyükşehir Belediyesi, Kemeraltı ve Fuar'daki hollerde işlerini yürütmeye çalışıyor. Hizmet binasına ihtiyacı var. Soyer'in bunun için Konak'ta sembolik bir belediye binasını düşündüğünü biliyoruz. Eskisi kadar heybetli bir bina yapmak yerine silueti bozmayan bir bina yapmak istediğini biliyoruz. Bu doğrultuda bir arayıştaydı. İzmir'in ünlü müteahhitlerinden Selim Gökdemir'in şirketi ile bir görüşmeler yürüttüğünü biliyoruz. Megapol'ün yaptığı Halkapınar’da bir projeyi komple alarak, arsa takası yaparak yürüttüğü bir süreç olduğunu biliyoruz. Bu sürece kısmen Tugay'ın da dahil olduğunu biliyoruz. Tugay da birkaç görüşme yaptı. Ancak anlıyoruz ki Cemil Tugay, hizmet binası işini TMSF'nin inisiyatifine bıraktı” şeklinde konuştu.

KAZANIMDAN NEYİN KARŞILIĞINDA VAZGEÇİLDİ?
Hisselerin TMSF’ye belediye hizmet binası yapımı karşısında devredilmesi konusunda Tugay’a sorular soran Yaldız şunları söyledi:

“Benim yanıtını aradığım konu şu: İzmir 27 senedir bu konuyu tartışıyor. Herkes meselenin bir tarafıydı. Ancak ne oldu da tereyağından kıl çeker gibi İzBB Başkanı Cemil Tugay ile TMSF anlaşma imzaladı ve bu anlaşmaya ilişkin sadece iki satır bir açıklama yapıldı? Bir diğer soru; Yüzde 30 hisseye karşılık, yani 30 bin metrekare inşaat hakkına sahipti İzBB 2017'de kendi arsasıydı. Kocaoğlu döneminde TMSF'nin de taraf olduğu ihale sonunda İzBB, Basmane Çukuru'nda 30 bin metrekare inşaat hakkına sahipti. Büyükşehir bundan vazgeçti. Peki, Büyükşehir'in hizmet binası nerede, nasıl, kaç metrekare, hangi proje dahilinde olacak? Bir bilgi var mı? Hizmet binası nerede yapılacak?

Belediye yüzde 30'dan vazgeçmişti, bunun karşılığında hizmet binası yapılacak deniliyor. Bunun ekinde bir sözleşme, detaylı bir rapor, proje ya da şu detaylarda yapılacaktır bilgisi var mı?

2017'de kazanılmış bir hak var. O gün imzalandığına göre bugün de imzalanabilirdi. Kazanımdan neyin karşılığında vazgeçildi? Konak Meydanı'na 50 bin metrekare inşaat mı yapacaksınız? Basmane'de binanın oturacağı arsa da Büyükşehir'indi” dedi.

İZMİR'İN KAZANIMLARININ BİRİLERİ TARAFINDAN GASP EDİLME İHTİMALİ VAR
TMSF ile Büyükşehir Belediyesi arasındaki anlaşmanın detaylarının açıklanması gerektiğini belirten Yaldız, “5N1K'nın tüm maddeleri ile ilgili soru işareti var. Bu kent Basmane Çukuru ile yatıp kalkarken bu kez bizim dışımızda konuyu konuşan olmadı. O kadar ağrısız, sancısız ve narkozlu yapmış ki operasyonu İzBB Başkanı, hiçbir tartışmaya açmadan, hiçbir bilgi vermeden bunu başarabildi. Bu büyük bir başarı. Ankara köprüsünün bunda başarısı var mı acaba? Bir gün biri bunu yargıya taşırsa, İZBB'nin kazanılmış hakkı olan 30 bin metrekarelik alan ve arsadan vazgeçerken Cemil Tugay bunun karşılığında belediye yararına ne aldı ve bunun karşılığında net bir sözleşme var mı? Kocaoğlu yüzde 30 almıştı, 30 bin metrekare bina almıştı. Bunun karşılığında Cemil Tugay kaç metrekare bina aldı ve bu binanın teknik özellikleri neler? Uluslararası standartlarda 1200 kişilik gösteri alanı var mı örneğin? Belediye yönetirken kazanılmış haklar meselesi çok önemlidir. Şeffaflık, kamuoyunu yeteri kadar bilgilendirme her iki taraf için önemli. TMSF de bir açıklama yapmadı. Ben bir İzmirli olarak, İZBB'nin 2017'deki kazanımlarından ne kadar taviz verildiğini bilmek istiyorum. Kocaoğlu her şeye açıklama yapıyor, yerel bir gazetede haftada bir gün program yapıyor. Kocaoğlu'nun o günkü süreçle ilgili konuşması gerekiyor. İZBB o gün ne ve nasıl kazanmıştı? TL ve dolar karşılığı neydi? Bugün belki de idarecilerin zaafları veya yönetimsel sorunlar nedeniyle İzmir'in kazanımlarının birileri tarafından gasp edilme ihtimali var. Varsa, sözleşmenin ekinde proje derhal ve hızlı bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmalı. İzBB hizmet binasını TMSF nerede, ne zaman, kaç metrekare, hangi proje dahilinde yapacaktır? Bu sorular açıklanmalı. Bunlar olmadan, ‘devrettim, buradan çıktım, belediye binası yapılacak’ gibi basit, kısa ve öz bir açıklamayla kentlileri ikna etmek çok büyük bir cerrahi yetenek gerektiriyor. Bu konuda Büyükşehir Belediye Başkanını kutluyorum. İyi bir cerrah olduğunu, siyasi alanda ispatlamak üzere. Biz bu kentte 25 senedir gazetecilik yapıyor ve dününe vakıf olan görgü şahidiyiz. Böyle bir anlayışla Basmane Çukuru sorunu çözülebiliyorsa, ne mutlu. Umarım belediye kazançlı çıkmıştır. Umarım belediye, Aziz Kocaoğlu'nun kazanımlarının da üstünde bir başarı ile süreci noktalar. Böyle olursa, sonraki yayında ayağa kalkıp Tugay'ı alkışlarım” ifadelerini kullandı.

YAPAR: 75 BİN METREKAREYE DÜŞÜRÜLDÜ
Gazeteci Fatih Yapar  ise yeni planlar hakkında bilgi verirken, “İzBB ile TMSF'nin mutabık kaldığı konsorsiyumun aldığı ihalede gerçekleşen projenin inşaat metrekaresi 104 bin metrekareydi. Bunun 31 bin metrekaresi civarı İzBB'nindi, geri kalanı da TMSF'nin vereceği karardı. Yeni kararda, yaklaşık 77-75 bin metrekareye düşürüldüğü bilgisi var. 104 bin metrekarede, 30 bin metrekare hem TMSF hem de Büyükşehir fedakârlık yapmış. Neden? Binanın büyük olması, bölgenin devasa bir binaya ihtiyaç olmamasından kaynaklı tıraşlama yapılmış ve projeyi 75 bin metrekare üzerine inşa edecekler. Buranın AVM'ye ve ticarethaneye dönüştürülmesi ile ilgili kentlilerin yakından bildiği büyük bir alışveriş merkezinin buraya getirilmesiyle ilgili bir çalışma var. Belediye meclisinden kararlar çıkarken, aynı anda buraya talip olan isimlerle ilgili konuşulanlar var. "Ben TMSF hissemi devrettim, kimle görüşüyorsa görüşsün" anlayışında olmamalı Tugay. Yazılan isimler, firmalarla sermaye gruplarıyla TMSF'nin görüştüğünden Tugay'ın mutlaka haberi var; arada koordinasyon ve köprüyü kuran insanlar var” diye konuştu.

YALDIZ: İŞ BAŞKA YERLERE GİDERSE ÖZGÜR ÖZEL “SÜTTE LEKE YOK" DİYEMEZ
Sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini, bu yapılmadığı takdirde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın ithamlara maruz kalabileceğini kaydeden Yaldız, “Mustafa Kürkan ismini duydum kulislerde. İçinde bulunduğu konsorsiyumun çıkarları doğrultusunda yapabilir. İş insanı yapabilir. İş insanı kazanmak ister. Biz kamu açısından bakıyoruz. Selim Gökdemir'in Halkapınar'daki bloklarından birini almak isterken İzBB, uluslararası geçerliliği olan gayrimenkul değerlendirme şirketleri var. Büyükşehir'in 77 bin metrekare de olsa kazanımının TL karşılığı, dolar karşılığı nedir yüzde 30 hisse karşılığında? İzBB, TMSF'ye kaç milyon dolarlık mal devretmiştir? Bu uluslararası gayrimenkul şirketleri tarafından raporlanması hiç zor değil. Bu raporu paylaşırsınız, dersiniz ki "rapora göre yüzde 30'umuzun karşılığı 20 milyon dolar." TMSF'nin Büyükşehir'e yapacağı şu teknik özellikteki binanın karşılığı şu kadar milyon dolar dersiniz ve kamuoyu konuyu kapatır. Bu denmedi. Bu denmediği gibi belediye binası nereye yapılacak, içinde ne olacak bunları bilmiyoruz. Bilmediğimiz çok şey var. Bu kadar bilinmeyen olunca işin içine Limak da girer, Cengiz İnşaat da girer, 5'li çete de girer... Bu konu çok taraflı bir konu. 30 yıldır bu konunun içindeyiz. Bu çukur yutar. Basmane Çukuru kimleri yuttu? Şeffaflık, CHP'nin vaat ettiği en önemli vaatlerin başında geliyor. Bu sefer iş başka yorumlara gider. Belediye başkanı haksız yere itham edilir. İşin içinde olmadığı konularla ilgili adı gündeme gelir. "Özel sütte leke yok" diyemez; iş başka yerlere giderse... Bu konuda ben, TMSF cephesinin hem İzBB kurumsalının kamuoyunu aydınlatacak detaylar vermeye davet ediyorum. Bu detayı öğrendikten sonra belki biz belediye adına harika bir anlaşma yapılmış, tarafları tebrik ediyoruz diyeceğiz” dedi.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 İzmirliyim
 13 Eylül 2024 Cuma 23:15
Şeffaflık yoksa, dürüstlük yok demektir. Sütte leke yoktur, ancak bazı insanlar makam mevki sahibi olunca, lekelenme umurunda olmadan saman altından suyu yürütür, kamuyu aldatırlar. Ümit Yaldız''ı tebrik ederim, güzel bir konuyu gündeme getirmiştir.
 liyakat
 13 Eylül 2024 Cuma 17:51
STTE LEKEMİ VAR ÖZGR ÖZEL NEYMİŞ BE ULAN ALAYINIZ ŞAİBELİSİNİZ
 UZUNDERE KENTSEL DÖNÜŞÜM
 13 Eylül 2024 Cuma 16:54
İZMİR VE CHP İZMİR , AKPLİ İŞ ADAMLARINA MUHTAÇTIR, UZUNDERE KENTSEL DÖNÜŞÜM TEK İHALE GİREN FOLKART, AZİZ KOCAOĞLU ELEŞTİRDİLER NEDEN İHALE FOLKARTTA VERDİNİZ... BAŞKA FİRMA İHALEYE KATILMADI DEMİŞTİ...
 Sir alex ferguson
 13 Eylül 2024 Cuma 16:47
yaptığı en iyi iş
 Lombak
 13 Eylül 2024 Cuma 16:09
Ben Tugay'ın doğru yolda olduğunu düşünüyorum. Soruların cevaplanacağını düşünüyorum.
Amatörde yılın transferi!
Spor
13 Eylül 2024 Cuma 16:06

Amatörde yılın transferi!

Adis Jahovic ve Berkan Emir, İzmir 1. Amatör Lig 9. Grup ekiplerinden Narlıdere Belediyespor'a transfer oldu.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Adis Jahovic ve Berkan Emir, amatör lig ekiplerinden Narlıdere Belediyespor'a transfer oldu.

Teknik direktörlüğünü Göztepe'nin eski sportif menajeri İlhan Şahin'in yaptığı İzmir temsilcisi, daha önce Süper Lig'de de forma giyen Adis Jahovic ve Berkan Emir'le anlaştı.

Türkiye kariyerinde Göztepe, Konyaspor, Antalyaspor, Yeni Malatyaspor ve Bodrum FK formaları giyen 37 yaşındaki Makedon futbolcu Jahovic, 215 maçta 81 gol kaydetti.

Son olarak Eyüpspor forması giyen 36 yaşındaki Berkan Emir ise profesyonel liglerde ve kupada 424 müsabakaya çıktı.

Narlıdere Belediyespor, ligdeki ilk maçında 15 Eylül Pazar günü Narlıdere Ali Artuner Sahası'nda Çeşme Ilıcaspor'u konuk edecek.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Amedspor Başkanı, İzmir'de kaza yaptı!
Spor
13 Eylül 2024 Cuma 17:56

Amedspor Başkanı, İzmir'de kaza yaptı!

Amedspor, kulüp başkanı Aziz Elaldı'nın İzmir'de trafik kazası geçirdiğini duyurdu.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Amedspor Başkanı Aziz Elaldı, İzmir’de aracını kullanırken trafik kazası geçirdi.

Kaza sonrası Elaldı, hemen Bayraklı Şehir Hastanesi’ne sevk edildi.

HAYATİ TEHLİKESİ YOK
Amedspor'un sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Elaldı’nın hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi.

Ancak, Elaldı’nın vücudunun bazı bölgelerinde kırıkların tespit edildiği ve hastanede tedavisinin devam ettiği bildirildi. Kazanın nedenine ilişkin ise henüz bir bilgi verilmedi.

Kulüpten yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Başkanımız Sayın Aziz Elaldı, İzmir’de aracıyla seyir halindeyken bir trafik kazası geçirmiştir. Kazanın ardından Bayraklı Şehir Hastanesi’ne kaldırılan başkanımızın hayati tehlikesi bulunmamaktadır. Vücudunun bazı bölgelerinde kırıklar tespit edilmiş olup, hastanede tedavisi devam etmektedir. Detaylar kamuoyuyla daha sonra paylaşılacaktır. Başkanımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, acil şifalar diliyoruz." (Cumhuriyet)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

İZBAN hattında panik anları!
Güncel
13 Eylül 2024 Cuma 17:29

İZBAN hattında panik anları!

İzmir'de toplu ulaşımın can damarı olan İZBAN hattında ağaç elektrik direğine devrildi, panik anları yaşandı.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEDESONSÖZ- İzmir'de Aliağa ile Selçuk'u birbirine bağlayan İZBAN hattında panik anları yaşandı.

Semt Garajı durağında ağacın elektrik direğine devrilmesi sonucunda hatta arıza meydana geldi.

Olay anında ise vatandaşlar panik yaşadığı görüldü.

Yaşanan sorunun giderilmesi noktasında ise ekiplerin çalışması sürerken seferlerin normale dönmesi için çalışmalar devam ediyor.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 veli
 13 Eylül 2024 Cuma 19:06
Uygun fiyata, yazın serin, kışın sıcakta milyonlarca kişiyi taşıyor, fak tefek aksaklıklar olabilir, kıymetini bilelim. Tek eleştirim TCDD, ortaklıktan çıksa İZBAN daha verimli çalışacak kanaatindeyim.
 Ayrancilar mah,Torbali
 13 Eylül 2024 Cuma 18:57
18.03 her yoruma zıpliyorsun .inşallah ayrancilara aktarma hiç bir zaman olmaz.
 AYRANCILAR İLÇE İZMİR
 13 Eylül 2024 Cuma 18:03
İZMİR BİTMİŞŞ
 Yorgun demokrat
 13 Eylül 2024 Cuma 17:50
İzban bu sehre yapilmis ihanettir her aksam halkapinarda mesai saati çikisi 20-25 dk tren bekliyoruz balik istifi les gibi kokan trenlerde menemene kadar ayakta gidiyoruz.Tcdd artik izmirin yakasindan dussun
Hafta sonu planları iptal… İzmir’e sağanak sürprizi!
Güncel
13 Eylül 2024 Cuma 14:01

Hafta sonu planları iptal… İzmir’e sağanak sürprizi!

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden alınan verilere göre; İzmir’in merkez ilçelerinde hafta sonunda yağışların etkili olması bekleniyor.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEDESONSÖZ – Yaz mevsiminin bitmesiyle beraber uzun süre sonra yağışların etkili olduğu İzmir’de, yağmurlar yağmaya devam edecek.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden alınan verilere göre; İzmir’de bu akşamdan itibaren etkili olacak olan yağışlar, hafta sonu da etkisini sürdürmeye devam edecek.

İzmir’in merkez ilçelerinde gün içerisinde yer yer etkili olacak olan yağış, hafta sonu boyunca devam edecek. Hava durumu raporlarına göre; merkez ilçelerde Cumartesi ve Pazar günü boyunca gökgürültülü sağanak yağışın etkili olması bekleniyor.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

İsrail katletmişti... Ayşenur'un naaşı İzmir'de!
Güncel
13 Eylül 2024 Cuma 12:48

İsrail katletmişti... Ayşenur'un naaşı İzmir'de!

İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail askerlerince öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi'nin naaşı, İzmir'e getirildi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda düzenlenen törende, Eygi'nin Türk bayrağına sarılı naaşı polis mangası tarafından tören alanına taşındı.

Törene, Eygi'nin amcası Yılmaz Eygi ve kuzeni Şerif Sarper Eygi ile İzmir Valisi Süleyman Elban, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Mutlu Tosun, İl Emniyet Müdürü Celal Sel, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Metin Düz, AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı, CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, MHP İl Başkanı Veysel Şahin, Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Yeşim Kebapçıoğlu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

İzmir İl Müftüsü Sinan Kazancı, naaşın başında dua etti.

Polis mangası tarafından cenaze aracına kadar taşınan Eygi'nin naaşı, İzmir Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. (AA)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 hayret
 13 Eylül 2024 Cuma 16:15
akepeden kimse yok niye ayşenur DEVRİMCİMİYDİ
 Baran
 13 Eylül 2024 Cuma 15:11
Allah rahmet eylesin. Ailesine sabrı-cemil nasip eylesin. Genç yaşında böyle yüce gönüllü insan az bulunur. Sessiz kalanlarda acaba bir parça haysiyet var mı?
EGEÇEP'ten İzmir'in Çernobili için 'durdurun' çağrısı: Kaş yaparken göz çıkaracaklar!
Güncel
13 Eylül 2024 Cuma 12:44

EGEÇEP'ten İzmir'in Çernobili için 'durdurun' çağrısı: Kaş yaparken göz çıkaracaklar!

İzmir’in Çernobil’i olarak anılan Gaziemir Emrez Mahallesi’ndeki nükleer atıkların temizlenmesi ile ilgili açıklama yapan EGEÇEP çalışmaların durdurulması çağrısında bulundu. EGEÇEP avukatı Arif Ali Cangı, mevcut projede radyoaktif atığın ayıklanması ve temizlenmesi sürecinin çevre ve insan sağlığına telafisi imkânsız zararlar verebileceğini, bunun “kaş yapalım derken göz çıkarmak” sonucunu doğurabileceğini kaydetti.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

İzmir’de Gaziemir ilçesi arasında bulunan Aslan Avcı Kurşun Fabrikası tarafından yurtdışından getirildiği düşünülen radyoaktif maddelerin fabrika sahasına gömüldüğü tespit edilmiş, ancak bu atıkların bertaraf edilmesi ve bölgenin çevresel olarak temizlenmesi yönünde şimdiye dek ciddi bir adım atılmamıştı. 2022 yılında ise Nükleer Düzenleme Kurulu tarafından EKOVAR AŞ adlı şirketin bölgenin çevresel iyileştirme faaliyetine ilişkin yetkilendirildiği bilgisi ortaya çıkmıştı. Şirketin temizlik işlemleri için harekete geçtiği öğrenildi. Temizleme çalışmalarının 7 yıl önce başka bir şirketin farklı bir yöntemle yürüteceği proje için verilen ÇED olumlu kararına dayandırıldığı ortaya çıktı.

Nükleer Düzenleme Kurulu’nun çevresel iyileştirme faaliyeti için 2022 yılında yetkilendirdiği EKOVAR tarafından başlatılmış olan çalışmaların bölgede radyoaktif tehlikeyi büyütebileceği yönündeki endişeler varlığını korurken, Avukat Arif Ali Cangı projeye uygun bir ÇED süreci tamamlanana kadar bölgedeki tüm temizleme faaliyetlerinin durdurulması için İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne başvuruda bulundu.

EGEÇEP Hukuk Komisyonu üyesi Arif Ali Cangı 2017 yılında Turanlar AŞ’nin projesi için verilmiş olan ÇED olumlu kararı ile bugünkü projenin yürütülmekte olduğunu, EKOVAR şirketinin yapacağı çalışmanın çevreye olumsuz etkilerinin denetim dışı bırakılmış olduğunu belirtti. Bu iki projenin tamamen farklı uygulamalar içerdiğine dikkat çeken Cangı, mevcut projede radyoaktif atığın ayıklanması ve temizlenmesi sürecinin çevre ve insan sağlığına telafisi imkânsız zararlar verebileceğini, bunun “kaş yapalım derken göz çıkarmak” sonucu doğurabileceğini kaydetti. Cangı’ya göre EKOVAR şirketinin projesinin ÇED sürecinden muaf tutulması yeni soruları ve şüpheleri de beraberinde getiriyor.

Nükleer Düzenleme Kurulu (NDK) daha önce bu radyoaktif atıkların hangi yöntemlerle bertaraf edileceği ve kirliliğin yayılmasını önlemek ve radyasyondan korunmak için nasıl önlemlerin alınacağı konusunda EGEÇEP’in bilgi edinme başvurusunu reddetmiş, ancak mahkeme kararıyla bir bilgilendirme yazısı paylaştı.

NDK’nın yazısını değerlendiren kimya mühendisi Prof. Dr. Mustafa Demircioğlu, radyolojik kirli atık yönetiminin 2014 yılından itibaren doğru projelendirilmediği, uygulanmadığı, izlenmediği ve denetlenmediği, bizzat NDK tarafından yapılan “sahada bir takım temizleme faaliyetleri gerçekleştirilmiş, ancak saha tamamen temizlenememiştir” açıklamasının, geç de olsa bu olgunun bir kanıtı ve itirafı niteliğinde olduğu görüşünü verdi. 

NE OLMUŞTU?
2007 yılında İzmir’de Gaziemir ve Karabağlar ilçeleri arasında bulunan ve 1940’lı yıllardan 2010 yılına kadar faaliyette bulan Aslan Avcı Kurşun Fabrikası sahasında çok tehlikeli kurşun atıkların yanı sıra nükleer atıkları bulunduğu ortaya çıkmış, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından bu atıkların Europium 152 (EU 152) izotopu içeren nükleer çubukların ergitilmesiyle oluştuğu tespit edilmişti. Kamuoyundan gizlenen bu nükleer tehdit, ancak 2012 yılında Radikal Gazetesinden Serkan Ocak’ın haberiyle gündeme gelmişti.

Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Çevre Mühendisleri Odası, İzmir Tabip Odası gibi kurumlar yaptıkları gözlemlerle nükleer tehdidin boyutlarını ortaya çıkarmış, konu 2021 yılında dönemin Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda’nın “duran adam” eylemiyle kamuoyunun gündeminde yer bulmuştu. Bu girişimin ardından Gaziemir ve İzmir Büyükşehir Belediyelerinin, Kent Konseylerinin, TMMOB İl Koordinasyonunun, Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesinin, İzmir Tabip Odasının, İzmir Barosunun ve Egeçep’in oluşturduğu komisyon konunun takipçisi olmuştu.

Geçtiğimiz yıl bölgede yapılan radyasyon ölçümlerinde normal değerin 7 bin katı (832,3 ve 833,6 mikroSievert) değer tespit edilmişti.

Nükleer atıkların tespit edildiği andan bu yana bu atıkların bertarafı yönünde bir adım atılmamış, bölgenin tel örgülerle çevrilmesi dışında somut bir önlem alınmamıştı. Son olarak Nisan ayında EGEÇEP’in Çernobil felaketinin yıldönümü dolayısıyla konuya dikkat çekmek için bölgede düzenlediği basın açıklamasında tel örgülerin söküldüğü, nükleer atıkların bulunduğu sahayı çocukların oyun alanı olarak, çobanların ise koyunlarını otlatmak için kullandığı gözlenmişti. Basın açıklamasına katılan mahalle halkı atık sahasından gelen kokudan ve özellikle yağmurlu havalarda yükselen dumandan rahatsız olduklarını, komşuları arasında kanser ve düşük vakalarının arttığını belirtmişti.

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Uzmandan İzmir Körfezi için 'ölü balık' uyarısı!
Güncel
13 Eylül 2024 Cuma 14:27

Uzmandan İzmir Körfezi için 'ölü balık' uyarısı!

İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, İzmir Körfezi'nde tespit edilen atık kaynaklı amonyak miktarının 50 kat fazla olmasının balıklarda zehirlenmeye yol açmış olabileceğini söyledi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

İzmir Körfezi'nin Bayraklı ve Karşıyaka sahillerinde 20 Ağustos'ta alg patlaması ve balık ölümleri görüldü, ardından kötü koku sorunu baş gösterdi. Kötü koku ve alg patlamalarının devam ettiği körfezde balık ölümleri de artarak sürüyor. Balık ölümleri son olarak Karşıyaka ilçesinin Aksoy Mahallesi'nde ve Bayraklı kıyısında yoğun olarak gözlemlendi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 5 Eylül'de bölgedeki incelemeleri sonrası yaptığı açıklamada, denizdeki atık su kaynaklı amonyak miktarının olması gerekenden tam 50 kat daha fazla olduğunu, bunun da evsel ve endüstriyel atıkların suya arıtılmadan karıştırılması anlamına geldiğini anlattı. Bakan Kurum, bunun da beraberinde koku problemini getirdiğini ve hem denizdeki canlıları hem de insan sağlığını tehdit ettiğini aktardı.

İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, İzmir Körfezi'ndeki mevcut genel tablonun, balık ölümlerinin ilk görüldüğü 20 Ağustos'takiyle aynı olduğunu belirtti.

Bölgede oksijenin hala çok düşük olduğuna işaret eden Prof. Dr. Beşiktepe, genelde kıyıya yakın bölgelerde düşük oksijen seviyelerinin devam ettiğini, son 5 yıldır özellikle yaz sonu ve sonbahar başında alg patlaması ve oksijensizlik probleminin yaşandığını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önceki yıllarda küçük ölçekte zararlı ve renkli alg patlamaları yaşanıyordu, bunlar balık ölümlerine neden olmuyordu. Oradan edindiğim deneyimle söyleyebilirim ki bu 2 ay sürecek bir süreç, eylül ayında da bunu göreceğiz. Suların soğumasını ve sistemin dengeye gelmesini beklememiz gerekecek. Maalesef geçmiş yıllarda bu oldu ama bu sene çok daha şiddetli olduğu için biz bunu gördük."

Kuruyan derelere vurgu
Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, İzmir Körfezi'nin yapısının bir haliç olduğunu, bu sistemlerde üst akıntı olarak nehir, alt akıntı olarak ise deniz suyunun geldiğini, derelerdeki suların, kurumadan kaynaklı artık buraya gelmemesi nedeniyle haliç özelliğinin kaybolarak iç körfeze dönüştüğünü ve rüzgar ile dışarıdan gelebilen çok az bir suyun etkisiyle dinamiklerin işlemeye çalıştığını anlattı.

İzmir Körfezi'ndeki 50 kat fazla amonyak miktarı balıkları zehirlemiş olabilir

Derelerin durumuna vurgu yapan Beşiktepe, "En büyük sıkıntı derelerin kuru olması. İzmir iç körfezine dökülen 20'den fazla dere var ve bunlardan su gelmiyor. Kışın yağışlı bir dönem geçirirsek bu, normal çalışma düzenini geriye getirebilir ve sistemi kurtarabilir. Ama çok yağış almazsak ve bu dereler aktif hale gelmezse biz kışın da sonbaharda da önümüzdeki yıl da bu sorunu yaşarız" diye konuştu.

Körfezde çok sayıda çevresel stres oluşturabilecek faktör olduğunun altını çizen Beşiktepe, insan nüfusu ve tekne sayısındaki artış ile denize verilen deşarjları bu faktörler arasında gösterdi.

"Körfezden balık yiyenler için çok ciddi problem yaratabilir"
Balık ölümlerinin nedeninin çok iyi anlaşılması gerektiğine dikkati çeken Beşiktepe, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un İzmir Körfezi ile ilgili açıklamalarının önemli bulgular içerdiğini ifade etti.

Beşiktepe, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bakan'ımız konuşmasında amonyak miktarlarının 50 kat fazla olduğunu söyledi. Bu önemli bir bulgu çünkü amonyak fazla olduğu zaman özellikle büyük (erişkin) balıklar için zehir etkisi yapabiliyor. Sistem olarak baktığımızda burada başka faktörler de olabilir. Eğer oksijen biraz düşükse balıklar bu ortamda daha fazla nefes aldığı için yani sudaki toksik maddeleri daha fazla çektiği için ölebilir. Bu balık ölümlerinin 'oksijen bitti'den çok daha farklı bir olay olduğunu iyi anlamamız lazım. Balığın çok fazla toksik yapısı da olabilir ve körfezden balık yiyenler için çok ciddi problem yaratabilir. Bu bahsettiğimiz her şey toksik etki. Oksijeni bitiren neden balıkları öldürmüş olabilir, balıklar oksijensizlikten dolayı ölmüş olmayabilir. Bunun çok ciddi araştırılıp ortaya çıkarılması lazım ki bizim neye önlem alacağımızı belirlesin."

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 
 13 Eylül 2024 Cuma 15:18
Balık ve çevre katili ce ha pe yi durdurun.
‘Podyumların hanımefendisi' linçi yorumladı: Dış güzellik tek kriter değil!
Magazin
13 Eylül 2024 Cuma 10:00

‘Podyumların hanımefendisi' linçi yorumladı: Dış güzellik tek kriter değil!

Miss Turkey 2024 geride kalırken, birinci olarak seçilen İdil Bilgen tartışmalara sebep oldu. Dış görünüşü ile eleştiri oklarının hedefleri haline gelen Bilgen için eski manken Çağla Kubat yorumlarda bulundu. Miss Turkey 2002 ikincisi olan İzmirli güzel, yarışmanın sadece fiziki güzellik üzerine kurulu olmadığının altını çizdi. Kubat ayrıca sosyal medya linçlerine değinerek, “Yarıştığım yıllarda sosyal medya daha aktif olsaydı ne olursa olsun Azra ile bizlere de linç kültürü yapılırdı. Orada insanlar kendilerini her şeyi söylemeye serbest hissediyorlar” dedi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Miss Turkey 2024 yarışmasının sonuçları belli oldu ve bu yılın güzeli olarak İdil Bilgen seçildi. Bilgen’in seçilmesinin ardından kendisine karşı bir linç kültürü oluştu ve ‘güzelliği’ konusunda olumsuz benzetmeler yapılmaya başlandı.

Takvimler 2002 yılını gösterirken tam 20 genç kız podyuma çıkarak Miss Turkey yarışmasında birinci olmak için birbiriyle yarıştı. O yıl birinci olan isim Azra Akın olurken, İzmirli Çağla Kubat ikincilik koltuğuna oturmuştu. Aynı yıl düzenlenen yarışmada Azra Akın dünya güzeli seçilirken Kubat, Türkiye’yi Porto Riko’da düzenlenen Miss Universe Kainat Güzellik Yarışması’nda temsil etmişti.

Kubat, daha sonraki yıllarda modellikten dizi oyunculuğuna ve oradan tutkusu olan rüzgar sörfüne doğru yelken açtı.

‘GÜZELLİK YARIŞMASI SADECE FİZİKSEL GÜZELLİK ÜZERİNE KURULU DEĞİL’
Sörf okulu açan ve hayatına Çeşme'de devam eden Kubat, güzellik yarışmalarına dair olan süreci Egedesonsöz’e değerlendirdi.

Uzun süredir yarışmayı takip etmediğini belirten Kubat, yarışmanın sadece fiziksel güzellik üzerine olmadığının altını çizerek, “Güzellik yarışmalarında sadece fiziksel güzellikle alakalı bir seçim yapıldığını düşünmüyorum. Ülkemizi yurt dışında temsil edecek genç kızlar seçiliyorlar. Türkiye’yi yansıtan özellikleri taşıması bekleniyor içerisinde. Ben yarışmaya katıldığımda bunu görmüştüm. Orada nasıl konuştuğunuz, kaç yabancı dil bildiğiniz, etrafla nasıl iletişim kurduğunuz, eğitim hayatınız gibi durumlara önem verildiğini gözlemlemiştim ve ben de bu nedenle katılmıştım. Ülkemi yurt dışında temsil etmek istiyordum” dedi.

‘TÜRK KADININI TEMSİL EDİYOR’
Miss Turkey yarışmasının Türk Kadını temsiliyeti olduğunu belirten Kubat, “Artık sosyal medyada herkes her şeyi karalıyor. Acı bir şekilde duygular hiçe sayılıyor orada. Çok ayıp ediyorlar, oradaki seçim sadece fiziksel güzellik üzerine kurulu değil. Miss Turkey ile Türk Kadını denmek isteniyor. Eminim seçiminde sadece dış güzellik ön plana alınmamıştır. Dış güzellik zaten en başında herkese göre değişen bir kavramdır. Seçilen güzellerin başka birçok özelliğine bakılmıştır” ifadelerini kullandı.

‘BİZİM YARIŞTIĞIMIZ YIL SOSYAL MEDYA OLSAYDI AZRA İLE BERABER BEN DE LİNÇE UĞRARDIM’
Bilgen’in yaşadığı linçe değinen Kubat, “Yarıştığım yıllarda sosyal medya daha aktif olsaydı ne olursa olsun bizlere de linç kültürü yapılırdı. Orada insanlar kendilerini her şeyi söylemeye serbest hissediyorlar. Bu sürekli yapılıyor ve herkes bundan çok şikayetçi. O dönemde bazı insanlarla karşılaştığımda ‘çok hakkın yendi’ deniyordu. ‘Yok öyle bir şey, Azra çok tatlı bir kadın. O kadar güzel kendini ifade etti, o kadar rahattı ki sahnede o sırada enerjisiyle benden bi’ tık yukarıda oldu, bunu bu kadar büyütmeyin’ diye söylüyordum. Böyle birkaç kişi sizin yüzünüze söylüyordu. Şimdi sosyal medyada istedikleri gibi yazıp çizebiliyorlar, çok daha sert oluyor tepkiler. Böyle bir karalama çok üzücü” dedi.

‘KEŞKE MISS UNİVERSE’YE KATILIRKEN DAHA FAZLA HAZIRLANMA ŞANSIM OLSAYDI’
Kainat Güzellik Yarışması olarak bilinen Miss Universe sürecini anlatan Kubat, “Bizim ülkemizde ben seçildikten sonra 1 ay içerisinde yarışmaya gitmem gerekiyordu. Miss Universe’ye katıldım. Porto Riko’ya gittiğim zaman dikkatimi çeken durum yarışmacıların yarışmaya hazır olmuş durumda gelmeleriydi. Miss Universe içerisinde 1 sene boyunca pek çok sosyal etkinlikte bulunuyorsunuz. Orada dünyada pek çok hayır kurumu olan kuruluşlarla birlikte yardım desteklerinde bulunuyorsunuz. Bir sembol gibi bütün dünyayı geziyorsunuz. Kendi ülkelerinden aday olan kızlar bunları kendi ülkelerinde pratik edip gelmişlerdi. Bu yaptıklarını da çok güzel televizyon şovları haline getirmişlerdi. Ben o süreçte keşke biraz daha hazırlanıp, daha uzun bir zaman verilerek katılsaydım diye içimden geçirdim” dedi.

‘TÜRKİYE’DE MODEL GİBİ HAREKET EDİYORDUK, YURTDIŞINDA POLİTİKA KONUŞUYORDUK’
Türkiye’deki yarışma ile yurtdışındaki yarışma arasındaki farkları değerlendiren Kubat, “Türkiye’deki yarışmada yürüyüşünüzü düzeltmeye çalışıyor, daha model gibi hareket etmeye çalışıyorsunuz. Yurtdışında bunu hissetmedim. Orada daha çok görüşmeler yapıyorsunuz. Ülkenizle ilgili politik ilişkilere dair bilgiler anlatıyorsunuz. Ülkenizde yapılan yardım çalışmaları ile ilgili sorular geliyor. Biraz daha kendinizi anlatıp ifade etmeniz gereken bir yer. Türkiye’deki ise biraz daha görsellik ön planda gibi hissettim yarışırken” diye konuştu.

‘YARIŞMANIN SONUCUNU NEGATİF HALE SOKMALARINA ÜZÜLDÜM’
Yarışmaları halen daha güzel anılarla hatırladığını belirten Kubat, “Her iki tarafta da çok güzel bir deneyim. Çok bilmediğim bir konuydu, modelliği de yarışmadan sonra çok kısa bir dönem yaptım. Daha çok televizyonda çalıştım. Hep çok güzel anılarla hatırlıyorum. Negatif bir hale sokmuş olmalarına üzüldüm. Aslında çok değerli bir şey” dedi.

‘BİR FOTOĞRAFLA GÜZELLİK ANLAŞILMAZ’
Güzellik algısının değişken olduğunu ve tek bir fotoğraf ile değerlendirilemeyeceğini belirten Kubat, “Güzellik; bakışta, sözde, kendinizi ifade etme biçiminde, kendinizi nasıl taşıdığınızla ilgili olan şeyler. Bütün bu değerler orada ortaya çıkıyor. İnsanların bir fotoğrafa bakıp ‘çok çirkinmiş, nasıl seçildi’ diye yorumlar yapmaları çok komik ve çok basit bir yorum tarzı” ifadelerini kullandı.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 erdal
 13 Eylül 2024 Cuma 18:36
Kültür yarışması değil bu GÜZELLİK yarışması... güzel olmayanın güzellik yarışmasında işi ne birinci olmak ne
 Ayrancılar mah.Torbalı
 13 Eylül 2024 Cuma 13:14
Dış guzelliği kpss,kültürü mülakat gibi düşünün.
 Gülşen
 13 Eylül 2024 Cuma 12:57
İdil Bilgen 1. olmayı haketmiyor.Ağız yapısı çok çirkin ayrıca erkeksi bir yapısı var
 hamit
 13 Eylül 2024 Cuma 12:51
torpil torpil
 Karşıyakalı
 13 Eylül 2024 Cuma 12:50
ne yapalım. eldeki hammadde bu, Daha güzelleri ve iyileri katıldı da seçmediler mi.
 
 13 Eylül 2024 Cuma 11:13
Kız hiçte güzel değil. Sadece tıp mezunu o kadar. Sokaklarda daha güzel kızlar var iyi eğitimli.
 
 13 Eylül 2024 Cuma 11:10
yahu kriter ne olursa olsun sonuç bu olmamalı :))
 
 13 Eylül 2024 Cuma 11:04
valla ilk önce dış güzellik sonra diğer özellikler artı olarak sayılabilir. Adı üstünde "güzellik" yarışması. Biz başka türlü bir seçim yapmışız. Bizimkini Venezuela güzelinin yanında düşünemiyorum..
 AYRANCILAR İLÇE İZMİR
 13 Eylül 2024 Cuma 10:45
ama ilk kriter dış güzellik olmalı çünkü adı güzellik yarışması ikinci kriter kültür donanım bilgi zeka olmalı yoksa adı bilgi yarışması olarak değişsin hem güzel hem zeki hem kültürlü donanımlı birçok genç kızımız var
Alsancak Limanı için yeni formül... Yarısını Araplar alacak!
İş Dünyası
13 Eylül 2024 Cuma 09:22

Alsancak Limanı için yeni formül... Yarısını Araplar alacak!

Türkiye Liman İşletmecileri Derneği Başkanı Hamdi Erçelik, İzmir Alsancak Limanı'nın yarısının Birleşik Arap Emirlikleri merkezli limancılık firması Abu Dhabi Port'a satışı konusunda anlaşmaya varıldığını dile getirdi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

erhangulenc.com'da yer alan habere göre; Türkiye Varlık Fonu bünyesinde bulunan İzmir Alsancak Limanı'nın Birleşik Arap Emirlikleri merkezli limancılık firması Abu Dhabi Port'a satışında düğümün çözüldüğü bildirildi.

BAE'li şirketin, Alsancak Limanı'nın tamamını almak yerine, yüzde 50 ortaklık formülünü kabul ettiği belirtildi.

İZFAŞ tarafından düzenlenen 3. İzmir Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı'nda Başkanlar Oturumu'nda konuşan Türkiye Liman İşletmecileri Derneği Başkanı Hamdi Erçelik, İzmir Alsancak Limanı'nın tamamı yerine yüzde 50 hissesinin özelleştirilmesi için anlaşmaya varıldığını söyledi. Erçelik, bu formüle, limanda devlet otoritesi devam edeceği için sıcak baktıklarını söyledi.

Alsancak Limanı’nın yük limanı mı yolcu limanı mı olması gerektiği tartışmasına değinen Erçelik, "İzmir, ticaret ve liman kenti. Alsancak Limanı yük limanı olarak kalmalı" dedi.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Ercüment dilsiz
 13 Eylül 2024 Cuma 22:15
Mkc,İzmir bir kere düşman işgalinden kurtuluşu sembolü sembolüdür ildir öyle işkembeden atma tarihi oku bilgini arttır boş muhabbet yapma boş yapma İzmir Türkiye''nin en modern şehridir ha içinizde sinmiyorsa ayrı gider o zaman Arabistan''da yaşarsın
 gündem bey
 13 Eylül 2024 Cuma 19:46
bu 15:19 da yazan ve sonrakiler hep aynı kişi.aktroll falan bunlar hep.
 
 13 Eylül 2024 Cuma 19:04
15.19 yazacağıma yanlışlıkla 13.00 yazmışım.Einstein 15.19 da yazan trol.Trol yazınca vikipedide yazan tanımlama buna cuk oturuyor.
 
 13 Eylül 2024 Cuma 18:31
15:51'deki Einstein, Petkim satılsın diyen mi vardı?
 size böyle lazım
 13 Eylül 2024 Cuma 18:27
MKC, para niye yok? ekonomiyi batır, sonra ne var yok sat. Gerçeklik bu mu? biri de Einstein demiş. Yakında demiryollarını da satarsınız, siz de burada destek verirsiniz. Buradan Cemil Tugay'a sesleniyorum, Karabağlar Metrosu'nu YİD yapın. Bunlar ancak bundan anlar. Buca Tüneli de bedava olmasın. ÖHO de gelsin.
 Socar
 13 Eylül 2024 Cuma 17:51
Petkim''in yarışı socara satıldı diyen arkadaşım SOCAR elektrik üretimi yapıp TEİAŞ''a veriyor sistem bu şekilde işliyor.petkim ile SOCAR ortak şirket kuruldu
 Sir alex ferguson
 13 Eylül 2024 Cuma 16:48
sattttt saaatttttt
 
 13 Eylül 2024 Cuma 15:51
13.00 de yorum yazan Einstein Petkim,Azerbaycan devlet şirketi SOCAR'a satılması mi?
 MKC
 13 Eylül 2024 Cuma 15:38
Yerli olarak kimse talip olmaya yanasmadi. Bes kurus para koyan olmadi. Konsorsiyum falan dediler, kimwseden cit cikmadi. Nedeni; para yok kimsede! Bu isler vatan, millet edebiyati ile yurumuyor. Biraz fazla romantik bir yer Izmir. Hayal dunyasinda cok insan var.
 
 13 Eylül 2024 Cuma 15:19
Tank fabrikasını sattın diyen cahiller ile bunlar aynı kafada. Şimdi bunlara neyi nasıl anlatacaksın bunların neresini düzelteceksin.
Şirince Şarabı’nın hikayesi: Kavun Çeşme’den, karadut Diyarbakır’dan!
Ekonomi
13 Eylül 2024 Cuma 09:19

Şirince Şarabı’nın hikayesi: Kavun Çeşme’den, karadut Diyarbakır’dan!

Meşhur Şirince şarabı, köyde üretilen meyveler yerine farklı bölgelerin meyvelerinden yapılıyor. Şirince Köylüm Şarapları Ege Bölge Distribütörü Ufuk Arslan, “Meyveler başka yerlerden geliyor. Çeşme’den kavun, Selçuk’tan şeftali, Diyarbakır’dan karadut geliyor. Meyvenin iyisi neredeyse oradan alınıyor. Fabrikaya, imalat yerine gidiyor. Şirince’de üretim yapan yer kalmadı. Tepede bir fabrika vardı o da SİT alanı içinde olduğu için 12-13 yıl önce kapatıldı” dedi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ – İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı, şarabı ile ünlü Şirince köyünde artık şarap üretilmiyor. Köyde bulunan fabrikanın yaklaşık 12-13 yıl önce kapatılmasından sonra Şirince şarabı, farklı noktalarda üretilmeye başladı.

Sanılanın aksine Şirince’de üretilen meyvelerden yapılmayan şarap, farklı bölgelerden gelen meyvelerden üretiliyor.

Egedesonsöz’e konuşan Şirince Köylüm Şarapları Ege Bölge Distribütörü Ufuk Arslan, Şirince şarabı ile ilgili bilgilendirmede bulundu.

Arslan açıklamasında şunları söyledi:

“Meyveler başka yerlerden geliyor. Çeşme’den kavun, Selçuk’tan şeftali, Diyarbakır’dan karadut geliyor. Meyvenin iyisi neredeyse oradan alınıyor. Fabrikaya, imalat yerine gidiyor. Şirince’de üretim yapan yer kalmadı. Tepede bir fabrika vardı o da SİT alanı içinde olduğu için 12-13 yıl önce kapatıldı.”

‘ŞARAP YİNE AYNI ŞARAP’
Üretilen meyvelerin dışarıdan gelse de marka değeri olduğuna değinen Arslan, 'Meyve Şirince’den değil diye Şirince şarabı diye bir şey yok' diyemeyiz. Çünkü Şirince’deki meyveden üretiliyor diye yazmıyor. Öyle yazsa olur ama sadece fabrikanın yeri değişiyor şarap yine aynı şarap. Diyelim ki bir sabun üretiyorsun. Sabunu da Urla’da üretiyorsun, Urla sabunları diye satıyorsun. 20 seneden beri bu işi yapıyorsun. Sonra bir yazı çıkartıyorlar ‘burada artık fabrika kurulmayacak’ diye. Sen Çeşmealtı’na iniyorsun, aynı fabrikayı oraya kuruyorsun. Yine aynı sabunu üretmiş oluyorsun” şeklinde konuştu.

'20 SENEDİR ÜRETİLİYOR’
Arslan, fabrika kapandıktan sonra üretimin farklı noktalarda devam ettirildiğini söyleyerek, “Şirince’nin meyvesinden yapıldığı yazmıyor. Şirince şarabı yazıyor. Şişenin arkasında ‘bütün meyveler Şirince’den toplanıyor’ dese, doğru. Daha güzelini yapıyorlar. Nerenin kavunu meşhur? Çeşme. Çeşme kavunundan şarap yapıyorlar. Diyarbakır’da karadutu meşhur. Oradan karadut geliyor. Selçuk’un şeftalisi, narı var. 20 senedir Şirince’de şarap üretmişler. Fabrikayı kapatmışlar, müze yapmışlar. Onlar da aşağı inmiş. Selçuk’ta, Aydın’da fabrika kurmuşlar. Yine aynı şarap olacak. Farketmez. Adam bunun ismini almış. Suudi Arabistan’a gider, fabrika açar, yine aynı şarabı yapar” dedi.

‘EV ŞARABI YASAL DEĞİL’
Şirince köyünde şarap üretiminin yapılmadığını, evde yapılanların yasal olmadığını dile getiren Arslan, “Ev şarabı ayrıdır. Bandrolsüz ve kaçaktır. Onu yapıp satamazsın. Kendi ürettiği meyveden evde şarap yapanlar olabilir ama çok nadirdir. Onların da satışı yasaktır” ifadelerini kullandı.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Rakip demirbaş
 13 Eylül 2024 Cuma 21:12
Şirincede bağmı var şarap yapılsın şiricedeki fabrika gökçealana taşınalı yıllar oldu üretim yerleri başka mahallelerde adı şirince şarabı insanları aldatıyorlar kamyonlarla meyve aroması getirip karıştırıyorlar adı meyve şarabı oluyo
 
 13 Eylül 2024 Cuma 16:24
Et ile rakı İzmirlinin hakkı çeker kafayı ormancı yıkar masayı; her akşam hükümet kurar. Sokakta da çilingir sofrası.
 Neşe Yücel
 13 Eylül 2024 Cuma 13:33
Sit alanına villa yapmak serbest ama şarap üretmek mi yasaklandı ve kapatıldı, ilginç. Sirince bu anlamda şarap yapımına devam etmeliydi, turizm ve tanıtıma katkısı olan muhteşem bir yer...yazık olmuş.
 osmannn
 13 Eylül 2024 Cuma 12:41
içtim şarabı, giydim çorabı...
Minibüs şoförü kurşuna dizildi... Son durakta infaz!
Güncel
13 Eylül 2024 Cuma 06:44

Minibüs şoförü kurşuna dizildi... Son durakta infaz!

İzmir'in Bornova ilçesinde minibüs şoförü Doğukan Akgün (28), son durakta yolcularını indirdikten kısa süre sonra araca yaklaşan bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Tabancayla açılan ateş sonucu başından vurulan Akgün, olay yerinde hayatını kaybederken, kaçan saldırganın yakalanması için geniş çaplı soruşturma başlatıldı.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Olay, dün saat 22.00 sıralarında Evka 3 Mahallesi'nde bulunan yolcu minibüsü durağında meydana geldi. Şehir içerisinde yolcu taşımacılığı yapan Doğukan Akgün, yönetimindeki 35 M 8569 plakalı minibüs ile Alsancak Mahallesinden son durak olan Evka 3 Mahallesine geldi. Burada yolcularını indiren Akgün, park ettiği minibüsün direksiyon koltuğunda oturduğu sırada, araca yaklaşan ve henüz kimliği belirlenemeyen bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Akgün başına isabet eden kurşunlarla koltuğa yığılırken, saldırgan ise silahıyla birlikte olay yerinden kaçtı.

Durakta bulunan diğer şoförlerin 112 Acil Çağrı Merkezine yaptığı ihbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis, olay yerini güvenlik çemberine alırken, sağlık görevlisinin yaptığı kontrolde Doğukan Akgün’ün hayatını kaybettiğini belirledi. Kısa süre sonra bölgeye gelen Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri olayla ilgili soruşturma başlattı. Çevredeki güvenlik kameralarını inceleme alan polis ekipleri, görgü şahitleriyle de görüştü. Olay yeri inceleme ekibi de minibüs ve çevresinde araştırma yaptı. Akgün'ün cenazesi savcının incelemesinin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

Cinayet Büro Amirliği ekipleri saldırganın kimliğinin belirlenip yakalanması için soruşturmayı geniş çaplı sürdürüyor. (DHA)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 kentli
 13 Eylül 2024 Cuma 17:09
Allah rahmet eylesin. Dolmuş sistemi bu devirde olmaması gereken bir ulaşım aracı. Ayrıca birçok dolmuş şoförü kapı açık adım adım gittiği gibi birde diğer sürücüler ile söz dalaşına kavgaya tutuşuyor
 bekir
 13 Eylül 2024 Cuma 12:54
bu cinayeti yapan bulunmalı ve asılmalı asmyacaksanız arayıp bosuna bulmayın ıcerıde katıl beslenıyor vatandasın vergılerıyle
 burak
 13 Eylül 2024 Cuma 09:33
bu sene çocuğu servise verdim çok pahalı olmasına rağmen ve bunun tek sebebi yolda araba kullanırken biri ile tartışırsam şehrin ortasında beni gebertmesin, saçma sapan gitmeyelim diye. Kulağa fantastik gelebilir ama olasılık hiç de az değil..
 
 13 Eylül 2024 Cuma 09:30
dolmuş olayı zaten ilkellikte bu silahlı tipler kimlerdir. Herkes de silah var olmadı bıçak. Boş gezen yok. Semtler hepimizin dolaştığı Alsancak-Evka 3 ve böyle tipler dolanıyor. Kazara bir tartışma olsa trafikte yolda adam sana bana da sıkar. Fena çok fena..
 Şanslı
 13 Eylül 2024 Cuma 08:41
Şans eseri yaşıyoruz vallahi.
 AYRANCILAR İLÇE İZMİR
 13 Eylül 2024 Cuma 08:17
dolmuş sistemi kalkmalı, çoğu mafya tipi insanlar, belediye olaya el atmalı ayrancılar dolmuşçularu eshot a müdahale ediyor, torbalı dolmuşçularına ayrancılar yolcularını alamazsın diye tehtit ve kavaga ediyor ayrancılar dolmuşçılardan çok madur
Sayfa başına gitSayfa başına git