Ege'de Sonsöz
Bugün bayram... Senin sevginle büyüyorlar
Güncel
23 Nisan 2024 Salı 08:24

Bugün bayram... Senin sevginle büyüyorlar

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yurt genelinde kutlanıyor.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlatacak ve Cumhuriyete giden yolda önemli adımlar atılmasını sağlayacak Büyük Millet Meclisi, 104 yıl önce açıldı.

1921'de milli bayram olarak kutlanmasına karar verilen 23 Nisan, 1927'de Atatürk'ün himayesinde ilk kez Çocuk Bayramı olarak kutlandı. Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan, 97 yıldır çocuk bayramı olarak kutlanıyor.

23 Nisan, 27 Mayıs 1935'te çıkarılan Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ile "Ulusal Egemenlik Bayramı" olarak kutlanmaya devam edildi.

1981 tarihli Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun'da 20 Nisan 1983'te yapılan değişiklikle 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı'nın adı, "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" olarak değiştirildi.

1979'da ilk olarak 6 ülkenin katılmasıyla uluslararası boyuta taşınan bu milli bayramda, dünyanın birçok ülkesinden çocuklar Türkiye'ye gelmeye başladı. Türkiye, dünyada çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke olmayı sürdürüyor.

Türk milletinin gönlünde, bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak en önemli yeri alan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, her yıl yurt içinde ve yurt dışındaki temsilciliklerde, bütün kurumlarda ve okullarda çeşitli etkinliklerle kutlanarak milli birliğin kenetlenen ruhunu temsil ediyor.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Mehmet KARABEL yazdı... Statlara sığmayan 23 Nisanları özledik!
Güncel
23 Nisan 2024 Salı 08:28

Mehmet KARABEL yazdı... Statlara sığmayan 23 Nisanları özledik!

Mehmet KARABEL yazdı... Statlara sığmayan 23 Nisanları özledik!
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Muhittin AKBEL yazdı... Bugün hepimiz çocuk olalım!
Güncel
23 Nisan 2024 Salı 08:46

Muhittin AKBEL yazdı... Bugün hepimiz çocuk olalım!

Muhittin AKBEL yazdı... Bugün hepimiz çocuk olalım!
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Nedim ATİLLA yazdı... İlk Milli Bayramımız!
Güncel
23 Nisan 2024 Salı 08:51

Nedim ATİLLA yazdı... İlk Milli Bayramımız!

Nedim ATİLLA yazdı... İlk Milli Bayramımız!
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Başkan Tugay'dan çoğulcu demokrasi mesajı: Siyasette popülizme engel olunmalı
Yerel Yönetimler
23 Nisan 2024 Salı 09:27

Başkan Tugay'dan çoğulcu demokrasi mesajı: Siyasette popülizme engel olunmalı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay yayımladığı makalede “içinde bulunduğumuz 21. yüzyılın ilk çeyreğinde parlamenter demokrasi hem daha geniş demokratik arayışların hem de otoriter yönelimlerin eleştirisi altında. Bize düşen, demokrasiyi sandığa indirgemeden, yurttaşların katılımıyla genişletmek, daha çok insanın daha doğrudan temsilini sağlamak, bu sayede demokrasinin kazanımlardan vazgeçmeyi öneren popülist eğilimleri engellemek olmalı" dedi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Birgün Gazetesi’nde demokrasi ve yerel yönetimler ilişkisini ele alan bir makale yazdı.

Başkan Tugay makalesinde son 20 yılda Türkiye’de çoğulcu demokrasinin yerine otoriterleşme riskinin oluştuğunu belirtirken çoğulcu demokrasiye geçişte yerel yönetimlerin önemine de vurgu yaptı.

Tugay’ın makalesi şöyle:

Monarşiden cumhuriyete, hilafetten laik düzene geçiş ve sonrasında da imparatorluğun enkazından ulus devletin oluşturulması, halk egemenliğine dayanarak gerçekleştirildi. Türkiye Cumhuriyeti, saraylarda değil, en zor koşullarda bir araya gelen Millet Meclisi’nde kuruldu. 1924 Anayasası ile halkın temsilcilerini seçtiği, bu temsilcilerden oluşan Meclis’in yasaları yaptığı ve hükümeti oluşturduğu bir sistem getirildi. Bu rejim Meclis’i en üst organ olarak kabul etti. Cumhuriyet’in kuruluşunda ortaya çıkan bu anlayış Türkiye’nin siyasi kültürünü biçimlendirdi. Bu anlayış bize egemenliğin millete ait olduğunu saraya veya bir azınlığa devredilemeyeceğini öğretti.

Tarihin uzun ve kısa dalgaları vardır. Uzun dönemler açısından bakıldığında insanlık ileri doğru gider ama kısa vadede bazı döngüsel hareketler geriye gidiliyormuş izlenimi verebilir. Son yirmi beş yılı kapsayan dönemde ortaya çıkan “saray rejimi” Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik ilerleyişinde kısa bir parantez olarak kalacak, egemenlik yeniden saraydan halka geçecektir.

HALK İÇİN, HALK TARAFINDAN
Demokrasi, insanlık tarihi boyunca farklı içerikler, farklı anlamlar kazanmış bir kavram. Modern demokrasinin en yaygın tanımlarından biri Abraham Lincoln'e ait; O, “Halkın, halk için, halk tarafından yönetimi” olarak tanımlıyor. Bu yönetimin nasıl olması gerektiğine dair faşizm deneyimini de dikkate alarak 20. yüzyıl demokrasileri bazı ideal yanıtlar ürettiler. Demokrasi, hükümetlerin politikalarını kamunun yani yurttaşların yönlendirdiği, belirlediği ve yürütmenin hesabı sandıkta yurttaşlara verdiği, toplumun ortak görüş ve anlayış oluşturduğu bir sistem olarak kabul gördü. Bu varsayıma göre demokrasilerde; her yurttaşın katılımına açık özgür bir kamusal alan, güçlü bir sivil toplum, demokratik siyasi partiler, etkin denetim mekanizmaları, doğru bilgilendirmeyi mümkün kılan medya ortamı, eşit koşullarda rekabet, hakları güvence altına alan hukuki çerçeve olmalıdır. 20. yüzyılın parlamenter demokrasisi kendi işleyişini böyle açıkladı.

Bu demokrasi tanımına geçen yüzyıl boyunca farklı kesimlerden itirazlar oldu. Emekçi sınıflar, kadınlar, azınlıklar, sistemin dışladığı insanlar kendilerinin yeterince temsil edilmediğine inanarak demokrasinin sınırlarını genişletmek, kendilerinin daha çok kapsanmasını sağlamak için mücadele ettiler ve çeşitli kazanımlar sağladılar. Parlamenter demokrasi sivil toplumu ve toplum içindeki farklılıkları daha çok dikkate almak zorunda kaldı. Özellikle Avrupa ülkelerinde, merkezi iktidarın elindeki birçok yetki, temsilin daha doğrudan sağlandığı yerel yönetimlere devredildi. Askeri rejimlerden sivil rejimlere geçen Güney Amerika ülkelerinde yeni katılımcı modeller geliştirildi.

Öte yandan tam tersine bir gidişten söz etmek de mümkün. Parlamenter demokrasinin kendilerini temsil etmediğine inanan alt sınıflar arasında otoriter-popülist siyasetçiler itibar kazanmaya başladığına tanıklık ediyoruz.

Kısacası, içinde bulunduğumuz 21. yüzyılın ilk çeyreğinde parlamenter demokrasi hem daha geniş demokratik arayışların hem de otoriter yönelimlerin eleştirisi altında. Bize düşen, demokrasiyi sandığa indirgemeden, yurttaşların katılımıyla genişletmek, daha çok insanın daha doğrudan temsilini sağlamak, bu sayede demokrasinin kazanımlardan vazgeçmeyi öneren popülist eğilimleri engellemek olmalı.

İNSANLIK YENİ YOLLAR BULACAKTIR
Türkiye’de katılımcı bir demokrasiyi engelleyen önemli bir neden “çoğunlukçu demokrasi” anlayışının yaygınlığıdır. Çağdaş demokrasi, iktidarın sınırlandığı, seçimleri kazananın her istediğini yapma hakkını kendinde bulamadığı bir sistemdir. Bu açıdan ülkemiz demokrasisi her zaman sorunluydu ama son yirmi yıldaki uygulamalarla güçler ayrılığının giderek ortadan kaldırılması, demokrasiyi kazananın her şeyi kazandığı otoriter bir yöne götürdü.

Çoğunlukçu demokrasiden çoğulcu demokrasiye geçiş için yerel yönetimlerde yurttaşlara örnek uygulamalar sunmamız, gerçek demokrasinin ne olduğunu pratikte göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunu da sınırlarımızı bilerek, yasalara uyarak, farklı partilere oy verenlerin haklarını gözeterek, partizanlık ve kayırmacılık yapmayarak, adil hizmet vererek, bütün hemşehrilerimizi kucaklayarak gerçekleştirebiliriz.

Demokrasinin modern tanımında siyaset sadece siyasetçilere bırakılamayacak bir alandır. Bütün yurttaşlar siyaset üzerinde söz ve etki sahibi olabilmelidir. Ancak böylece, canlı ve verimli bir demokratik işleyişe kavuşabiliriz. Yurttaşlar beş senede bir oy kullanan “seçmen” olmaktan çıkar, kendi hayatları üzerinde söz ve karar sahibi öznelere dönüşür. Seçimler dışındaki diğer siyasi kanallar açılmalı, yeni demokratik yollar oluşturulmalıdır. Sivil toplum örgütleri, protesto ve gösteri hakkı, itirazlarını dile getirmenin farklı biçimleri demokratik bir toplumsal yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Ne kadar katılımcı olunursa, siyaset o oranda elitlerin işi olmaktan çıkacak, temsil niteliği yükselecek, tabana yayılacaktır. Bu sayede, siyasetçilerle temsil ettiği varsayılan insanlar arasında yabancılaşma da azalacaktır.

YEREL YÖNETİMLE BAŞLAR
Belediye Kanunu’nun; 13’üncü maddesinde, “Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliyetleri hakkında bilgilenme ve belediye idaresinin yardımlarından yararlanma hakları vardır” ibaresi yer alır. Bu madde yerel yönetimlere her türlü yurttaş katılımı için geniş ve esnek bir çerçeve sunmaktadır.

Katılım kavramına her türlü sorununu çözebilecek sihirli bir anlam yüklemeden, yöneticisi olduğumuz şehrin özelliklerine uygun yeni ve çeşitlenmiş katılımcı mekanizmalar geliştirebilmeli, temsili demokrasinin sınırlarını halkın çıkarları için esnetebilmeliyiz. Böylece, hem kentin sorunlarını çözmek için verimli yollar bulabiliriz hem de bu tür pratikler sayesinde yeni demokratik kurumlar oluşmasına öncülük edebiliriz. Bu demokratik kurumlar, aynı zamanda yurttaşların demokrasi kültürünü özümsedikleri alanlar olarak da işlev görecektir.

Yakın tarihimizde katılımcılık konusunda esinlenebileceğimiz epey örnek var. 1970’lerde CHP’li belediyelerin sürdürdüğü halkçı-toplumcu belediyecilik birçok yönden katılımcı pratikler geliştirmiştir. Keza, 12 Eylül’ün kara propagandası nedeniyle gölgede kalan Fatsa örneği, bugün dahi dikkatle incelenmesi gereken özellikler içermektedir. Ankara’da Karayalçın döneminde birlikte karar almayı önemseyen planlama süreçleri sonunda Batıkent, Portakal Çiçeği Vadisi gibi çok başarılı yeni yerleşmeler ortaya çıkmıştır.

Dünya ölçeğinde ise en bilinen katılımcı yerel yönetim modeli Brezilya’da ortaya çıkan “katılımcı bütçe”dir. 1989’da Porte Alegre kentinde İşçi Partisi’nden belediye başkanı seçilen Olivio Dutro’nın başlattığı ve 1993’de Tarso Genro’nun derinleştirerek sürdürdüğü yönetim - toplum ilişkisinin demokratikleşmesini amaçlayan “katılımcı bütçe” süreci, kısa sürede yaygınlaşarak dünyadaki birçok kentin model aldığı bir uygulama haline geldi.

Porte Alegre deneyimi, katılımın oy vermekten ibaret olduğu geleneksel yönetme biçimlerinden radikal bir kopuş oluşturdu. Her beş yılda bir yöneticilerini seçen, sonra sahneden çekilen yurttaş, katılımcı bütçede kamu yönetiminin etkin öznesi halini aldı, devlet dışında yeni bir kamusal - siyasal alan yarattı. O zamandan atılan demokratik tohumların sonucunda bugün Brezilya’da İşçi Partisi’nin iktidara gelebildi.

Bütün bu örneklerden ilham almalıyız, kentsel demokrasi için günümüz koşullarına uygun yeni yöntemler de geliştirebilmeliyiz. Dijital ağların yaygınlaşması katılım ve demokrasi için bize yeni olanaklar sunuyor; bunlardan da yararlanmalıyız.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Yaşlı adamın acı sonu... Feci kazada can verdi!
Ege
23 Nisan 2024 Salı 09:22

Yaşlı adamın acı sonu... Feci kazada can verdi!

Muğla'nın Fethiye ilçesinde, motosikletle çarpışan elektrikli motosikletin sürücüsü hayatını kaybetti.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Muğla-Fethiye kara yolu Göcek mevkisinde, Ünal Aybek'in (75) kullandığı 48 AEL 773 plakalı üç tekerlekli elektrikli motosiklet ile sürücüsü öğrenilemeyen 48 HC 940 plakalı motosiklet çarpıştı.

İhbar üzerine kaza yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.

Kazada yaralanan motosiklet sürücüleri, ilçedeki hastanelere kaldırıldı. Sürücü Aybek, kaldırıldığı hastanede yapılan müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi.

Diğer yaralının sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.(AA)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

İzmir'de uyuşturucu ticaretine suçüstü!
Güncel
23 Nisan 2024 Salı 08:16

İzmir'de uyuşturucu ticaretine suçüstü!

İzmir'de, polis ekiplerinin takibe aldığı uyuşturucu ticaretinde 2 şüpheli suçüstü yakaladı. Yapılan aramada 10 bin 10 adet sentetik hap ele geçirilirken, gözaltına alınan satıcı Cüneyt Gökmen ve müşteri konumunda olan Kenan Aytop, tutuklandı.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Buca İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri, 20 Nisan tarihinde Narko Alan Projesi kapsamında Cüneyt Gökmen isimli şüphelinin uyuşturucu madde ticareti yaptığı bilgisine ulaştı. Şüpheli Cüneyt Gökmen'in adresini takibe alan ekipler, Gökmen'in Kenan Aytop isimli bir diğer şüpheliye bir poşet verdiğini tespit etti. Suçüstü yakalanan Gökmen'in evinde yapılan aramada, 10 bin 10 adet 'Galara' sentetik hap ele geçirildi.

Gözaltına alınan şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Satıcı Cüneyt Gökmen ve müşteri konumunda olan Kenan Aytop, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. (DHA)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Fatih YAPAR yazdı... Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Politika
22 Nisan 2024 Pazartesi 19:24

Fatih YAPAR yazdı... Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!

Fatih YAPAR yazdı... Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Korkunç kaza... Karı-koca can verdi!
Güncel
22 Nisan 2024 Pazartesi 23:45

Korkunç kaza... Karı-koca can verdi!

İzmir'in Torbalı ilçesinde meydana gelen trafik kazasında motosiklet sürücüsü ve yanındaki eşi hayatını kaybetti.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

İzmir'den Aydın istikametine giden 09 DJ 915 plakalı sürücüsünün ismi öğrenilemeyen kamyonet, yaya geçidinden yolun karşısına geçmeye çalışan 35 TJK 41 plakalı Ahmet Bakırözü yönetimindeki motosiklete çarptı.

Çarpmanın etkisiyle motosiklet sürücüsü ile yanındaki eşi Şule Bakırözü yola savruldu. Şule Bakırözü olay yerinde, Ahmet Bakırözü ise kaldırıldığı Torbalı Devlet Hastanesinde hayatını kaybetti.

Kamyonet sürücüsü, ifadesinin alınması için Torbalı İlçe Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

Öte yandan motosikletin yolun karşısına geçmeye çalıştığı sırada aracın çarpması çevredeki güvenlik kamerasınca kaydedildi.(AA)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Osman
 23 Nisan 2024 Salı 00:08
Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun
Olağanüstü mecliste 'personel alımı' tartışması!
Yerel Yönetimler
22 Nisan 2024 Pazartesi 19:05

Olağanüstü mecliste 'personel alımı' tartışması!

Yerel seçimler sonrası göreve yeni gelen belediye başkanları belediyelerindeki mali yapıyı kontrol altına almak ve düzenlemeye gitmek amacıyla çeşitli kararlar alırken, Bayraklı Belediyesi’nin olağanüstü meclis oturumunda Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal’ın göreve gelmesi sonrası işten çıkarılan personeller ile ilgili tartışma yaşandı.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Bayraklı Belediyesi yeni dönemini ilk olağanüstü meclis oturumunu gerçekleştirdi. Belediye Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen oturuma Belediye Başkanı İrfan Önal  başkanlık yaptı.

Meclisin gündeminde ise yeni dönem ile birlikte belediye bünyesinde yaşanan ekonomik olumsuzlukların önüne geçmek ve mali yapının düzeltilmesi amacıyla belediye bünyesinde yer alan bazı müdürlüklerin kapatılarak müdürlük bütçeleri arasında aktarımların yapılması yer aldı.

ÖNAL: DAHA AZ MÜDÜRLÜKLE ÇALIŞACAĞIZ
Meclisin açılışında değerlendirmelerde bulunan Başkan İrfan Önal, "Haritayla ilgili seçim vaatlerim arasında buluna kentsel dönüşüm ve planlamanın yapılması için harita birimimiz yoktu. Bu dönem harita müdürlüğünü hayata geçireceğiz Bunla belirtke tasarruf tedbirleri kapsamında küçülmeye gideceğiz. Fal müdürlüğümüzü kapatıp daha az müdürlükle bundan sonra çalışmalarımızı yürüteceğiz" dedi.

Gelen önergeler kapsamında Kent Tarihi ve Tanıtım Müdürlüğü ile Kentsel Tasarım Müdürlüğü kapatılarak ve bütçeleri yeni kurulan Etüt Proje Müdürlüğüne; Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü kapatılarak ve bütçesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğüne; Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü kapatılarak ve bütçesi Kütüphane Müdürlüğüne; Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü kapatılarak ve bütçesinin İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğüne aktarılmasına karar verildi.

ÖNAL: HARCAMA KALEMLERİMİZİ AZALTMAMIZ LAZIM 
Önergelerin tamamlanmasının ardından ‘işten çıkarmalar’ konusunda mecliste bilgilendirme yapan Başkan Önal, "Cuma günü belediye çalışanlarımız toplayarak bilgilendirme yaparak açıkladım. Bayramlaşmaya çağırırken de kendi arkadaşlarımızla paylaştığımız konu vardı. Ocak sonrası asgari ücretin artması ve yapılan sözleşme ile  personel giderimizin geliri aştığını görüyoruz. Göreve geldikten sonra dedim ki işçi maaşları belediyenin ödeme dengesini aşmış durumda. Son 2 ay ile ilgili işlem tesis edilmesi, bununla ilgili alınan terfi ve yeni işe girmeler ile ilgili belediyenin işleyişini bozan tüm kararları iptal ettiğimi söylemiştim. Son 2 ay da işe giriş yapmış arkadaşlarımızın iş çıkışları yapılarak, geçmişte 2 ay önce hangi sıfatla unvanla çalışıyorsa aynı şekilde devam edecekleri sadece son 2 ayda alımları iptal ettiğimizi söylemiştim. Buna arkadaşlarımızdan çalışanlarımızdan da tepki gösterenler oldu. Ben dilim döndüğünce onlara da anlattım. Ben de bunları çalışmadan bu yönün böyle olduğunu bilmiyordum. Belediyenin gelir ve giderlerini oylar tartışırız ve geçer. Belediyenin gelirleri iller bankası, harçlar gibi gelir kalemleri. Gider kalemleri, hizmetler ve personel giderleri gibi. Belediyenin resmiyette çalıştırabildiği personeli  sadece bünyesinde bulunan memurlar, sözleşmeliler ve KHK'lılar ile aktarılanlar. Şirket kendi bünyesine dilediği kadar personel alabiliyor.  Bu hizmetleri şu süreçte KHK ile alınmış personelin 200 tanesi emekli olmuş ya da işten ayrılmış. Belediyemiz bakanlıktan talep etmesine rağmen yetki alamadığı için şirket üzerinden aldığı personelleri ayrı birimlerde çalıştırmış. Yaklaşık 200 personel belediye şirketi üzerinden alınıp park bahçeler gibi çeşitli kadrolarda çalıştırılmış. Şu an yaklaşık 1 600 işçimiz var. 2 kat personel sayısı ile gidiyoruz. Her gün derinleşen yoksulluk ile bu yıl personel giderimiz yaklaşık 56 milyon TL sigorta vergi hariç. Geçmişte birçok belediye sigorta ve vergi ödemeyerek yatırım yapıyor. Bunu da şirkete ve SGK'ya borçlanarak yapıyor.  Ocak ayı itibari ile 75 milyon TL Bayraklı AŞ'ye borcumuz oluştu. Her ay Bayraklı AŞ'ye 30 milyon personel gideri 12 milyon sigorta gibi rakamlar var. Personel giderimiz sigorta vergi hariç 56 milyon. 3 ay boyunca Ocak ayı sonrası bozulan denge ile biz fazla parayı şirkete olan borcumuzdan ödemişiz. Belediyenin parası olsa bile şirkete aktarabileceği 42 milyon TL var. Bunlar da çalışan arkadaşlarımız alamayacağı ücret. Bu adımları atmak mecburiyetindeyiz. Bu 1 aya mahsus bir şey değil. Personel çıkışı olmaz ve tasarruf yapmazsak her ay 15 milyon eksik para ödemek zorundayız. Çünkü belediyenin personel kadrosunda bu çalışanlar yok. Bunun için bakanlığın çalışan alma yetkisi vermesi lazım. 200 personel azaldıktan sonra nüfus 6 yılda artmışken bakanlığın yetki vermesi  lazım. Tüm belediyeler böyle yapıyor. Garson olarak alır çöp işletmesinde çalıştırıyor... Tüm belediyeler maalesef bunu yapıyor. Bizim ivedilik ile harcama kalemlerimizi azaltarak bakanlıktan durumu belirterek kadronun tahsisi talebinde bulunmamız lazım. Bununla ilgili 2 ayda çıkarılan personelin içinde öğretmen, üniversite mezunu, üniversite mezunu olmayan arkadaşlar mevcut. Geçmişte saatlik, süreli çalışan arkadaşlarımız bazıları 2018 yılında işe girip KHK kapsamında alınmamış, sonrasında kısmi süreli olarak iş alımı konusunda belediyenin kendi ihalesi ile çalıştırdığı ve son 2 ay da şirketin kadrolu bölgesine geçip ödeme dengesinin bozulmasına neden olan işçilerin çıkarılması” dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Emre Demir’in ‘kaç kişi işe alındı tam olarak’ sorusuna yanıt veren Önal, “84 kişi sıfırdan şirkete alınıyor. 74 kişi de belirli süreden belirsiz süreyle geçiriliyor” ifadelerini kullandı.

AK Parti sıralarından yeniden yöneltilen ‘işçi almayacak mısınız bundan sonra?’ sorusuna da cevap veren Başkan Önal, “Ödeme dengesini sağlayana kadar almayacağım işe kimseyi. Gelin Bayraklı'yı afet bölgesi ilan edelim” diye konuştu.

DEMİR: TOPU TACA ATMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ
Önal’ın sözleri sonrası konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Emre Demir ise Önal’ın popülizm yaptığını belirtirken “Serdar Bey'e de bit metin gönderdik. Bu popülist bir yaklaşım. Şimdiye kadar samimiyetinize inanarak dinledik. Biz Serdar Bey'e söyledik sizde Başkan Vekiliydiniz. Bilgilendirme için teşekküre diyoruz. 2019'dna 2023 sonuna kadar yaptığımız eleştirilerin ne kadar doğru olduğunu başkanlık makamından belirttiniz. Seçim sürecinde sizleri takip ettik.  Yeni bir plan yapacağız dediniz. Bayraklı'nın 4-5 senesini boşa gitmesini nedeni o kararlar değil miydi? İşçi sayılarına gelirsek... KHK'den bahsettiniz. Ben topu taca atmaya çalıştığınızı düşünüyoruz. Bakanlıktan bir talebiniz oldu mu? Talebi mecliste paylaşırsanız seviniriz. Bayraklı 300 bin iken 280 binlere düştü nüfusumuz. Biz sizler maaşları ödeyemediğinizi söylediğimizde siz inadına  muhalefet etmiştiniz bize.  84 kişi çıkardınız. Artı olarak 74 kişi dediniz. Herkes hayatını idame ettirmek üzere burada çalışıyor. Diğer işçi arkadaşlarımızı alan ne hakla aldı? Serdar Sandal kendi siyasi ikbali için, birileri ile yaptığı pazarlık için birilerini işe mi aldı? Belki işini aşını bırakarak belediye personeli olacağım diye belediyemize gelen insanlar var. 84 kişi mi belediyemizin mali disiplinini sağlayacak? Dün bunların hepsini tılsımlı gül bahçesi olduğunu söylediğimizde mali disiplin oturmuş ve belediyenin kurumsal yapısına oturduğunu söylediniz. 250 kişi ne zaman işe alındı? Birlilerinin siyasi ikbali için seçim öncesi yapılmış pazarlıklar bu duruma getirmiştir. Personelimize birileri AK Parti iş başına gelirse sizi işten çıkaracak diye konuşmalarda bulundu. Siz açıklama yaptınız dediniz ki 'karşı aday ev ev gezip CV topladınız' dediniz. Bayraklı'da hiç kimse Bayraklı'da hiçbir hemşehrimize iş vaadinde bulunmadı. Dün bunu Serdar Sandal yapıyordu, bugün siz yapıyorsun. Sizin farklı bir çizgide olduğunuzu düşünüştük ancak aynı çizgide olduğunuz için üzülüyoruz” dedi.

ÖNAL: BU AYIP HEPİMİZİN
Son olarak yeniden söz alan Başkan Önal, “Samimiyetle ben bunu siyasetini yapmadım. Seçim döneminde yaptığımız konuşmaların yanı sıra siz yok diyorsunuz biz olduğunu düşünüyoruz. Bugün sadece bayraklı belediyesi değil, ülkemizdeki insanların geçim sıkıntısının nedeni CHP değil.  B,z geçen yıl 1,2 milyar gelir beklerken 870 milyon gelir geldi. KHK'lılar ile ilgili yetkili bakanlık veriyor. ekti verilmediği için şirket kendi sorunun çözmek için bünyesine aldığı personel ile sorunu çözmeye çalışıyor. Bunlar kötü niyetle yapılmış işler değil. Şu an kendi çalışanlarımızın maaş alamadığı durumda... Alındığında her ay bu kadar fark olacak. Kendi çalışanlarımıza sormak zorunda kaldım. Her ay eksik almak istiyorsanız benim için sorun yok dedim. Keşke imkanım olsa... Seçim döneminde komşularının yaptığı yemeğe muhtaç olan o kadar çok insan gördüm ki. Bunun sorumlusu biz değiliz. Ancak bu ayıp hepimizin. Keşke imkan daha fazla olsa da sadece 84 kişi değil de ihtiyacı olan herkesi alabilseydik” diye konuştu.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 çiğli gençleri
 23 Nisan 2024 Salı 10:03
son 6 ay yada 9 ay işe girenleri çıkartacaksınız. son dönem işe girenler hiç etik değil. yeni başkan kendi ekibinden adam alamıyor.
 Ati mi ate mi?
 22 Nisan 2024 Pazartesi 19:52
Sanki yeteri kadarından fazlası yokmuş ta yenilerini İzmir e ne iş yaptığı belli olmayan bankamatikçiler takviye edeceklermiş. Altı üstü küçük bir kent beeldiyesi bu ne iş yapar çöp kanalizasyon hadi bir de memur kadrosu olsun. Bilmem kaç tane komisyon kurdunuz gelir gelmez her biri en az 3 kişilik, İyi tiaytro oynuyorsunuz. 3 ay dolmadan makyaj dökülünce ne olur bu sefer ister istemez gerçeği oynayacaksınız atbi yeni oyunlar sahneye konmazsa.
ÇEŞTOB Başkanı, yeni sezonla ilgili rakamları açıkladı: Otel fiyatları ne olacak?
Güncel
22 Nisan 2024 Pazartesi 18:01

ÇEŞTOB Başkanı, yeni sezonla ilgili rakamları açıkladı: Otel fiyatları ne olacak?

Geçen yaz butik otellerdeki iki kişilik oda fiyatının 2 bin-3 bin 500, 5 yıldızlı otellere 6-7 bin lira olduğunu hatırlatan ÇEŞTOB Başkanı Demir, yeni sezonda fiyatların butik otellerde 5-6 bin, üst segmentli otellerde 11-15 bin lira aralığında olacağını açıkladı. Demir, bu rakamların, Antalya, Bodrum gibi destinasyonlardaki otellere göre makul olduğunu söyledi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEDESONSÖZ – Çeşme Turistik Otelciler Birliği (ÇEŞTOB) Başkanı Yakup Demir, SONSÖZ TV’de turizmle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Gazeteci Yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtlayan Demir, bayram tatillerinin kaç gün olacağının üç ay önce açıklanmasının, turizmciler açısından yararlı olacağını savundu. Bayramda personel bulamayan otellerin açılamadığına vurgu yapan Demir, “Servis yapan, temizlik yapan robot üretilmedi. Üretilmesini istiyoruz” sözleriyle konuya atıfta bulundu.

KURBAN BAYRAMI TATİLİ DE 9 GÜN OLSUN DİYE TALEPTE BULUNDUK
Ramazan Bayramı tatilinin 9 gün olması nedeniyle Çeşme’deki otellerde doluluğun yüzde 80’lere çıktığını, bazı günlerde yüzde 100’e ulaştığını belirten ÇEŞTOB Başkanı Yakup Demir, “Bayram tatilleri kaç gün olacaksa, bu son anda değil, iki ay, hatta üç ay öncesinden açıklanmalı” çağrısında bulundu:

“Ramazan Bayramı tatilinde beklentilerimizin üzerinde misafir ağırladık. Seçim sonrası herhangi bir kriz yaşanmayınca insanlar kendilerini tatil beldelerine attı. Biz kurban bayramı takviminin tatil olacak ya da olmayacaksa üç ay, olmazsa iki ay öncesinden açıklanmasını bekliyoruz. Çok önceden belli olmayınca önümüzü göremiyoruz. Bayrama iki gün kala tatili 9 güne çıkardı karar vericiler. Karar verildiğinden itibaren rezervasyonlarda önemli bir artış oldu. Yüzde 50’lik doluluk, yüzde 80, hatta bazı günlerde yüzde 100’e çıktık. Güzel bir bayram yaşadık. Tatil kararını verecek makamlar Milli Eğitim Bakanlığı, Turizm ve Kültür Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı… Ot Festivalinin tarihi de son anda belirledik, üç hafta kala. Yeterince duyuramadık. Yeni belediye başkanımız ve ekibine, bu sorunu ilettik. Kendi ajandalarımızda, hatta dünya ajandalarında festivalleri işletmemiz lazım. Önümüzde Kurban Bayramı var. O bayramın tatili 9 gün olacak, 4 gün mü olacak, çok önceden açıklanması ki turizmciler, tatil yapacaklar ona göre hazırlık yapsın. Biz turizmciler, Kurban Bayramı tatilinin de 9 gün olması yönünde talebimizi ilgililere ilettik.”

İÇ TURİZM AÇISINDAN BEKLENTİMİZ MAALESEF YÜKSEK DEĞİL
Başkan Demir, yeni sezonla ilgili beklentilerini şu sözlerle dile getirdi:

“Biz sezonu hızlı açtık. Sezon hazırlığımız bayram ile tamamlandı. Ancak bizim Çeşme’nin sezonu Mayıs’ın son haftası Haziran başında başlıyor. Kurban Bayramı ile yoğun sezona gideceğimiz yüzde 90 doluluğa ulaşacağımızı tahmin ediyoruz. Ancak maalesef Türkiye'nin ekonomik durumu hiç güzel değil. Mayıs’taki dolulukların da yüzde 30-40 olacağını öngörüyoruz. Kimsenin öncelikli durumları arasında değil. İç turizm açısından beklentimiz çok yüksek değil. Ancak daha çok dış turizmde özelikle gurbetçilerimizden beklentilerimiz yüksek. Doluluk oranlarımızı onlarla doldururuz diye düşünüyoruz. Eylül Ekim ayı geldiğinde çok şükür diyeceğimiz sezon sonu olacağımızı düşünüyoruz.”

BUTİK OTELLER 5-6 BİN, 5 YILDIZLI OTELLER 11-15 BİN LİRA ARASINDA OLUR
ÇEŞTOB Başkanı Yakup Demir, yeni dönemde Çeşme’deki otellerde uygulanacak fiyat tarifesiyle ilgili olarak şunları söyledi:

“Maliyetlerimiz çok yükseldi. Market fiyatları sürekli yukarı doğru gidiyor. Benim küçük otelim var, kahvaltı dahil sistemle çalışıyoruz ve marketlerde önce peynir fiyatlarına bakıyoruz. Peynir bizim için et gibi oldu. Yarım pansiyon, her şey dahil otellere Allah kolaylıklar versin. Çok zor. Hele alkol dahil ultra her şey dahil oteller var, bunlar daha çok sıkıntılı. Bu market fiyatları ile büfeye koyacakları ürünler ister istemez artacaktır, fiyatları da ona göre verecektir. Antalya gibi her şey dahil otellerin fiyatları çok yükseldi. Bizim Çeşme olarak fiyatlarımız daha makul. Geçen sene butik otellerin fiyatları iki kişilik oda kahvaltı, 2 bin -3 bin 500 bandındaydı. 5 yıldızlı otellerimizin fiyatları da 6-7 bin, bazı oteller 9 bine kadar çıkabiliyordu. Bu yıl devletin açıkladığı enflasyon yüzde 80’lerde. Bizde erken rezervasyonlardaki fiyat artışı yüzde 40’ı geçmedi. Şu anda geçen sezon fiyatlarından tatil almak mümkündür. Ancak objektif olarak bakacak olursak özellikle yüksek sezon denilen fiyatlarımız butikler 5-6 bin TL civarı, 5 yıldızlı oteller fiyatları 11-15 aralığında olacağını düşünüyorum. Her şey dahil oteller 30-35 bine yükselir. Çeşme’de de çok yüksek klastaki otellerde bu fiyatlardan oda satmaya çalışıyorlar. Çeşme için fiyatlar makuldür, kazık değildir. Bu fiyatlar, tatilciyi caydırır mı? Biz otelciler, fiyatlardan rahatsız değiliz. Pek çok müşterimiz rezervasyon için aradığında, fiyatlar iki kişilik olmasına rağmen, tek kişilik mi, diye soruyorlar. Otel fiyatlarını yadırgamıyor vatandaş. Fiyatı çok yüksek otellerin fiyatları kriter olarak alınmamalı. Çeşme’de otel fiyatları makul seviyede satılacak. Rakamların, Çeşme’ye turist kaybettireceğini düşünmüyorum.”

 ODA TEMİZLEYEN ROBOT HENÜZ ÜRETİLMEDİ!
Başkan Demir, personel sıkıntısının bu yıl had safhada olduğunu bildirdi:

“Personel konusunda kıyamet gününe gider gibiyiz. Hizmet sektöründe olduğumuz için hizmeti personel ile verebiliyoruz. Henüz servis veren ya da  oda temizleyen robot üretilmedi. Üretilmesini de bekliyoruz. Bayramda personelsizlikten dolayı çok otelimiz açılmadı. Turizm okullarının tatil olmasını bekleyen ve öğrencileri alıp otelini açmayı bekleyen çok yer var. Bu duruma düştük. Bu konuya devletimiz el atmalı. Bakanlıkların bu konu üzerinde kafa yorması ve çözüm üretmesi gerekiyor. Artık insan gücüne ulaşmak çok zorlaştı. Ancak bu konuda hala alınmış bir tedbir yok.”

 LAL HANIMIN POZİTİF ENERJİSİ VAR 
ÇEŞTOB Başkanı Yakup Demir, Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli’den beklentilerinin yüksek olduğunu, turizm sektörünün sorunlarını kendilerine anlattıklarını ifade etti:

“Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli ile adaylık sürecinde tüm belediye başkanları ile diyalog halinde olduk. Ekrem Oran ile iyi çalışmalar yaptık. Lal Hanımla da adaylık sürecinde fazlaca görüştük, ilçenin sorunlarını kendisine anlattık. Lal Hanımdan da beklentimiz oldukça fazla. Lal Hanımın ekibine de sorunları anlatıyoruz. Çeşme ve Çeşme Turizmine değer katacak her şeye katkı koymak için çaba sarf ediyoruz. Lal başkanımız, Çeşme’nin turizmde nereye gitmesi gerektiğini çok iyi biliyor. Lal hanımda pozitif enerji var, bu enerjiyle bizim beklentilerimizi maksimum düzeyde yerine getirmek için çalışacaktır diye düşünüyorum. Bizim ilçenin altyapı sorunları var, yollar kazılmış, öyle duruyor. Yolların kapatılması gerekiyor. Bir ulaşım sorunu var. Doğalgaz gelecek deniyor, umarım gelir. Lal Denizli, sorunlara hakim biri. Lal Hanım mesela Ot Festivalini uluslar arası alana taşımayı düşünüyor. Sağlık turizmi, spor turizmini, agro turizmini de çok önemsiyor.”

YUNAN ADALARINA GEÇİŞ YOĞUNLUĞUNUN İKİ ÖNEMLİ SEBEBİ VAR
ÇEŞTOB Başkanı Yakup Demir, Çeşme’den Yunan adalarına geçişlerin yoğunlaşmasının altına iki önemli nokta olduğuna vurgu yaparak şu değerlendirmelerde bulundu:

“Evet; Adalara çok giden oldu. O turisti Çeşme neden tutamıyor? Çeşmeye gelmişken iki gün de Sakız’da tatil yapalım mı, yoksa Sakız’ın Çeşme’ye göre ucuz olmasından mı gidiyorlar? Bize de çok soruluyor bu sorular. Adalara bu bayramda, beklenmedik oranda geçişler oldu. Hiç kimse Çeşme’den Adalara o kadar çok kişinin gideceğini tahmin edemiyordu. Kapıda vize olayı, 6-7 Nisan’da açıldı. Buna rağmen o kadar çok bekleyen varmış ki, sisteme adapte olup adalara gitmek için talepte bulunuldu. İnsanlarımız çok sıkıştı ülke içerisinde. Bugün hangi Avrupa ülkesine girmek isterseniz, ret yiyorsunuz. Son 8 yıldır yurtdışında tatil yapmak gibi bir kültür oluştu. Özgür olmak istiyor Türk insanı. Kapıda vize varken, gidelim adalara, deniliyor. Bu güzel bir şey aslında. İnsanımız da yurtdışına açılsınlar. İnsanlar öncelikle, bu nedenle Yunan adalarına gidiyor. İkincisi, fiyatlandırma… Türkiye'nin genel olarak fiyatları, Avrupa’nın çok üstünde. Yurt dışında yaşayan arkadaşım var; ara sıra Türkiye'ye geliyor. Alsancak'ta filtre kahve içtik. Ödediğimiz para, 5,5 Euronun karşılığı bir para oldu. Ancak kendisi Avrupa’da aynı kahveyi 2,5 Euro'ya içtiğini söyledi. Bizim fiyatlarımız Avrupa'nın 2 katı fiyatlar oluşmuş. Çeşme’ye bakınca fiyatlar orada da bir tık yukarı çıkıyor. Hatta bu pahalılığı fırsat bilen çok fazla esnaf var.  Bu tutum bize zarar veriyor. Haftalık, hatta günlük fiyat değiştiren marketler var. Bunlar da ister istemez Yunan Adaları ve Avrupa’ya çıkışlara neden oluyor. Hepimiz Türkiye'nin pahalı olduğunu konuşuyoruz. Öyle de… Biz de Yunan adalarına gidiyoruz memnun kalıyoruz, keyif alıyoruz;  fiyatlardan yediğimizden içtiğimize kadar her şeyden. Bunu söylememiz lazım. Menüleri var her şeyin fiyatı karşısında yazıyor. Orada bir şey yediğinizde ne ödeyeceğinizi biliyorsunuz. Fakat bizde, menüyü elinize aldığınızda, ne ödeyeceğinizi bilemiyorsunuz. Bakanlık, bu konuda sıkı denetlemeleri başlattı.  Fiyatlar tam oturmuş değil. Global fiyatlar görüyoruz. Her şeyin adını yazarak karşısına fiyatını yazmamız gerekiyor. Bunu yaptığımızda adalara gidenlerin bir kısmını Çeşme’de tutabiliriz diye düşünüyorum. Çeşme’ye tatile gelenlerin Sakız’a geçmelerine biz turizmciler artık üzülmüyoruz. Çünkü tatil için son kapı durumundaki Çeşme’den daha ileride turizm olabiliyor diye de seviniyoruz. Sonuçta Yunan adalarına gidenler en azından bir gece Çeşme’de kalıyor. Bu hareket bizi memnun ediyoruz. Tabii ki bu kadar insan Çeşme’de kalmak yerine neden Yunan adalarına gidiyor meselesini esnafımız, biz turizmciler, yerel yönetimler ve medyanın bunu sorgulaması lazım. Bizden Yunan adalarına çok turist gidiyor da oradan geliyor mu? Çeşme’ye direkt gelen turist sayısı pek yok ama İstanbul ve diğer bölgelere giden Yunan turist sayısının, ülke nüfusundan fazla olduğunu görüyoruz.”

ÇEŞME’YE İZMİR’DEN DAHA ÇOK TURİST GELİYOR
İzmir’e turistin gelmediğini, bir Kemeraltı örneğiyle anlatan Yakup Demir, “İzmir için çok üzülüyorum. Kemeraltı’nın bir ucundan girdim, öteki uçtan çıktım, birkaç Ukraynalı turist gördüm sadece. Buna üzülmemek elde değil. İzmir’e turist gelmiyor. Çeşme’ye İzmir’e gelen turistten daha fazlası geliyor. Bugün Çeşme’de yüzde 30 doluluk varsa, bunların yüzde 12’sini yabancı turisttir. Japon geliyor, Çinli geliyor Avrupalı geliyor. Turla olmasa da kendi imkanlarıyla geliyor. Ulaşım sorununu aşmamız lazım. Bir merkezden, o merkezin değerleri olan yerlere gezdirecek bir organizasyon yoksa, orada sıkıntı vardır demektir. İsviçre’de köyleri dolaştıran trenler var. Bizim dolmuşumuz bile yok” diye konuştu.

ÇEŞME’NİN BİR BODRUM OLMA HAYALİ YOK
Çeşme’nin Bodrum’un önüne geçme ihtimali üzerine değerlendirmelerde bulunan Yakup Demir, şunları söyledi:

“Çeşme, aslında son yıllarda Bodrum’la yarışıyor. Hem tanınırlık, hem de iç turizm anlamında yarışıyor ve bir hayli ileride olduğumuzu düşünüyorum. Bodrum, İstanbul’a uzak, İzmir’e uzak. Çeşme ise İzmir’e 40 dakika mesafede, İstanbul’a 3,5 saatlik mesafede. Çeşme’ye gidince, başka yere gidemiyorsun, denilirdi. O da ortadan kalktı, insanlar Çeşme’ye gelince Yunan adalarına gidebiliyor. Çeşme ve Bodrum, farklı destinasyonlar. Biz Çeşme olarak illa Bodrum olalım diye bir düşünce taşımıyoruz. Çeşme’nin özel bir kimliği var. Öyle bir iddiamız yok. Çeşme’nin denizi, hiçbir yerde yok. Çeşme çok değerli bir destinasyon. Çok daha yukarıya çıkarabiliriz. Çok fazla yapılaşma var Çeşme’de. Villa ve rezidans patlaması var. Bundan sonrasında bunların olmaması lazım. Hizmet turizmi için alanlar yaratmalıyız. Bunları yaptığımız Çeşme uçar gider.”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 izmirli
 23 Nisan 2024 Salı 09:32
Fiyatlar daha da aşağı inmedikçe yunan adaları tercih ederim Bodrum çok aşırı fiyatları abartmışlar kesinlikle kimse bodruma bu sezon gitmezse tutunamazlar ve fiyatlar anında çok çok aşağılara gelir bodrum esnafı çok şımarmış biraz burunları sürterse çok iyi olur
 citizen
 22 Nisan 2024 Pazartesi 18:59
yokuz.
 Yusuf
 22 Nisan 2024 Pazartesi 18:56
Yatak sayısı az yetersiz maliyetli işletme sezon 45 gün sadece cesme yi berbat bir sezon bekliyor
 
 22 Nisan 2024 Pazartesi 18:28
Şımardınız iyice başınıza geelcek var sizin.
 vatandaş
 22 Nisan 2024 Pazartesi 18:20
yurtdışında yaşıyorum şu yunan adaları ucuz muhabbetini safsata sanıyordum. $100-$200 butik otel fiyatlarını görünce insanları anladım. Ben $600-700 verdikten sonra uçak bileti dahil herşey dahil tatilimi güney amerika’da yaparken insanlar hem tl kazanıp hem de bu paraları 2-3 gün kalmak için mi veriyor gerçekten?
İzmir Valiliği'nden 'patlama sesleri' açıklaması: 10 gün sürecek!
Güncel
22 Nisan 2024 Pazartesi 17:19

İzmir Valiliği'nden 'patlama sesleri' açıklaması: 10 gün sürecek!

İzmir Valiliği, bazı ilçelerden duyulan ve vatandaşları tedirgin eden patlama seslerine ilişkin, "Urla ilçemiz sınırları içerisindeki askerî alanda, gerekli tedbirler alınarak, miadı dolmuş mühimmatlar rutin olarak ve kontrollü şekilde imha edilmektedir. Bu süreç 10 gün kadar devam edecektir" denildi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEDESONSÖZ-  İzmir Valiliği, farklı ilçelerden duyulan ve vatandaşları tedirgin eden patlama seslerine ilişkin açıklama yaptı. Valilik tarafından yapılan yazılı açıklamada patlama seslerinin Urla'daki askeri alandan geldiği ve miadı dolmuş mühimmatların imha edildiği belirtildi. 

Valilik açıklamasında şu ifadeler kullanıldı: 

Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medya hesaplarında paylaşılan “farklı ilçelerden duyulan patlama sesleri” ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek görülmüştür.

Urla ilçemiz sınırları içerisindeki askerî alanda, gerekli tedbirler alınarak, miadı dolmuş mühimmatlar rutin olarak ve kontrollü şekilde imha edilmektedir.

Söz konusu patlama sesleri yapılan imha çalışmasından kaynaklanmakta olup, imha süreci 10 gün kadar devam edecektir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ST
 22 Nisan 2024 Pazartesi 19:53
Patlamalar sonrası Uzunada'nın batı ucunda dumanlar çıktığını gördük. Önceden medyada duyuru yapılsa iyi olurdu.
 Atilla Kamar
 22 Nisan 2024 Pazartesi 18:09
Kaç yıl oldu, önce uzunada komutanlığına bilahare güney deniz saha komutanlığına Mordoğan için bilgilendirme yapıldı. Kaç yıldır umursamaz davranıldı. Miadı geçmiş mühimatların imha edildiği bilgisi alındı. rahatsızlık için ciddiye alan olmadı.
Aslanoğlu'ndan meydan çağrısı ve Vali Elban'a destek: Bu coşkuyu birlikte yaşamalıyız!
Politika
22 Nisan 2024 Pazartesi 17:47

Aslanoğlu'ndan meydan çağrısı ve Vali Elban'a destek: Bu coşkuyu birlikte yaşamalıyız!

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İzmirlileri 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları için meydanlara çağırdı. Aslanoğlu açıklamasında, İzmir Valisi Süleyman Elban’ı da İzmir’e yaptığı davet için tebrik ederek, “Sayın İzmir Valimiz Süleyman Elban’ın İzmirlilere yaptığı kutlama davetini çok anlamlı buluyor, 23 Nisan’ı birlik içinde kutlamamız için yaptığı çağrıyı destekliyor ve kendisini tebrik ediyorum. Bu coşkuyu birlikte yaşamalı ve büyütmeliyiz” sözlerine yer verdi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığının, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlamak için hazırladığı programa da halkı davet eden CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İzmirlileri hem Valiliğin hem de il başkanlığının düzenlediği törenlere katılmaya çağırdı.

Tüm Türkiye’de olduğu gibi İzmir’de de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104. yılı ve çocuk bayramı kutlamalarının yapılacak olmasının coşkusu yaşanırken, CHP İzmir il başkanı Aslanoğlu’ndan İzmirlilere davet geldi.

Aslanoğlu, Milli bayramların herkesin bir arada olması, cumhuriyete ve bağımsızlığa birlikte sahip çıkılması gereken günler olduğuna vurgu yaparak şunları ifade etti;

BU COŞKUYU BİRLİKTE YAŞAMALI VE BÜYÜTMELİYİZ
Meclisimizin açılışının 104. Yılını ve Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklarımıza armağan ettiği gün olan 23 Nisan’ı kutlayacak olmanın gururu ve heyecanı içindeyiz. 104 yıldır milli birliğimizi sağlayan meclisimizin açılışını ve kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bayramımızı birlikte kutlayacağız.

Milli bayramlar milli benliğimizi ve birliğimizi sağlayan özel günlerdir. Bizlere bu günleri ve cumhuriyeti emanet edenlere bağlılığımızı, emanetlerine sahip çıktığımızı göstermek için bu coşkuyu birlikte yaşamalı ve daha da büyütmeliyiz.

Bu coşkuyu yaşamaya ve kutlamalara İzmir’de Valilik ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün organize ettiği, Cumhuriyet Meydanı’ndaki törenlerle başlayacağız.

Tüm İzmirlileri, 23 Nisan Salı günü hem saat 10.00’da Cumhuriyet Meydanı’nda başlayacak resmi kutlamalara hem de saat 14.00’te, yine Cumhuriyet Meydanı’nda, CHP İzmir İl Başkanlığımızca düzenlenecek törene davet ediyorum. Bu coşkuyu birlikte yaşamalı ve büyütmeliyiz.

23 Nisan’da tüm meydanları çocuklarımızın kahkahalarıyla, vatandaşlarımızın coşkulu katılımlarıyla doldurmak ve bu büyük bayramı anlamına yakışan bir şekilde kutlamak için, tüm İzmirli hemşehrilerimi düzenlenecek tüm törenlere çocuklarıyla ve bayraklarıyla katılmaya çağırıyorum.

Bu vesileyle başta geleceğimiz olan çocuklarımızın ve tüm halkımızın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor, bizlere bu vatanı kazandıran ve cumhuriyeti emanet eden kurtarıcımız ve kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm şehitlerimizi, minnet ve saygıyla anıyorum.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 İzmirli
 22 Nisan 2024 Pazartesi 20:49
Etkisiz eleman Şenol
İzmir'deki silahlı kavgada yeni gelişme!
Güncel
22 Nisan 2024 Pazartesi 19:53

İzmir'deki silahlı kavgada yeni gelişme!

İzmir'in Konak ilçesinde, iki aile arasında çıkan ve bir kişinin öldüğü silahlı kavga ile ilgili gözaltına alınan 8 şüpheliden 3'ü tutuklandı.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

2. Kadriye Mahallesi'nde, Halil Kızıltepe'nin ölümüyle sonuçlanan silahlı kavganın ardından Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğince il merkezi, Menderes ve Menemen'de 8 şüpheli gözaltına alındı.

Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen K.E. (51), E.E. (34), A.E. (30), E.E. (16), M.Ü. (53), E.T. (41), S.I. (34) ve M.D'den (47) 3'ü hakimlikçe tutuklandı, 5 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

2. Kadriye Mahallesi'nde, 18 Nisan Perşembe günü K.E. ile iki oğlu E.E. ve A.E, husumetli oldukları Halil Kızıltepe ile tartışmış, kavgaya dönüşen tartışmada Kızıltepe silahla yaralanmıştı.

Sağlık ekiplerince İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Halil Kızıltepe, müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.(AA)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Genel sekreter krizinde 'ara formül' yöntemi: Bozoğlu masada!
Yerel Yönetimler
22 Nisan 2024 Pazartesi 14:37

Genel sekreter krizinde 'ara formül' yöntemi: Bozoğlu masada!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın kendisine önerilen genel sektere karşı çıkmasının ardından yaşanan kriz yatışmadı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel İstanbul eski Milletvekili Aykut Erdoğdu isminde ısrar ederken parti içinden “ara formül” önerisi geldi. Bazı isimler, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde şirket yöneticiliği yapan Turgay Bozoğlu’nun ismini masaya getirdi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEDESONSÖZ- Yerel seçim sonrasında başkanlık koltuğuna oturan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında yaşanan gerilim sürüyor.

CHP’de genel başkan yardımcılığı yapan İstanbul eski Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun “genel sekreter” olarak atanmasını isteyen Özel’e direnen Başkan Tugay öneriyi kabul etmemişti.  İlk olarak telefonda tartıştığı öğrenilen ikili Ankara’daki belediye başkanları toplantısında yüz yüze gelmedi.  Tugay’ın görüşme talebine sıcak bakmayan Genel Başkan Özel, geçtiğimiz hafta İzmir’e gelen ve burada bekleyen Erdoğdu’ya ise “bu işi çözeceğim, orada kal” demişti.

Yaşanan genel sekreterlik krizinin parti içinde büyümesi ve Türkiye gündemine taşınmasının ardından ara bir formül gündeme geldi. CHP Genel  Sekreteri İzmir eski Milletvekili Selin Sayek Böke’nin talebiyle masaya Turgay Bozoğlu ismi geldi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde eski Başkan Tunç Soyer döneminde İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinde bulunan Bozoğlu’nun adı daha önce de genel sekreterlik için konuşulmuştu fakat o dönem gerçekleştirilememişti.  Parti yönetiminde yer alan bazı isimlerin de krizi atlatma formülü olarak Bozoğlu ismini önerdiği öğrenildi. Başta Böke olmak üzere bazı isimler Bozoğlu’nun TBMM’deki deneyimi, teknik ve idari birikimi nedeniyle bu işe uygun olabileceğini düşünüyor.  

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Oğuz Kaan
 23 Nisan 2024 Salı 10:10
Özgür Özel yanlış yapıyor. İzmir babasının çiftliği değil. Aykut Erdoğdu için ısrarının arkasında ne var? İzmir’in kaynaklarına mı göz dikkiyor? Akıllı olsun.
 örgüt...
 23 Nisan 2024 Salı 08:25
Aykut Bey gelmesi gerekir o koltuğa Özgür bey aday yaptı cemil tugayı örgüt de kazandırdı parti baskanımız o konuda haklı...
 Sıfır ekonomi
 23 Nisan 2024 Salı 07:42
Hesap uzmanı,iktisatçı unvanları duydukça hep aklıma Süleyman Demirel' den sonra başbakan olan ünlü ıktisat ekonomi uzmanı prof.dr Tansu Çiller ülke ekonomisini dibe gömdü yüzde yüz elli enflasyon yaşadı bu ülke onun için de bu tür insanlar başarılı olmadığın gördük düz rütbesiz ama halkın içinden gelen deneyimli bir çok insalardan atayın yoksa ekmeğin kaç lira olmadığını bilmiyenlerden Izmır'de ikamet etmeyenlerden hiç bir şey olmaz beklentinizi yüksek tutmayınız....
 Metin GENÇ
 23 Nisan 2024 Salı 06:53
Sn, Turgay Bozoğlu Yerel yönetimlerde görev verilmesi İzmir''in Lehine olur. Gönülden destekliyorum.
 Eren Kalemci
 23 Nisan 2024 Salı 05:30
Birisi de gelmiş adamın özgeçmişini yazmış. Daha gelmeden bu kadar PR yaptıran kişi de ilkkez gördüm.Madem bu kadar donanimliydi yıllardır kaç defa aday oldu sağa sola neden aday göstermediler? En son Konak adayı oldu neden bu kadar donanimliydi yerine mimar aday oldu kazandı. Madem bu kadar donanımlı özel sektörde milyonlar kazanmak varken eshotta çalışıyor hala? Sormazlar mi he güzel kardeşim. Belli ki partiden birisinin eşi,dostu, akrabası ısıtıp ısıtıp sürüyorlar öne. Komik olmayın aynı elden yazıldığı belli olan guzellemeleri kimse yemiyor boşa PR kasmayın.
 Serdar
 23 Nisan 2024 Salı 02:03
Aykut Erdoğdu yu istiyoruz partililer olarak
 SOKAK
 22 Nisan 2024 Pazartesi 21:18
Madem Sayın TUGAY'ı yok saymaya çalışarak bir algı oluşturulma çabası var, o zaman sormazlar mı, niye Sayın BOZOĞLU'nu İzmir Büyükşehir Belediye başkanı adayı olarak göstermedi Sayın ÖZEL.
 Vatandaş
 22 Nisan 2024 Pazartesi 20:59
Cemil Tugay büyük şehir belediye başkanı oldu,kendi kadrosunu seçme ve kurma hakkı vardır böyle dayatılırsa alın mührü kendiniz kayyum atayın yönetin deyip istifa etmesi gerekir yoksa genel merkezin ab sürd istekleri bitmez
 Kemal
 22 Nisan 2024 Pazartesi 20:43
Enver Salih bey Turgay Bozoğlu hakkında yorum yapmadan önce özgeçmişini okumamızı tavsiye ederim Hesap uzmanlığı bakan danışmanlığı Amerika’da işletme masterı ve siyasal bilgiler ünv de doktora bir çok yayın tv de ekonomi yorumculuğu gazete yazıları vardır Esotta teftiş kurulu başkanıdır olur yada olmaz ama insanlar hakkında tanımadan bu tür yorumlar yapmak hiç uygun olmuyor Ayrıca kendisi son derece liyakatli dürüst temiz bir bürokrattır
 Ayhan Temel
 22 Nisan 2024 Pazartesi 19:59
Turgay Bozoğlu dürüst, bilgili, donanımlı, liyakat sahibi bir değerdir, Genel sekreterlik görevini layıkıyla yapacak bir değerdir destekliyoruz..
Sayfa başına gitSayfa başına git