İzmir'in Torbalı ilçesinde bulunan Ethem Oruç Camisi'nde Yatsı namazı esnasında bir genç boğazını bıçakla kesti. Hastaneye kaldırılan şahsın durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Olay dün akşam Atatürk Mahallesi’nde Ethem Oruç Camisi'nde meydana geldi.

Görgü tanıklarından edinilen bilgiye göre Yatsı namazı esnasında yaşanan olayda cemaatin namaza duracağı an 20 yaşlarında bir genç henüz belirlenemeyen bir sebepten ötürü boğazını kesti. Yaşanan olay sonrası cami cemaati durumu ambulans ve polis ekiplerine bildirdi.

Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralanan şahsı hastaneye kaldırdı. Şahsın durumunun iyi olduğu öğrenildi. Öte yandan yaşanan olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı. (Torbalı Güncel)

CHP’de Parti Meclis üyeliği ve Gaziemir İlçe Başkanlığı görevlerinde bulunan Umut Tekin, İzelman Müdürlüğü görevine getirildi.

Oktay GÜÇTEKİN/EGEDESONSÖZ- 31 Mart Seçimleri’nde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine gelmesinin ardından belediye bürokrasisindeki kadro revizyonu süreci devam ediyor.

CHP’de geçmiş dönemde Parti Meclis üyeliği ve Gaziemir İlçe Başkanlığı görevlerinde bulunan Umut Tekin, İzelman Müdürlüğü görevine getirildi.

Tekin açıklamasında “Kolay görevler değil bunlar tabii ki. Önemli olan İzmir’in yararını koruyabilmek ve hizmet adına elimizden gelenin en iyisini yapmak. Çarşamba günü Cemil Başkan bizzat çağırıp düşüncelerini aktardı. Sonrasında da kendisi görevi bana tebliğ etti. İzmir ve hepimizin için hayırlısı olsun” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’nun (İEKKK) 126'ncı buluşmasına ev sahipliği yaptı. Tugay, “İzmir'in potansiyelinin tam değerlendirilemediğine dair çok eleştiri var. Bunu aşmamız gerekiyor. Seçim çalışması sırasında yerel kalkınma çalışması yapılabileceğini, bu yerelliğin İzmir sınırları dışına da taşarak, bölgesel bir çalışma şeklinde yapılabileceğini söylemeye çalıştım. İşi düşünmek, niyet etmek güzel. Ama o düşünceyi harekete geçirmek, belli hedefler koyarak zamanında bu hedeflere ulaşma konusunda da iradeye ihtiyaç var” dedi.

İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu (İEKKK), İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'ın ev sahipliğinde 126'ncı toplantısını Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yaptı. İEKKK Başkanı Mehmet Ali Kasalı yönetiminde yapılan toplantıda, yeni dönemin yol haritası oluşturuldu. Kronik hale gelen kimi sorunlara karşı çözüm yollarının da konuşulduğu toplantıda, kurulun daha etkili çalışması ve proje üretmesi gündeme geldi. Toplantıda yeni döneme dair önerilerini paylaşan kurul üyeleri, Başkan Tugay'a da görevinde başarılar diledi.
 
VERİMLİ BİR ÇALIŞMA DÖNEMİ VURGUSU
Kurulun 2009 yılından bu yana toplandığını belirten ve yapılan çalışmaların devam etmesinin önemine değinen Başkan Tugay, “İzmir'in potansiyelinin tam değerlendirilemediğine dair çok eleştiri var. Bunu aşmamız gerekiyor. Seçim çalışması sırasında yerel kalkınma çalışması yapılabileceğini, bu yerelliğin İzmir sınırları dışına da taşarak, bölgesel bir çalışma şeklinde yapılabileceğini söylemeye çalıştım. İşi düşünmek, niyet etmek güzel. Ama o düşünceyi harekete geçirmek, belli hedefler koyarak zamanında bu hedeflere ulaşma konusunda da iradeye ihtiyaç var. Biraz farklı bir dönem olacağını umuyorum. Eğer katılırsanız, inanırsanız, sahip olduğunuz o potansiyel ve deneyimle bu süreci doğru yönetirsek, sanıyorum hem bizler hem de İzmirliler için keyif verici, somut ve verimli sonuçları olan bir süreci yaşayabiliriz” dedi.

“HERKESE KAPIMIZ AÇIK OLMALI”
Yeni bir başlangıç olmasını istediğini aktaran Başkan Tugay, şunları söyledi: “Sizlerin de özgür düşünmesini, farklı bakmasını istiyorum. Herkese kapımız açık olmalı. İzmir'in kalkınması için çalışacağız. Ege Bölgesi'ndeki iller başta olmak üzere koordinasyon kurabileceğimiz her kent ve kurumla iş birliği yapacağız. Şimdiden pek çok girişimimiz var. Hepsi İzmir'i öncü kent olarak görüyor. Bu süreci doğru yönetirsek, düşündüğümüzün ötesinde bir sonuca ulaşabiliriz. Sloganım 'Birbiri ile yarışan değil, birbirine destek olan kentler’. Bu yaklaşımı doğru buluyorum. Birbirini engelleyen, önünde set olan değil, aynı alanda bir yarış içerisine giren değil, birbirini tamamlayan şehirler olabiliriz. Bu şehre belediye başkanı olmak, şu ana kadar yaşamımda hissettiğim en büyük onur. Bu fırsatı veren herkese teşekkür ediyorum”

“DEMOKRASİ ANLAYIŞI İLE BÜTÜNLEŞEN BİR KURUL”
Mehmet Ali Kasalı da İEKKK'nın Türkiye'nin hiç bir yerinde olmayan bir kurul olduğunu ifade ederek, “İzmir'e yakışan, İzmir'in demokrasi anlayışı ile bütünleşen bir kurul. Bunun kıymetini bilmemiz gerekiyor. Burada 15 yılın biriktirdikleri ile yol almalıyız. Artık bu platformu üretken, proje yapabilen, ortaya koyduğu fikirleri takip eden bir yapıya dönüştürmemiz gerekiyor. Birlikte çalışmanın kültürünü burada oluşturmamız gerekiyor. Bu büyük bir fırsat ve imkan” diye konuştu.

Deprem pandemi ve yüksek kiralar gibi nedenlerle alternatif yaşam şekilleri araştıran vatandaşların bir kısmı karavanlara yöneldi. İzmir Kamp ve Karavan Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doğan Mustafa Yokuş, tatil için karavanı tercih edenlerin yanı sıra karavan sahiplerinin yüzde 20'sinin yılın 12 ayı karavanda yaşadığını söyledi.

Tatil için karavanları tercih edenlerin yanı sıra yılın tamamında karavanlarda yaşayanların sayısı her geçen yıl artıyor. Pandemi, depremler ve yüksek kiralar gibi nedenler insanları karavanda yaşam tarzını tercih etmeye yöneltiyor. Karavanlara her geçen gün ilginin arttığını dile getiren İzmir Kamp ve Karavan Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doğan Mustafa Yokuş, “Özellikle İzmir'de yaşanan deprem, pandemi ve Kahramanmaraş depreminde sonra karavanlara rağbet arttı. Karavanlar, motokaravan ve çekme karavan olarak ikiye ayrılıyor. Çekme karavanlara daha fazla bir ilgi oldu. Çünkü fiyatları biraz daha ekonomik" dedi.

'KİRA ARTIŞLARI YÜZÜNDEN YILIN 12 AYI KARAVANLARDA YAŞAMAYA BAŞLAYANLAR VAR'
Kira artışları yüzünden yılın 12 ayı karavanlarda yaşayanların arttığını belirten Yokuş, “Karavanlarda yaşayanlar konakladıkları yerden kovulduklarına ilişkin sürekli bize mesaj atıyorlar. Karavanlar çok fazla çoğaldı. Belediyelerin bu işe çözüm bulması gerekiyor. İnsanların refah seviyesi yüksek kamp alanlarında yaşamasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Son 3-4 yılda karavan üreticilerinin sayısının arttığına dikkati çeken Yokuş, "Türkiye genelinde 1000'e yakın karavan üreticisi var. Yani bundan 10 yıl önce karavan üreticilerinin sayısı 30'u geçmiyordu. Şu anda sektör çok büyüdü. Eğer ki bu sıkıntıları gideremezsek, yarın üreticiler de olumsuz etkilenecek. Yani kamp alanlarının artırılması şart" diye konuştu.

UZAKTAN ÇALIŞMA MODELİ KARAVANDA YAŞAMI ARTIRDI
Karavanlarda 12 ay yaşayan kesimin çoğaldığını söyleyen Yokuş, depremden ve pandemiden sonra yaşanan uzaktan çalışma modelinin bu artışta etkili olduğunu vurguladı. Özellikle gençlerin uzaktan çalıştığı için karavanda yaşamayı tercih ettiğini belirten Yokuş, “Gençler uzaktan çalıştıkları için evlerini falan terk ettiler. Karavanda yaşıyorlar. Uzaktan bilgisayarlarıyla çalışıyorlar. Karavan sahiplerinin yüzde 20'si yılın 12 ayı karavanda yaşıyor" dedi.

'1+1 EVDE YAŞAMAKTAN BİR FARKI YOK'
Emekli olduktan sonra karavanda yaşamaya başladığını dile getiren İbrahim Özmen (62), "2 senedir karavanda yaşıyorum. Bankadan emekli olduktan sonra bir karavan yaptırdım. Evimi tamamen kapattım. Artık, İzmir'de Bahçelerarası'nda tam zamanlı olarak bir karavan parkında karavanda kalıyorum" ifadelerini kullandı.

Karavanın çok minimal bir yaşam tarzı olduğunu dile getiren Özmen, "Eğer geçmişte bir çadır yaşantınız varsa, karavan güzel bir yaşantı. Ama çok hijyenik, çok rahat bir yaşam istiyorsanız önce bir denemek için kiralayıp ondan sonra karar vermekte fayda var. Çünkü artıları ve eksileri var. En büyük artısı; kontağı açıp canınızın istediği yere çok rahat gidip, konaklayıp, geri dönebiliyorsunuz. Ben tek yaşıyorum, dedim ki 'Niye boşuna kira veriyorum, karavanda elektrik, su faturası yok'. Tek olunca yaşamak daha rahat oldu. 1+1 evde yaşamaktan bir farkı yok" diye konuştu.

'BELEDİYELERİN AZ MALİYETLİ KARAVAN PARK YERİ YAPMASI GEREKİYOR'
Karavanda yaşamak isteyen arkadaşlarının sayısının giderek arttığını söyleyen Özmen, "Ev kiraları yüksek seviyelere gelince karavanda yaşamak isteyen insanlar buna yönelmeye başladılar. Belediyelerin az maliyetli karavan park yeri yapması gerekiyor. Ege Bölgesi'nde ve başta da İzmir'de kamp alanları yetersiz. Çekme karavanların her yerde çoğalması sıkıntı yarattı. Biz yetkililerden ve özellikle İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden şunu rica ediyoruz; en kısa zamanda karavanlar için park yerleri yapılmalı" dedi.

İzmir'de Foça Belediyesi'nin kamp alanı açtığını fakat günlük fiyatının geçen yıl 1000 TL olduğuna dikkati çeken Özmen, "Karavan tatili yapanların zaten bütçeleri çok kısıtlı. O rakamları ödemeleri mümkün değil" diye konuştu. (DHA)

Özel okul fiyatlarındaki artış velileri çıkmaza soktu. Güncel özel okul fiyatlarının 200 bin TL’den başladığını ve 1,5 milyon TL’ye kadar çıktığını söyleyen Veli-Der İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Turgut Aydın, “Devlet okullarında eğitim niteliğinin düşürülmesi nedeniyle orta sınıfa mensup olan veliler kendi ekonomik koşullarını zorlayarak çocuklarını özel okullara gönderiyorlardı. Ancak özel okullardaki fahiş fiyat artışı nedeniyle birçok veli de çocuklarını özel okuldan alıp devlet okullarına göndermeye çalışıyor” dedi.

Büşra ÇETİNKAYA/EGEDESONSÖZ  - Türkiye’de 1.5 milyondan fazla öğrenci özel okullarda eğitim görüyor. 2024-2025 öğretim yılı erken kayıt döneminde veliler, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan zam oranı açıklaması beklerken Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre zammın yüzde 57 civarında yapılması gerektiği ifade edilmişti. Özel okullarda yaşanan fiyat artışı velileri arayışa itti.

Veli-Der İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Turgut Aydın, özel okulların fahiş fiyat artışlarından sonra velilerin nasıl bir tutum sergilediği ile ilgili Egedesonsöz’e açıklamada bulundu.

VELİLER ÇOCUKLARINI ÖZEL OKULDAN ALIP DEVLET OKULUNA GÖNDERİYOR
Özel okulların güncel fiyatlarının 200 bin TL’den başladığını ve 1,5 milyon TL’ye kadar çıktığını dile getiren Aydın, “Bu fiyata çocuklarını özel okula gönderemeyen veliler devlet okullarına yönelmeye başladı. Devlet okullarında eğitim niteliğinin düşürülmesi nedeniyle özellikle orta sınıfa mensup olan veliler kendi ekonomik koşullarını zorlayarak çocuklarını özel okullara gönderiyorlardı. Ancak özel okullardaki fahiş fiyat artışı nedeniyle birçok veli de çocuklarını özel okuldan alıp devlet okullarına göndermeye çalışıyor” dedi.

ÖZEL OKULLARIN DEVLET OKULLARINA ORANI 22 YILDA YÜZDE 25’E ÇIKTI
Aydın, devlet okullarındaki niteliksiz eğitimin ve özel okullardaki fahiş fiyat artışının velilerde bir çıkmaz yarattığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:

“Devlet okullarındaki eğitimin niteliğinin düşürülmesinin bilinçli yapıldığını düşünüyorum. Devlet okullarına yönlendirilmesi amacıyla doğrudan bir şey yapıldığını söyleyemem ama bu bir devlet politikasıdır. Sadece özel okullarda değil birçok alanda, hizmet sektöründe de özelleştirilmeye gidildi. Eğitim de özelleştirilmeye çalışılıyor. Özel sektöre devredilemeye çalışılıyor. 2002 yılında özel okulların devlet okullarına oranı yüzde 2 iken bugün yüzde 25’lere kadar çıkmıştır.

HAZİNE ARAZİLERİ ÖZEL OKULLARA TAHSİS EDİLİYOR
Örneğin, Bursa’nın Nilüfer semti görece olarak sosyo ekonomik durumu iyi olan ailelerin yaşadığı bir yer. Devlet burada kamu okulu açmıyor, hazine arazilerini özel okullara tahsis ederek oradaki velilerin çocuklarını özel okullara göndermeye bir yerde zorlamış oluyor. Veliler orada çocuklarını gönderecek devlet okulu bulamadığı için, uzak yerlerdeki okullar için de ulaşım sorunu yaşandığı için böyle bir starteji uygulanıyor. Özel okulların bir anlamda yaygınlaştırmak ve velileri yönlendirmek için bir starteji uygulandığını düşünüyorum. İzmir’de uygulandığına dair bize bir duyum gelmedi ama bu şekilde uygulamaların yapıldığı yerler var”

DEVLET OKULLARINA ‘MECBUR’ BIRAKILIYOR
Bu işin çözümü laik, bilimsel, demokratik ve kamusal eğitim veren devlet okullarının olması. Sorun ancak bu şekilde çözülebilir. Hizmet sektöründe özellikle eğitim ve sağlıkta özelleştirmenin olmaması gerekiyor. Bu dolaylı olarak değil hatta doğrudan çocukların eğitim hakkının sınırlandırılması anlamına gelir. Parası olanların eğitim hakkından yararlandığı, parası olmayanın yararlanamadığı ve niteliği düşürülmüş devlet okullarına zorunlu bırakıldığı bir durum söz konusu. Sınav sistemi yaygınlaştığı için veliler çocuklarını özellikle imam hatip okullarına ve meslek liselerine göndermek zorunda kalabiliyor. Bu da patronların meslek lisesine giden çocukların staj adı altında iş gücünü sömürmesi anlamına geliyor.

Yunusemre Belediyesi’nin borçlarının yer aldığı afiş köprülü kavşağa asılarak halka duyuruldu. Borçlarla ilgili açıklama yapan Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, "Net olarak şunu söyleyebilirim, 1 milyar TL borç var. Biz Manisa’da 14 ilçe belediyesi kazandık, diğer 13 belediyenin toplam borcu Yunusemre Belediyesi’nin borcu kadar değil" dedi.

Son günlerde makam odası ve ihtiyaç fazlası araçlarıyla ülke gündemini meşgul eden Yunusemre Belediyesi’nin toplam borcu ortaya çıktı.

Manisa’nın Yunusemre ilçesinde bulunan Alparslan Türkeş Köprülü Kavşağı’na asılan ‘borç afişi’ vatandaşların dikkatini çekti. Yunusemre Belediyesi’nin toplam borcunun 1 milyar 103 milyon 830 bin 640 TL olduğu halka duyuruldu.

Söz konusu afişte banka kredileri, yapılandırmalar, vergi borçları, firma ve şahıslara olan borçlar, nakit teminatlar, emekli kesenekleri, emanet hesapları, kültür varlıkları, ek karşılıklar, Yuntar vadeli çek, Mayeb A.Ş. borçları, Yuntaş A.Ş. borçları, ortaklık borçları ve gece kondu fonuna yatan payların cari hesap borçlarında kullanılması başlıkları yer aldı.

13 BELEDİYENİN TOPLAM BORCU YUNUSEMRE KADAR ETMİYOR
Manisa’nın Merkez iki ilçesinden biri olan Yunusemre Belediyesi’nde görevi AK Partili Mehmet Çerçi’den alan CHP’li Semih Balaban geçtiğimiz günlerde, “Net olarak şunu söyleyebilirim, 1 milyar TL borç var. Biz Manisa’da 14 ilçe belediyesi kazandık, diğer 13 belediyenin toplam borcu Yunusemre Belediyesi’nin borcu kadar değil. Bunu tamamen AK Partili arkadaşlara bağlamıyorum. Bu durum kötü yönetim anlayışının kötü bir göstergesidir. Belediyede bu şatafatı, lüksü de kabul etmiyorum. Burada bizler sonuna kadar belediyeyi halka açtık. İnsanlar belediyeyi görünce Dolmabahçe sarayında sandılar kendilerini.” açıklamasında bulunmuştu. (Manisa Kulis Haber)

İzmir'in Konak ilçesinde, Kordon'da çimlerde bir kişinin cansız bedeni bulundu. Üzerinden kimlik çıkmayan erkek kişinin evsiz olduğu öğrenildi.

Olay, saat 01.30 sıralarında Konak ilçesi, Alsancak semtinde bulunan Kordon'da meydana geldi. Sahilde gezen vatandaşlar, yerde yaşlı bir kişinin hareketsiz halde yattığını gördü. Vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Bölgeye gelen ekipler tarafından yapılan incelemede hareketsiz yatan kişinin yaşamını yitirdiği belirlendi. Üzerinden kimlik çıkmayan ve evsiz olduğu öğrenilen kişinin cansız bedeni, ölüm nedeninin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürdürülüyor. (DHA)

Mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektörlerini bünyesinde buluşturan Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (EMKOÜİB), 2023 yılında 900 milyon dolar olarak gerçekleştirdiği ihracatını, 2024 yılında 1 milyar dolara taşımayı hedefliyor.

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (EMKOÜİB) 2023 yılı mali genel kurul toplantısı ve  “İhracatın Yıldızları Ödül Töreni” gerçekleştirildi.  

EMKOÜİB, 2023 yılında Mobilya, Ahşap, Kağıt ve Odundışı sektörlerinde 2023 yılı için ilk 3 ihracatçı firmalara, Birlik özelinde en çok ihracat yapan, en katma değerli ihracat yapan, en çok ülkeye ihracat yapan , en çok ihracat artışı sağlayan firmalar kategorisinde toplam 15 ödül verdi.

Ege İhracatçı Birlikleri’nde 2023 yılı Mali Genel Kurul Toplantısında konuşan Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, “Türkiye, 2023 yılında Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri sektöründe zor bir yılı geride bıraktı. Temsil ettiğimiz üç sektörün Türkiye geneli ihracat performansı 2023 yılında %6’lık bir düşüşle 7,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Sektörlerimizin Türkiye geneli ihracat paylarına baktığımızda, mobilya sektörü 4,5 milyar doların üstünde gerçekleştirdiği ihracatla en büyük katkıyı sağladı. Mobilya sektörünü 2,5 milyar dolarlık ihracatla kağıt mamulleri sektörü takip etti. Orman ürünleri sektöründen ise 2023 yılında toplam 155 milyon dolar ihracat gerçekleşti. İhracat rakamlarına Ege Bölgesi olarak göz attığımızda ise 2023 yılında 900 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirerek geçtiğimiz yıla göre %4’lük bir düşüş yaşanmıştır.” dedi.

Dünya ihracatında ilk 8’de yer alan mobilya sektöründe hedef ilk 5 ve daha yukarısı
Başkan Gürle, “Temsil ettiğimiz 3 sektörün ihracat değerlerine bakıldığında, her ne kadar ihracat kalitesi olarak ülke ortalamasının üstünde olsak da Ege olarak Türkiye Geneli ihracatından aldığımız %12‘lik payın potansiyelimizin altında olduğunu söyleyebiliriz. 2024 yılı sektör hedefimizi Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliğimiz olarak 1 milyar dolar olarak belirledik. Temsil ettiğimiz tüm sektörlerde amacımız yalnızca ihracat rakamlarını yukarı çekmek değil, daha katma değerli, tasarım odaklı ihracat ile daha katma değerli ürünler ihraç ederek birim fiyatlarımızı ve bunun etkisiyle toplam ihracatımızı arttırmaktır. Mobilya Sektörlerimizi ayrı ayrı ele aldığımızda mobilya sektörü özellikle son iki sene içerisindeki küresel tedarik zincirlerindeki değişimden olumlu yönde etkilenen bu sayede potansiyelini artıran sektörlerin başında yer alıyor. Dünya ihracatında ilk 8’de yer aldığımız mobilya sektöründe hedefimiz ilk 5 ve daha yukarısı. Mobilya sektörü aynı zamanda Cumhuriyetimizin 2023 - 100. Yıl ihracat hedeflerine en yakın olan ve sürekli dış ticaret fazlası veren sektördür.” diye konuştu.

Mobilya Sektöründe katma değer Turquality ve Ur-Ge Projeleri ile artıyor
Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Hikmet Güngör, “Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği olarak ilk organizasyonumuz 23 firmamızın katılımıyla 5-9 Mayıs 2024 tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz Suudi Arabistan Sektörel Ticaret Heyeti ile başlıyor. Ardından, Ağustos ayında Güney Afrika’ya, Eylül ayında Fas- Senegal’e ve Kasım ayında Hindistan’a yönelik yurtdışı pazarlama faaliyetlerimiz olacak. 2028 İhracat Tanıtım ve Pazarlama Vizyonu kapsamında Mobilya Turquality Projesi'ni İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği koordinatörlüğünde Ege Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, Orta Anadolu Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ile birlikte yürütmeye başladık.” dedi.

Hikmet Güngör, “2023 yılı içerisinde Egeli mobilya firmalarının ihracatını artırmak hedefiyle yürütülen “Aegean Furniture” Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (UR-GE) projesi kapsamında; 2023 yılı içerisinde eğitim ve danışmanlık faaliyetleri verilmiş, 2023 yılının son çeyreğinde Fas Sektörel Ticaret Heyeti gerçekleştirdik. 2024 yılında, bir önceki Ur-Ge projemiz sonlandırılarak yeni firmalarımızın katılımlarıyla “Aegean Furniture” Ur-Ge projemiz yeniden başlamış bulunmaktadır. Tasarıma ve katma değerli mobilya ihracatını dikkat çektiğimiz diğer bir projemiz Ezber Bozan Tasarım Yarışmamızı bu sene 4. Kez “Mobilyaşam” temasıyla düzenliyoruz. Mobilya sektörünün markalaşması ve tasarım odaklı üretime yoğunlaşabilmesi için tasarımcılarla firmalarımızı bir araya getirecek çalışmalar yürütüyoruz.” dedi.

Türkiye geneli ile kıyaslandığında Ege bölgesi olarak yaklaşık 3 katı birim fiyata ihracat yapıyoruz
Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, “Odun dışı orman ürünleri sektöründe kekik ve defne gibi dünya ihracatında söz sahibi olduğumuz ürünlerimiz mevcut. Odun dışı orman ürünleri sektörümüzde Türkiye geneli ile kıyaslandığında Ege bölgesi olarak yaklaşık 3 katı birim fiyata ihracat yapıyoruz ve 2023 yılında Türkiye Geneli ihracatının %67‘lik kısmı Birliğimiz tarafından yapıldı. Odun dışı sektörümüzde karşılaştığımız en büyük sorun ise pa ve tağşiş sorunu. Bu ürünlerin doğru metotlarla üretilmesi ayrıca, defne, adaçayı, kekik, biberiye gibi ürünlerimizin üretim alanlarının arttırılması gibi amaçlarla sürdürülebilir bir üretim için Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Üyelerimizin karşılaştığı sorunları çözmek için gerekli çalışmaları yürüterek ilgili mercilere girişimlerde bulunuyor, üyelerimizin haklarını savunuyor, sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda çiftçilerimizle el ele vererek ürünümüzün değerinde satılması için ortak çalışmalara imza atıyoruz.” dedi.

Tarakçıoğlu, “2028 İhracat Tanıtım ve Pazarlama Vizyonu kapsamında Odun Dışı Orman Ürünleri Turquality Projesi’ni ise Ege Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği koordinatörlüğünde Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ile birlikte yürütmeye başladık. “Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Sektöründe Uluslararası Rekabetin Geliştirilmesi Ur-Ge Projesi” yürütmeye başladık. Avrupa Birliği’ne kekik ihracatında yaşanan PA sorununa ilişkin olarak Denizli’de yerleşik kekik üreticilerinin farkındalıklarının artırılmasını teminen, Denizli Tarım ve Orman İl Müdürlüğü işbirliğinde Nisan ve Mayıs ayları içerisinde kekik üreticilerine yönelik bilgilendirme toplantıları düzenledik.” diye konuştu.  

“Türk Bitki Çayı” markası 
Nurettin Tarakçıoğlu, “Ticaret Bakanlığımızın “2028 İhracat Vizyonu” kapsamında, sektörlerimizin hedef ülke olarak seçtiği ABD ve Almanya gibi pazarlarda Türk markasının en iyi şekilde tanıtımının yapılması amacıyla Birliklerimiz koordinasyonunda Akdeniz Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ortaklığında mobilya, kâğıt ve tıbbi aromatik bitkiler sektörlerinde 4 sene boyunca Turkish Herbal Tea Turquality Projesini yürüteceğiz. Dünya 1. si olduğumuz kekik defne biberiye vb. gibi odun dışı orman ürünlerinin bu sefer farklı bir yönünü, “Tıbbi ve Aromatik Bitkiler” gücünü, “Türk Bitki Çayı” markası tanıtımıyla dünyaya göstereceğiz. Bu projede ABD ve Almanya öncelikli hedef pazarlarımız olacak.” dedi.

Kağıt endüstrisi 2023 yılında 2,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Başbakkal ise “Kağıt mamulleri sektörümüz bir diğer lokomotif sektörümüz ve Ege İhracatçı Birlikleri olarak Türkiye’de Ege olarak payımız %21,5. 2023 yılında kağıt sektörümüzün Türkiye geneli ihracatında 11’lik azalma olurken Ege Bölgesinde yüzde 4’de sınırlı kaldı. Kağıt ihracatında Ege Bölgesi’nde Mısır ve İran öne çıkarken Türkiye genelinde İngiltere öne çıkıyor. Kağıt endüstrisi 2023 yılında 2,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 2024 yılı Ocak-Mart döneminde ise yüzde 2’lik artış yaşandı. Ege Bölgesinde kağıt ihracatında ortalama ihraç birim fiyatı Türkiye’nin üzerinde. Ege Bölgesinde kağıt sektörümüzün 2023 yılı ihracatı 538 milyon dolar bandında gerçekleşmiştir. Kağıt sektörü için ülkemizde kağıdın ana hammaddesi olan selülozun dışa bağımlılığımız maalesef bir süredir devam ediyor. Endüstriyel orman alanlarının çoğaltılması ve selüloz stratejik ürünler kapsamına alınması için önümüzdeki dönemde Tarım ve Orman Bakanlığı ile çalışmalarımız olacak.” dedi.

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Mobilya Çalışma Komitesi Başkanı A. Müjdat Kemer ise mobilya sektörünün sürdürülebilirlik çalışmaları üzerine bir sunum gerçekleştirdi ve Mobilya Sektörü Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu hakkında bilgi aktardı.

Ödül alan firmalar;

AHŞAP MAMULLERİ 

1. MİLANO AĞAÇ KAPLAMA SAN. VE TİC. A.Ş.

2. ARSLAN DIŞ TİC. SAN. ANONİM ŞİRKETİ

3.VENNİ - İZMİR YILDIZ ORMAN ÜRÜNLERİ A.Ş.

ODUN DIŞI 
1. KÜTAŞ TARIM ÜRÜNLERİ A.Ş.

2. ÜRÜN TARIM ÜRÜNLERİ A.Ş.

3. ALTUNTAŞ BAHARAT SAN. VE TİC. A.Ş.

KAĞIT
1. TETRA PAK LTD. ŞİRKETİNDEN KORAY DELLAL

2. MM GRAPHIA İZMİR KARTON SAN. VE TİCARET A.Ş

3. TZE GLOBAL DIŞ TİCARET A.Ş

MOBİLYA 
1. BAMBİ İÇ VE DIŞ TİCARET A.Ş.

2. VİTA BİANCA MOBİLYA LTD.

3. KONFOR DAY. TÜK. MALL. MOB. A.Ş.

2023 YILI İHRACATINDA EN ÇOK ARTIŞ SAĞLAYAN FİRMA;

ALKİM KAĞIT A.Ş.

2023 YILI İHRACATINDA KİLOGRAM BAŞINA BİRİM FİYATI EN YÜKSEK EN KATMA DEĞERLİ İHRACAT YAPAN FİRMA;

DORYA DEKORASYON A.Ş

2023 YILINDA EN ÇOK ÜLKEYE İHRACAT YAPAN FİRMA;

SANDALYECİ A.Ş.

Denizli'nin Kale ilçesinde otomobilin devrilmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Akif Zıraplı (58) idaresindeki 20 AEG 104 plakalı otomobil, Akçay Mahallesi yakınlarında, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu devrildi.

Yaralanan sürücü kaldırıldığı Kale Devlet Hastanesi'nde müdahaleye rağmen kurtarılamadı.(AA)

Basketbol Süper Ligi'nde normal sezonu ilk 4 sıra içinde bitirmesi daha önce kesinleşip Beşiktaş'la üçüncülük için çekişen Pınar Karşıyaka, yarın ligde kalışını matematiksel olarak büyük oranda garantileyen Merkezefendi Belediyesi Basket'i Ege derbisinde ağırlayacak.

Mustafa Kemal Atatürk Karşıyaka Spor Salonu'ndaki maç saat 15.30'da başlayacak. Bilet fiyatları öğrenci 75, tam 200 TL olarak açıklanırken, 14 yaş altındaki çocuklar 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasında maçı ücretsiz izleyebilecek. Ev sahibinde sakatlanan Carey ve Kenan, konuk ekipte ise Badzim ile Pecarski forma giymeyecek. Karşıyaka ligde 28 maçta 19 galibiyetle dördüncü sırada yer alıyor. Son 5 maçta 4 galibiyet alarak rahatlayan Merkezefendi'nin ise 11 galibiyeti var. (DHA)

TFF 2'nci Lig Beyaz Grup'ta 9 galibiyetin ardından zirve yarışındaki rakipleri önünde en önemli haftalarda üst üste 2 maçını kaybederek şampiyonluk ve ikincilik şansını yitirip Play-Off'a odaklanan Bucaspor 1928, normal sezonun son iç saha maçında taraftarından yoksun olacak.

Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Buca'ya 21 Nisan Pazar günü iç sahada lider Esenler Erokspor'la oynanan karşılaşmada yaşanan taraftarın neden olduğu saha olayları sebebiyle 1 maç seyircisiz oynama ve 28 bin TL ceza verdi. Sarı-lacivertliler ayrıca taraftarın neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat yüzünden de 28 bin TL'yle cezalandırıldı. Buca, son hafta Diyarbekirspor'u boş tribünler önünde ağırlayacak. Erokspor maçında yardımcı hakem Hasan Erdoğan'ın tribünden atılan yabancı bir maddeyle başından yaralanıp yerde kalmasıyla oyun 10 dakika durmuştu. (DHA)

TFF 3'üncü Lig 2'nci Grup'u üçüncü sırada bitirmesi kesinleşerek adını 4 yıl sonra ilk kez play-off'a yazdıran Karşıyaka yarın amatöre düşen Sapanca Gençlikspor'la ligin son haftasında deplasmanda karşılaşacak. Sapanca Atatürk Stadı'ndaki maç saat 15.00'te start alacak.

Play-Off finalleri öncesi as futbolcularını formalite niteliği taşıyan mücadelede riske etmeyecek Kaf-Kaf sahaya yedek ve genç ağırlıklı kadroyla çıkacak. Karşıyaka'nın play-off'taki ilk rakibi de yarın oynanacak son hafta maçlarının ardından belli olacak. Yeşil-kırmızılı ekip bu karşılaşmanın ardından play-off'un ilk turunda 2 Mayıs Perşembe günü Alsancak Stadı'nda sahne alacak.

SEFA DA SEZONU KAPATTI
Ligin son haftalarında önemli aslarını sakatlığa kurban veren Karşıyaka'da play-off maratonu öncesi orta saha oyuncusu Sefa Küpeli de sezonu kapattı. Sefa'nın adalesinde meydana gelen yırtık nedeniyle 3 hafta sahalardan uzak kalıp play-off maçlarını büyük ihtimalle kaçıracağı öğrenildi. Karşıyaka'da daha önce ikinci yarıda Yasin Ozan ve Erdem Gökçe'nin çapraz bağları kopmuş, Ferdi de adale sakatlığı nedeniyle play-off öncesi formasından ayrı kalmıştı. Karşıyakalı futbolcular, teknik heyet ve yönetim, play-off arifesinde Newold İzmir'deki moral yemeğinde bir araya gelerek stres attı.

Mehmet KARABEL yazdı... Polis kurşunu ile ölen ilk üniversiteli!

Mehmet KARABEL yazdı... Polis kurşunu ile ölen ilk üniversiteli!

Kütahya'nın Tavşanlı ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 1 kişi öldü, 1 kişi ağır yaralandı.

Tavşanlı'dan Harmancık istikametine giden Ahmet Taş idaresindeki 01 NH 890 plakalı otomobil, aynı istikamete seyir halinde olan Ahmet Durgut (75) idaresindeki 16 BKZ 38 plakalı otomobile arakadan çarptı.

Kazada sürücü Ahmet Durgut ile araçta yolcu olarak bulunan Feride Durgut ağır yaralandı.

Kazayı gören diğer sürücüler durumu jandarma ve sağlık ekiplerine bildirdi.

Olay yerine gelen 112 Acil Sağlık ekipleri, yaralıları, ilk müdahalenin ardından Tavşanlı Doçent Doktor Mustafa Kalemli Devlet Hastanesi’ne götürdü.

Ahmet Durgut, hastanede yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamazken Feride Durgut’un hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi.

Diğer araç sürücüsü Ahmet Taş ise jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. (AA)

İzmir Ticaret Odası Nisan ayı meclis toplantısında konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “İşgücü maliyetleri çok yüksek olduğu için özellikle hizmet sektöründe yüksek fiyat artışları yaşanıyor. Sonuç olarak tüketici seçimlerinde doğru sinyalleri alamıyor. Bu nedenden dolayı, asgari ücretin diğer maliyet ve ücretlere göre normalleşmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ - İzmir Ticaret Odası (İZTO) Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı, İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz başkanlığında, Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

2021-2022 yılı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından açıklanan verilere göre gelir vergisi ve kurumlar vergisi rekortmenleri olan meclis üyelerine plaket verildi.

Özgener, 31 Mart Yerel Seçimleri’nde Foça Belediye Başkanı olarak seçilen Saniye Bora Fıçı’nın aynı zamanda İZTO meclis üyesi olmasından dolayı Fıçı’ya kadın İZTO meclis üyeleriyle birlikte nazarlık takdim etti.

TÜRKİYE’DE YAPIŞKAN ENFLASYON DEVAM EDİYOR
Mecliste konuşma yapan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, şunları söyledi:
“2024’de küresel ölçekte etkili olması beklenen risk; global enflasyon. Enflasyonu düşürmek için faizlerin yükselmesi ile birlikte stagflasyon ve global resesyon ile ilgili risklerin olabileceği tahmin ediliyordu. Son çıkan raporlar, dünya ekonomisinde yumuşak iniş senaryosuna daha yakın olduğumuzu ve dünya ekonomik büyümesindeki yavaşlama ile enflasyonun birçok ülkede kontrol altına alınacağını gösteriyor.
Ancak, Türkiye’de olduğu gibi başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere küresel boyutta enflasyonun yapışkan özelliğinin devam ettiğini ve düşürme yönünde istenilen ölçüde başarı sağlanamadığını görüyoruz. Buna rağmen, FED’in ilk faiz indirimine ilişkin piyasa beklentilerinin piyasalarda bir süre daha oynaklık yaratabilmesi mümkün görünüyor.

Bu oynaklığın ötesinde yüksek enflasyonun yarattığı tahribat, bir süre daha ekonomileri rahatsız etmeye devam edebilir.  Allianz Trade’in hazırladığı rapora göre 2023 yılında küresel alacak vadeleri ve işletme sermayesi gereksinimleri rekor düzeye yükseldi. Allianz Trade raporuna göre kârlılıktaki 1 puanlık düşüş, Avrupa şirketleri için ödeme vadelerini 7 günden fazla artırabilir.

Tüm sektörlerde alacak vadelerinin uzaması ve işletme sermayesi gereksiniminin artması, yüksek faizli global ortamın ve enflasyonun bir sonucu. Dünya genelinde yaşanan bu değişimlerin etkisini ülkemiz reel piyasalarında da görüyoruz.”

FAKTÖR VERİMLİLİĞİNİN DÜŞMESİ BÜTÜN EKONOMİLER İÇİN PROBLEM
Özgener, Türkiye’nin yüzde 68,5 yıllık enflasyonu ile Arjantin, Suriye, Lübnan gibi ülkelerden sonra 4. Sırada yer aldığını belirterek “Yapısal olarak şirketlere ve hane halkı gelirinin artırılmasına yönelik en önemli reformun enflasyonun düşürülmesi olduğuna inanıyorum. Geçtiğimiz yılın aynı ayında %50,5 olarak gerçekleşen ülkemiz enflasyonunda 18 puanlık bir artış olduğunu gözlemliyoruz. Enflasyon ile mücadelede ortaya koyulan programdan taviz verilmemesi ve ihtiyaç duyulan reformların hayata geçirilmesiyle hızlı bir toparlanma sürecine girileceğine inanıyoruz. Enflasyondan dolayı verimli ve verimsiz firmaların daha az ayırt edilebilmesi önemli bir refah kaybı. Ayrıca uzun vadede ülke büyümesine en öncelikli katkının kaynağı olan toplam faktör verimliliğini de aşağı çekiyor. Türkiye’de toplam faktör verimliliğinin düşmesi bir süredir araştırmalarda okuduğumuz bir problem ve daha önceki meclis konuşmalarımda da sizinle paylaşmıştım. IMF, son raporunda bu durumun bütün ekonomiler için bir tehdit olduğundan bahsediyor. Bunun sebepleri, şirket içi verimliliği artıran teknolojik ilerleme ivmesinin dünya genelinde azalması; ama daha önemlisi pandemi sonrası ortaya çıkan şirketler ve sektörler arasında tahsis verimliliğini azaltacak politikaların uygulanması” şeklinde konuştu. 

PARA POLİTİKASI UYGULAMALARI BDDK İLE UYUMLU GİTMELİ
Özgener sözlerini şöyle sürdürdü:
“2024 ikinci çeyreğinde, ekonomide enflasyon ana gündem konumuz olmaya devam edecek. 
İlk çeyrekte enflasyonu aşağı çekecek düzeyde yeterince bir sıkılaşmanın pratikte oluşmadığını görüyoruz. Merkez Bankasının para politikası kararlarının BDDK ile uyumlu gitmesi gerektiğini düşünüyoruz. Neticede aylık enflasyonun mevsimsellikten arındırılmış olarak 2,5’e düşmesi bekleniyordu; ancak 3,16 civarında geldi. Tüketici kredilerinin seyrine hala hızlı devam ettiği ve krediler bu kadar hızlıyken enflasyonun düşmesinin maalesef zor olduğunu görüyoruz.

Kredi kartları, perakende ve diğer satış verilerinin güçlü seyrini koruduğunu gözlemliyoruz. Ancak, son bir ayda tüketici kredileri ve kredi kartı kullanım hacminin düşme eğiliminde olması vatandaşın da kart harcamalarında enflasyon şartlarında sınırlı ölçüde de olsa daha temkinli davranış göstermeye başladığını işaret etmektedir. Buna karşın ticari kredilerde ise %66’ya ulaşan faiz oranlarına rağmen belirgin bir artış gözleniyor.

SIKILAŞMA TRENDİ ARTTI
Mart ayının son haftası başlayan sıkılaşma trendinin arttığını görüyoruz. Yılın geri kalanında kredilerde daha sert bir daralma sonucunda talep koşullarının 2.çeyrek ile birlikte dezenflasyon sürecine daha fazla katkı vermesini bekliyoruz. Sıkılaşmanın etkilerini ve yılın 2.çeyreğinde makroekonomik koşullar üzerinde etkili olup olmadığını değerlendirip, enflasyon üzerindeki etkisini yakından takip ediyor olacağız.

ENFLASYON DÜŞÜŞÜNDE HALK İKNA EDİLEMEDİ
Merkez Bankası başta olmak üzere Ekonomi Yönetimi’nin tespitlerini doğru buluyoruz. Fakat Sayın Hazine ve Maliye Bakanımız ve Merkez Bankası Başkanımızın da dile getirdiği gibi, hane halkının henüz enflasyon düşüşü konusunda ikna edilemediği görülüyor.

Bunun bir kısmı yukarıda bahsettiğim gibi, enflasyonun tahsis etkinliğini azaltması ile ilgili. Ancak önemli bir kısmı da Merkez Bankalarına ve ekonomi politikalarına duyulan güven ile ilişkili. Bu güveni artırmak için, popülist adımlardan kaçınarak, şeffaf ve net politikalar uygulanmaya devam edilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Kredi ve kur politikalarında karmaşık düzenlemelerin sadeleşmesine devam edilmesini, seçici kredi politikalarında kamu bankaları yerine ihtisas kredi kurumlarının (KGF, yatırım ve kalkınma bankası gibi) daha fazla tercih edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”

TÜKETİCİ SEÇİMLERİNDE DOĞRU SİNYALİ ALAMIYOR
Asgari ücretin kararının ekonomik istikrar programında güven yaratacağına dikkat çeken Özgener, “Asgari ücretin 540 dolar civarında olması, ülkemizde şu ana kadar belirlenmiş en yüksek seviye. İşverene maliyeti ise yol ve yemek ücretleri de dahil edildiğinde yaklaşık 950 dolar civarında. Bu rakamların, ihracatta rekabet ettiğimiz birçok ülkeden daha yüksek olduğunu vurgulamak isterim. Bu durum ihracat kapasitemiz açısından problem oluşturduğu gibi, biraz önce belirttiğim gibi fiyat belirleme davranışları üzerinde de olumsuz bir etkiye sebep oluyor. İşgücü maliyetleri çok yüksek olduğu için özellikle hizmet sektöründe yüksek fiyat artışları yaşanıyor. Sonuç olarak tüketici seçimlerinde doğru sinyalleri alamıyor. Bu nedenden dolayı, asgari ücretin diğer maliyet ve ücretlere göre normalleşmesi gerektiğini düşünüyoruz.  Bu anlamda, bugün gerçekleşen Para Politikası Kurulu toplantısı büyük önem taşıyordu. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yineledi. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşunu sıkılaştırılacağı ve dezenflasyonun 2024 yılının ikinci yarısında tesis edileceğini vurguladı. Bugün aldığı kararla Merkez Bankası talebin dizginleneceğine dair sinyaller aldığını, ancak gerektiği takdirde de parasal sıkılaştırma yoluna başvurabileceği mesajını da verdi” dedi.

KUZEY İZMİR TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGESİ, AKILLI KENT OLANAKLARINI GELİŞTİRECEK
Son olarak Özgener şunları söyledi:
“İzmir’in bir dijital ve bilim kenti olarak gelişmesi gerektiğini her fırsatta paylaşıyorum. 20 Nisan tarihli Resmi Gazete kararı ile Kuzey İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin hayata geçirilmesi de, bu değerlendirmemi teyit ediyor. Çiğli Balatçık’ta oluşturulacak İzmir’in 5. Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin ülkemiz ve kentimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Bu sayede kentimizin katma değerli üretim ile teknoloji yapısının ve akıllı kent olanaklarının gelişeceğine inanıyorum.”