Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Siyasette yumuşama devrimi mi başlıyor?
Engin ÖNEN
YAZARLAR
6 Mayıs 2024 Pazartesi

Siyasette yumuşama devrimi mi başlıyor?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in görüşmesi, siyasi gündemin ilk sırasına yerleşmiş durumda. Normal demokrasilerde çok olağan olan bir görüşme bizde olağanüstü bir olay olarak algılandı.

AKP kurulduğundan ve özellikle de ard arda seçimler kazanıp, gücünü pekiştirdikçe, kutuplaşmaya yaslandı ve gerilimden beslendi. Döneme göre CHP’yi, MHP’yi ve HDP/DEM’i şeytanlaştırarak seçmen tabanını konsolide etmeyi başardı.

Bu gerilim siyaseti seçmen bloklarını katılaştırarak partiler arası geçişleri zorlaştırıyordu. Sonra bunda tek parti olarak zorlanınca, daha önce düşmanlaştırdığı MHP ve Bahçeli ile ittifak oluşturdu. Hükümeti tek başına kurdu ama devleti/bürokrasiyi MHP ile paylaştı.

Son seçimlerden çıkan sonuç, Erdoğan’ın AKP’nin destek kaybını ARTIK, Bahçeli ile de telafi edemeyeceğini gösterdi. Her ne kadar Cumhur İttifakı oyu yüzde kırkı geçti dese de, bu oy mevcut sistemde iktidarı korumaya yeterli değil ve oy kaybının süreceği de kesin gibi.

Türkiye’deki ekonomik kriz ve bunun seçmen kitlelerine yansıma düzeyi artık, kutuplaşma siyaseti ile telafi edilecek aşamayı geçmiş bulunuyor. Dikkat edilirse Anadolu’da AKP ve MHP’nin yönettiği şehirlerin çoğunda iktidarı cezalandırmaya yönelik tepki ortaya çıktı. Buna gelecekte Cumhurbaşkanı adayı olarak görülen İmamoğlu ve Yavaş’a verilen yüksek düzeyde desteği de eklediğimizde, Erdoğan için çalan çanların hayra alamet olmadığı net olarak ortada.

Bu koşullarda “Özgür Efendi”, “Özgür Bey” oldu. Daha önceleri ağza alınmayacak sıfatlarla anılan Bahçeli’nin de “Sayın Bahçeli” olması gibi.

Bu olayı çok partili demokrasinin kazanımı olarak değerlendirmek de mümkün, ki çoğu yorumcu böyle yapıyor, ama Erdoğan’ın siyasi stratejisi olarak görmek de.

Erdoğan ifade etmese de, Demirel’in “dün dündür, bugün bugündür” sözünde dile getirdiği gibi pragmatist bir siyasetçi.

Seksen öncesi AP/Demirel ve CHP/Ecevit’in uzlaşmaz ve gergin siyaseti nedeniyle Cumhurbaşkanı seçilememiş ve 12 Eylül darbesinin en önemli mazeretlerinden birini bu oluşturmuştu. Daha sonra doksanlı yıllarda hem koalisyon ve hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde DYP ile SHP işbirliği yapmışlardı.

Ardından da Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde en yakın partneri, Başbakan ve DSP lideri Ecevit olmuştu. Sağ ve sol bir araya gelmiş, birbirinin elini sıkmayan liderler güçlü bir işbirliği yapmışlardı.

Bu siyasi olaylar tabii ki, kendi tarihsel dönemi içinde anlam kazanır. Benzerliklerinden hareketle aynı sonuçları doğuracak diye bir zorunluluk yok.

Erdoğan’ın yumuşama mesajları ve Özel ile görüşmesini demokratik uzlaşma ve yumuşamanın başlaması gibi yorumlamak için biraz daha zaman gerekebilir. Ancak bu üslup ve yumuşama dilini aynı zamanda, Erdoğan’ın seçmen desteğini durdurmaya yönelik bir hamle olduğunu da hesaba katmak gerekir.

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu görüşemeye itiraz ederken, “Erdoğan ile müzakere edilmez, mücadele edilir” sözüne karşılık, Özel’in “hem müzakere hem mücadele” karşılığı yerinde bir ifade. İktidar ve ana muhalefet arasındaki bu diyalog sürecinin, yumuşama ve demokratik bir uzlaşma olarak yorumlanabilmesi ve bunun seçmen düzeyine yansıması için, bu görüşmelerden somut sonuçların çıkmasını beklemek gerekir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git